Derin millet sandığı bekliyor
Son yerel seçimlerin (2009) sonucunu hatırlıyor muyuz? Seçimlerden birinci parti olarak çıkan AK Parti 15,5 milyon insanın tercihiyle yüzde 38,8 oy almıştı. Şimdi bunu veri olarak kenarda tutalım.
Gelelim Gezi olaylarından bu yana kamuoyunda yaratılmak istenen algıya.
AK Parti'nin son genel seçimde aldığı yüzde 50'lik oy oranı merkeze alınarak kıyaslamalar yapılıyor. Örneğin, bu seçimlerin referandum niteliği taşıdığını yazanlar, söyleyenler var.
***
30 Mart 2014 yerel seçimlerinde AK Parti için yüzde 40 civarında bir oy oranı psikolojik eşiktir.
Genel seçimlerde ise bu eşik yüzde 50'dir. Ama genel seçimin eşiğini yerel seçimin eşiği olarak kullanmak en azından insaflıca değil!
Örneğin diyorlar ki, "AK Parti yüzde 50'nin altında bir oy alırsa bu, Gezi olaylarının ve dershane tartışmalarının iktidara vurduğu darbeyi gösterecektir."
Peki gerçek böyle mi? Hiç sanmıyorum.
***
Mahalli seçimlerin en önemli özelliği baraj sisteminin olmamasıdır. Yerel seçimlerde yüzde 10 barajı olmadığından en küçük marjinal partiler bile gerçek oy oranlarını görme şansını yakalarlar.
Genel seçimlerde "Aman oylar bölünmesin" diye üç büyük partiden birine oy verenler, mesela yerel seçimlerde baraj sorunu olmadığından gönüllerindeki adaya veya partilere rahat rahat oy atar.
Dolayısıyla AK Parti için geçen seçimde aldığı yüzde 38.8'lik puanın üstüne çıkması psikolojik eşiğin aşıldığını gösterir.
Peki yeterli midir diye sorulacak olsa her siyasi parti için olduğu gibi AK Parti de bu oranı tabi ki yetersiz sayacaktır. Ama burası işin politik boyutu.
***
AK Parti'nin yüzde 38.8 oy aldığı 2009 seçimlerinde CHP yüzde 23,1, MHP yüzde 16,1, DTP (BDP) yüzde 5,7, Saadet Partisi ise yazde 5,2 oy aldı.
Dolayısıyla yüzde 5'in üzerinde oy almış olan bu partiler için de psikolojik eşik, yukarıdaki oranların altına düşmemeleridir. Bunun üzerinde aldıkları her oy onların da politik artı hanelerine yazılacaktır.
***
Bugüne kadar yapılan anketler, başkan adaylarının isimleri kesinleşmediğinden haliyle genel seçim araştırmaları gibiydi.
Ancak partilerin aday isimlerinin belirgenleşmeye başlamasıyla birlikte yavaş yavaş bundan sonra gelecek anket sonuçlarını merak ediyorum doğrusu.
Tahminime göre AK Parti'nin oy oranı genel seçimlerdeki oy oranına yakın seviyelerde olacak.
Başta dediğim gibi Gezi olayları ile başlayan Başbakan Erdoğan ismini "şeytanlaştırma" operasyonlarına ve AK Parti'yi yıpratma çabalarına karşın, AK Parti son genel seçimlerdeki oy oranlarını bence koruyor.
Ancak bu tahminim gerçek çıksa bile AK Parti'nin genel seçimlerde aldığı oy oranını baz alarak barajın olmadığı yerel seçim sonuçlarıyla kıyas yapmak en azından "etik" değil!
***
Şimdi gelelim tahminime. Bazıları için çok iyimser sayılabilir benim tahminim. Ama ben bu tahmini çevremdeki insanlar da bilir Gezi olayları başladığı günden bu yana söylüyorum.
Gezi olayları esnasında şöyle demiştim: AK Parti'nin oyları bugünden itibaren yüzde 50 bandına sabitlenmiştir!
Niye böyle konuşuyorum. Çünkü herkes medyada, televizyonda, gazete köşelerinde ve sosyal medyada sesi çok çıkanların oy oranının da yüksek olduğunu zannediyor. Halbuki her zaman iktidarı belirleyen Anadolu'daki dindar ana damardır.
Ülkenin bu ana omurgasını oluşturan "Derim millet" için de Gezi'den bu yana işleyen süreç çok "kırıcı" oldu.
Çünkü onlara göre evlatları olarak gördükleri "Tayyip'e karşı çok haksızca saldırılar yapıldı!"
Gezi'de, 3 çocuk'ta, kızlı-erkekli ev tartışmasında, MİT krizinde, Alkol meselesinde ve son olarak 'Dershane tartışmalarında' meselenin "Tayyip'i indirme!" meselesi olduğunu düşündüler.
Ve her zaman olduğu gibi sustular.
Tepkilerini, konuşacakları tek platform olan seçim sandığına saklıyorlaru2026