Dersim (Tunceli)
Her şehrin kendine has bir yapısı vardır. Tarihiyle, kültürüyle, örf ve adetleriyle o yapıyı devam ettirirler. Cadde ve sokaklarında gezerken, tarihi ve kültürel mekanlarını dolaşırken o yapıyı hisseder, farkında olmadan zaman içinde bir gezintiye çıkarsınız. Bazen görkemli yapılarıyla gururlanır, bazen de da yıkık virane yapıları arasında duygulanır ve hayıflanırsınız. İnsanların gözünde o şehrin tarihini seyredersiniz.
Şehirlerde insanlar gibidir. Doğarlar, büyürler, gelişir ve ölürler. Kendinizi verdiğinizde insanlar gibi kalp atışlarını hissedersiniz sokaklarında dolaşırken. Coğrafyalarında nice hatıralar saklıdır şehirlerin, acı ve tatlı.
Çeşitli vesilelerle dolaştığım Anadolu'nun her köşesinde ayrı bir dünya bulurum. Gitmediğim ama kitaplardan okuduğum, televizyonlardan seyrettiğim, haberlerden duyduğum şehirleri ziyaret ettiğimde gördüklerimle duyduklarım çok farklı gelir bana. Demek ki yaşamak gerekir bazı güzellikleri. Tunceli'de böyle yerlerden biriydi benim için, ta ki geçen hafta günübirlik bir ziyaretle görmek ve gezmek nasip olana kadar. Hep olumsuz yönleriyle anlatılmıştı Tunceli. Terörle, bombalarla, katliamlarla yerleştirilmişti zihin dünyamıza bu kent. Halbuki M.Ö. 2200 yıllarına dayanan tarihinden hiç bahsedilmemişti bize. İçinde sırasıyla Hurrilerin, Hititlerin, Urartuların, Medlerin, Perslerin, Makedonyalıların, Romalıların, Partların, Kapadokyalıların, Bizanslıların, Sasanilerin, Arapların ve Türklerin yaşadığı bu kadim şehir sadece bu milletlere ev sahipliği yapmakla kalmamış onlardan izleri günümüze kadar da taşımıştır. Evlilikleri, nişanları, düğünleri, cenaze törenleri, kirvelikleri, dini inanışları, halkın moral değerleri, doğum adetleri, cemleri, cemevleri, hıdırellezleri ve daha nice güzellikleri. Tarihi ve kültürüyle ilgili bilgiler bir tarafa cumhuriyet döneminde aksatılan, ötelenen ve örselenen bu şehrin son bir yılda nasıl ayağa kalktığına, daha doğrusu kaldırıldığına gözlerimle şahit olmanın hazzını yaşadım.
Terör örgütlerinin kıskacında hayat sürmeye çalışan Tunceli'nin kaderi, belediye başkanının görevden el çektirilmesi ve belediyeye kayyum olarak valinin atanmasıyla değişmeye başladı. Valilik görevini yürüten Sayın Tuncay Sonel'in belediye başkanlığına vekalet etmesi ile iki kurumun işleri millet lehine birleşerek son hızla yatırıma dönüştü. Merkezi hükümetin de desteği ile çehresi değişen şehrin güzelliği insanların yüzlerine yansımış durumda. Teröristlerin yollarını kesip insanları öldürdüğü bu şehir şimdilerde birçok yatırımın bittiği ve yeni yatırımların hızla devam ettiği bir şehir haline geldi. Kıyı düzenlemelerinden isale hatlarına, doğalgaz projelerinden yeni yollara kadar onlarca güzel çalışma bitmiş şehir nefes almaya başlamıştır. Sadece yatırımlarla değil sosyal ve kültürel çalışmalarla Tunceli kendini fark ettirme noktasında hayli mesafe almıştır. Ülkemizin çeşitli yörelerinden gelen sporcuların rafting yaptığı Munzur Nehri ile, 81. Sıradan 4. Sıraya yükselen istihdamı ile, SODES projeleri ile, çocuk şenlikleri ile İstanbul'u aratmayan şehirde eski duyduğumuz halinden eser kalmamış. Engelli vatandaşlarımıza, yetim ve öksüz evlatlarımıza ve yaşlılarımıza yönelik hizmetler her kesimin takdirini kazanmış durumdadır. Evde bakım hizmetleri ile yaşlılarımızın duasını alan vali aşevi projesiyle günde 1000 ihtiyaç sahibi vatandaşın evine sıcak yemek göndermekte, 1155 üniversite öğrencisine burs vererek eğitim durumlarını kolaylaştırmaktadır. Toplam 9 km'lik yol güzergahının aydınlatılarak geceleri de gündüzlere dönen şehirde gece seyirleri ayrı bir güzel olmuş. Okullarda teşvik projeleri ile çocuklar ödüllendirilmekte ve geleceğe hazırlanmaktadırlar.
Tunceli-Pülümür- Erzincan yolundan Tunceli- Pertek yoluna, Tunceli güvenlik kulelerinden Tunceli-Elazığ karayolu elektronik denetleme güvenlik sistemlerine, ağız ve diş sağlığı merkezine kadar yeni yatırımlarla çok daha güvenli ve yaşanılır bir şehir haline gelecek olan Tunceli'de halihazırda birçok ilimizi geride bırakmış durumdadır.
Tüm bu yapılanlar bir yana valimizin insani ilişkilerini de görme şansını yakaladık bu kısa sürede. İftar sofrasındaki halk ile sohbeti ve sonrası kısa bir tur attığımız caddede insanların vali ile diyalogları ve özellikle çocukların vali amcaları ile muhabbetleri kayda değer görüntülerdi. Daha önce görmediğim ama görmüş kadar bilgi sahibi olduğum şehrin yeni hali arzu ettiğimiz muasır medeniyetler seviyesinde olmasa bile en yakın zamanda bunu yakalayacağına eminim. Bu değişimin sebebi sadece merkezi yönetimden değil, aynı zamanda merkezi yönetimin Tunceli'de görevlendirdiği valinin insani ve cesurane yaklaşım ve çalışmalarından kaynaklanıyor. Kendisini tebrik ediyor ve örnek alınması gerektiğine inanıyorum.
24 Haziran Türkiye'nin miladı olacak. "Durmak Yok Yola Devam" diyor, yeni dönemin ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum.