Dolar (USD)
32.33
Euro (EUR)
34.86
Gram Altın
2306.53
BIST 100
9079.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

01 Haziran 2020

Dergilerin sesine kulak verelim

Yaşadığımız salgın sürecinden etkilenmeyen sektör neredeyse yok gibi. Ruhlar derin yaralar alırken diğer yandan ekonomik ve sosyal alanda da etkinsini derin şekilde hissettiren yaralar ortaya çıkmaya başladı. Elbette yayın dünyamız da birçok anlamda olumsuzlardan payını aldı. Baskı maliyetleri, posta ve kargo giderleri, dergilere ulaşımda yaşanan zorluklar derken bir yanımız daha eksilmeye başladı.

Dergisiz edebiyat olmaz derim her zaman. Dergilerde yazıyor olmam da “adresime gönderilen dergiler” hakkında her ay büyük bir titizlikle yazıyor olmam da içimdeki dergi aşkından gelen keyif halinden başka bir şey değil.

Tanzimat ile birlikte başlayan değişimden payını alan edebiyat dünyası; yeni akımlar, oluşumlar ile kendine bir yol çizmeye başlar. “Yeni” denen o albenili dünyada denenen türler, ortaya konan eserler de yeni olmanın bütün özelliklerini barındırır niteliktedir. Dergiler de edebiyat dünyamıza Tanzimat’la birlikte girer ve şairlerin, yazarların oluşturduğu edebi akımların bir nevi ev sahipliğini yapar.

Dergi, dermekten gelir. Derleyip toparlamaktır derginin bir işlevi de. Sadece yazıları, şiirleri değil aynı zamanda dergi ekibini de derleyip toparlar. Bir dergi etrafında toparlanmak demek disiplin olmak, kendini hizaya çekmektir.

Dergi, edebiyatın atan kalbidir. Dergiler edebiyatı canlı tutan en önemli etkenlerin başında gelir. Bizler edebiyat dünyasında olan bitenden dergilerin sayesinde haberdar oluruz. Güncel olandan geçmişe, oradan geleceğe gidip gelirken zihin de estetik bir jimnastik yapmış olur.

Dergilerin toplayıcılık özelliği önemli. Özellikle Anadolu’da dergi çıkarıyorsanız bu daha da önemlidir. Dergi adına bir araya gelmek, dergi için toplanıyor olmak yaşadığı şehri daha da anlamlı kılar dergi ekibine. Gelen çalışmaları değerlendirmek, şiirler, öyküler üzerine konuşmak dergi çevresinde bulunanlar için bir nevi atölye çalışması gibidir.

Dergisiz edebiyat olmaz. Dergileri takip etmeden, dergilerde yazmadan bir şeyler yapabilmek de imkânsız görünüyor. Günümüz edebiyatının kalbi dergilerde atıyorsa bu kalbin sesini duymak için dergilerin dünyasına girmek gerekir.

Mehmet Âkif, Necip Fazıl, İsmet Özel, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu gibi isimler çıkardıkları dergiler ile edebiyat dünyasına seslenirken bir düşünce yapısının oluşmasına da zemin hazırlamışlardır. Onların dergi tezgâhı bir mektep gibi işleyerek genç neslin zihnini de bir gergef gibi işlemiştir.

Sosyal medyanın, iletişim ağlarının her yeri kapladığı bir zamanda dergilerin çıkıyor olması da sözün gücünün tesirinden olsa gerek. Şiirlerin, sözlerin, vakitlerin bir su gibi harcandığı sosyal medyanın aksine çıkışını sürdüren dergilerimizin olması umut ışığının sönmediğini gösteriyor.

Günümüzde her türlü olumsuzluğa rağmen dergilerin başında bulunan isimler dergi işinin ciddiyetle yürütüldüğünü gösteriyor bize. Yediiklim dergisinde Ali Haydar Haksal, Karabatak dergisinde Ali Ural, Dergâh dergisinde Mustafa Kutlu ve Ali Ayçil, Edebiyat Ortamı’nda Sadık Yalsızuçanlar, Hece dergisinde Rasim Özdenören, Ay Vakti’nde Şeref Akbaba örnekleri gösteriyor ki usta isimler dergilerin ayakta kalması için yüreklerini ortaya koymaya devam ediyor.

Dergiler çıkmaya devam etmeli. Önümüzde yolumuzu aydınlatan güzel örnekler var. Dergiler günümüzde mektep dergi hüviyetini kazanarak gençlerin yetişmesine önayak olmalı. Bunu başaran Karabatak, Aydos, Şiar gibi dergilerin sayısının artması edebiyatımızın geleceği için de önem arz ediyor.

İki binli yılların başında İbrahim Tenekeci’nin gayretleri ile çıkan ve benim de büyük bir titizlikle yazdığım Kırklar dergisinin edebiyat dünyamıza kazandırdığı birçok isim günümüz edebiyatında önemli çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Kırklar dergisinin yaktığı meşaleyi İtibar, Muhit dergisi de aynı şevk ve kararlılıkla canlı tuttu, tutmayı da sürdürüyor. Bu adımlar, edebiyatın yaşayan yüzünü gösteriyor bize.

Salgın günlerinde dergilerimiz ellerinden geleni yaptı. Dergilerini dijital alanlarda okuyucularına sundu, eski sayılarını da okuyucular için erişime açtı.

Bugün gelinen noktada dergilerin yaşaması için maliyetlerde bazı kolaylıklara gidilmesi elzem hale gelmiştir. Kütüphanelere alınan dergi sayısının düşürülmesi, artan posta giderleri dergileri çıkamaz hale getirdi. Sebilürreşad dergisi genel yayın yönetmeni ve Türdeb Başkanı Fatih Bayhan dergileri rahatlatmak için büyük bir gayret içine girdi. Konunun muhatabı birçok kişi ile görüşmeler yapıldı.

Şimdi gönüllerden geçen; dergilerin posta ve kargo giderlerinin iyileştirilmesi şeklinde atılacak bir adım olabilir. Dergiler okuyucularına PTT Kargo üzerinden sembolik bir ücret ile ulaştırılabilir. Kültür hayatımızın en önemli parçalarından olan dergilerin böylelikle biraz rahat nefes alması sağlanabilir.

“Dergiyi yaşat ki edebiyat yaşasın.” diyor ya Ihlamur dergisi; edebiyatın yaşaması için atılacak somut adımlara ve yetkilerden gelecek iyi haberlere ihtiyacımız var.

Bir dergi çevresinde yetişen gençlerin edebiyatımızın geleceği adına umut vaat eden işler yapmalarını düşünmek hiç de hayal değil. Bunun için dergilerin yaşaması şart.

Dergiler hem gençler için hem edebiyat dünyamız için bir umut kaynağı olabilir. İşlevi sadece eser yayınlamak olmayan dergiler, gençlere yol ve yordam öğreterek bir derginin çok derin anlamlar ifade ettiğine bir kez daha şahit tutmuş oluyor hepimizi.

Kültür ve Turizm Bakanlığından, İletişim Başkanlığından dergilerin sesine kulak vermesini bekliyoruz. Bu zorlu günlerde birçok alanın olduğu gibi dergi dünyamızın da iyi haberlere ihtiyacı var.

 
ABONE OL
Deniz feneri detay
Deniz feneri detay
Kızılay 160x600
TDV ramazan