Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
21 Ağustos 2022

Dergâh'ın içinde sabahı beklerken

Türk yayıncılığının öncü ve önemli kuruluşu Dergâh’ın kurucusu Ezel Erverdi, Sabahı Beklemeden kitabında hayatını ve hatıralarını anlatıyor.

2-Dergâhçılar toplu olarak_0352e365ac3ff6f88667ef71359f9735.jpg

7-ezel erverdi sabahı beklemeden_9c00cbf289f36c61a2dc5be4ef988080.jpg

Mehmet Nuri Yardım

Yayıncılık zor zenaat. Bu mesleği aşk ile yapmaya kalkarsanız zorluğu da, çilesi de, keyfi de sefası da artar. Bu bakımdan Dergâh gibi kuruluşları, diğer vasat yayınevlerinden ayırmak gerekiyor. Zira bir mektep olmak ideali ile kurulan yayınevi, şimdiye kadar memleket sathında yüzbinlerce okuyucuya ulaştığı gibi, özgün bir yazar nesli de yetiştirdi. Bugün Türk edebiyatı ve fikir hayatında ‘Dergâhçılar’ nesli vardır ve eserleri esaslı biçimde okunuyor. Dergâh bizim 80 kuşağı için bir sığınak, bir buluşma mekânı ve mektep hüviyetindeydi. Bizden önceki 70 ve 60 kuşağı için de öyle bir okul vasfı vardı. 80’li yıllarda Anadolu’dan kopup gelen üniversite neslimiz için bir irfan otağı oldu. Nurettin Topçu Hoca’nın Hareket’iyle başlayan cevelan, Dergâh’ın kutlu mekânında devam etti. Biz edebiyata, sanata, okumaya ve yetişmeye meraklı gençlerin beslendiği ana kaynaklardan biri de şüphesiz Dergâh pınarı olmuştur. Bu yayıncılık anlayışının merkezinde Anadolu sevgisi, kalbinde kardeşlik duygusu, ruhunda ise Türkiye sevdası vardı. Zaten yayın anlayışı dile getirilirken “Ayak bastığımız merkez zemin yakın ve uzak tarihiyle, kuvvet ve zaaflarıyla Türkiye idi” deniliyor. Memleket tutkusu, başka nasıl anlatılır ki?

Kaplan’dan İşaret ve Destek

6_3d93f0627c201689be88810dded4e703.PNG

Biz Mehmet Kaplan Hocanın talihli talebeleriydik. Hocamızın eserlerini ve hocası Ahmet Hamdi Tanpınar’ın bütün kitaplarını yayımlayan Dergâh’ın da sıkı müdavimleriydik. Bu gönül mangalını eşelerken Nurettin Topçu’yu, Remzi Oğuz Arık’ı ve diğer kudretli mimarları da keşfettik. Eserlerini heves ve heyecanla okuduk. Bilhassa Tanpınar ve özellikle romanı Huzur, bizim için yol açıcı ve yürek serinletici oldu. Sahaflarda ve kültür muhitlerinde dolanıp beslenmeye başlamıştık. Sanıyorum Dergâh’ın mimarı Ezel Erverdi büyüğümüzün ilk istişare ettiği kişi Nurettin Topçu ise, ikincisi de Mehmet Kaplan Hoca olmalı. Dergâh’ın İstanbul’daki mekânları bugüne kadar çok değişti ama özü hep aynı kaldı. Divanyolu’nda, Sirkeci’de, Cağaloğlu’nda hep aynı nezih ortamı yakaladık ve mümtaz simaların tebessümleriyle karşılaştık. Bâbıâli’den ayrılan yayınevi, bugün Üsküdar’da hizmetine devam ettiriyor.

Proje Fabrikatörü

4-Ezel Erverdi_2c88bf7a34f18873a88c3325f86ced0b.jpg

Sabahı Beklemeden hatıratını okurken, haddim olmayarak Ezel Erverdi için iki vasfı düşündüm. İlki “proje fabrikatörü” oluşu, ikincisi ise “kabiliyet kâşifi” hususiyeti. Müşfik, mütebessim ve huzurlu bir sima ama aynı zamanda zihni devamlı işleyiş hâlinde. Âdeta gemilerin sürekli olarak girip çıktığı bir hareketli liman. Topçu Hoca, irşadı mükemmel bir kılavuz, Ezel Bey ise eski nesil bir başöğretmen. Bâbıâli’nin ve neşriyat dünyamızın uçbeyi. Hiçbir zaman heyecanını yitirmeyen ve bu cephesiyle de yayıncılara örnek teşkil eden bir güzide naşir. Yazarlarıyla köklü dostluklar kurabilen nadir bir patron. Dirayeti, heyecanı, sebatı ve gayretiyle Dergâh Mektebi’nin öncüsü, gözcüsü, sözcüsü…

Cevheri Mücevhere Dönüştürmek

5-Ezel Erverdi-Metin Erksan-İsmail Kara_c696261e5bdb004fa956adead2abed40.jpg

Ezel Bey, her daim yetenekli gençlere sahip çıkmış, hayırlı teşebbüslere omuz vermiş, fikir ve sanat hayatımızın canlı kalmasında her türlü mihneti çekmiş bir ‘ağabey’dir. Yayıncılık, dergicilik, kitapçılık, dergicilik, gazetecilik, muhtelif alanlarda şirketler… Sabahı Beklemeden kitabını okurken sadece bir yayınevinin özel tarihini değil, Türkiye’nin yakın geçmişini de sağlam bir dürbün ile görebiliyoruz. Dergâh kendi sahalarında otorite olan yetkin hocaların ders verdiği bir üniversite gibi. Bu akademinin rektörü Ezel Erverdi ise hocaları arasında Mustafa Kutlu, İsmail Kara, Ali Birinci, Hüsrev Hatemi, Teoman Duralı, Orhan Okay, Emin Işık, Ferruh Bozbeyli, Mustafa Kara, Süleyman Uludağ da bulunuyor. Sekiz ciltte tamamlanan ve alanında en hacimli bir eser olan Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi Ezel Erverdi’nin belki de yüzlerce projesinden biri. Bu abidevî kaynak eseri hazırlayan Mustafa Kutlu ile yıllar önce sohbet etmiştik. Ansiklopedinin serencamını kâh sevinçle, kâh hüzünle anlatmıştı.

Ardından Dinî Bilgiler Ansiklopedisi… Bu çatı altında eserleri neşredilen kıymetli yazarlardan bazıları: Abdülhak Hamit Tarhan, Ahmet Mithat Efendi, Ahmet Haşim, Ömer Seyfettin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Nurettin Topçu, Mehmet Kaplan, Remzi Oğuz Arık, İnci Enginün, İsmail Kara, Hüsrev Hatemi, Mustafa Kara, Mustafa Kutlu, Ahmet Yaşar Ocak, Zeynep Kerman, Orhan Okay, Bilge Seyidoğlu, Cinuçen Tanrıkorur, Teoman Duralı, Süleyman Uludağ, Ahmet Tabakoğlu, Ali Birinci, Ayhan Bıçak Bilge Seyidoğlu, Ahmet Atilla Şentürk, Ahmet Kartal, Haluk İpekten, Sıtkı Aras, Fazıl Gökçek, Alev Sınar, Mustafa Kök, Yavuz Demir, Yavuz Akpınar, Yılmaz Tezkan, Ziya Bakırcıoğlu.

Türk İrfanının Kütüphanesi

3-Ebubekir Erdem-Ezel Ezrverdi-Hüsrev Hatemi-Namık Açıkgöz_88e75c008c45864daf61d33a7054aa33.png

Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi’nden bir nebze bahsettik. Ama başka ansiklopedi ve diziler de var. Mesela Türk Klâsikleri, İslâm Klâsikleri, Batı Düşünesi, Doğu Düşüncesi, Çağdaş Türk Düşüncesi, Çağdaş İslâm Düşüncesi, Felsefe, Tarih, Müzik kitapları… Anadolu Kitaplığı, Ülke Kitapları, Erzurum Kitaplığı, Yeni Türk Edebiyatı Metinleri… Armağan kitaplar… Kurulan gazeteler, yayımlanan dergiler, yeni yayınevleri… Ezel Erverdi “vefa” hissini yaşamış ve çevresindekilere yaşatmış bir karakter abidesi ve hatır numunesidir. Vefat edenler için ‘anma’, yaşayanlar için hazırlanan ‘armağan kitaplar’, bu vasfın nişanesi. Mehmet Kaplan, Nurettin Topçu, Orhan Okay, İnci Enginün, Zeynep Kerman, Bilge Seyidoğlu, Süleyman Uludağ armağan kitapları, gözü de gönlü de dolduruyor. Âdeta hatıralarla, fotoğraflarla bezenmiş zarif albümler demeti… Dergâh, ismiyle müsemma bir ulu irfan okuludur ki, orada hoca olmak kadar talebe olmak da müdavimler için bir talih sayılsa gerek.

1977 yılında kurulan yayınevi bugün hayrü’l-halefini bulmuştur. Köklü kuruluşun Genel Koordinatörü Asım Onur Erverdi canla başla çalışıyor. Ve yardımcısı olan iyi editörler. Sağlam bir kütüphane oluşturmak için Doğu’dan, Batı’dan, İslâm dünyasından, tarihten, edebiyattan, felsefe ve düşünce dünyasından, sanatların her dalından seçme eserleri ilim, sanat ve kültür dünyamıza kazandırmaya devam ediyorlar. İlmî eserlerin yanı sıra şiirden denemeye, romandan tiyatroya ve hatıra ile seyahat kitaplarına uzanan sanat eserlerine de yer verilen yayınevinde mühim konulara dair mümtaz hocaların seçkin eserleri de bulunuyor.

Sabahı Beklemeden

6_d1d475abb2bc4b1fc18ba90377d8977c.PNG

Haftalardan beri Sabahı Beklemeden’i okuyorum. Neredeyse derkenar düşmediğim sayfa, altını çizmediğim satır, işaret koymadığım bölüm kalmadı. Hem hatırat, hem de hayat ve hakikat kitabı. Yayınevinden önce Hareket Yayınları ve dergisi, Dergâh Kitapçılık’ın kuruluş hikâyesi, Derya Dağıtım, Derpa, Dergâh Kitabevleri ve Dergâh Yayınları A.Ş. Bu kuruluşların kurucuları, hisseleri, emekleri, arada yaşananlar, istişareler, sürekli toplantılar… Keşke her büyük yayınevi kendi tarihini okuyucularına böyle açık ve net biçimde açsa. Yaşanan sıkıntılar, çekilen acılar, kopuşlar, ayrılışlar, gösterilen üstün çabalar, başarılar, bazen de hezimetler ve daha nice hadise… Anlatılanları merak ve heyecanla okurken şüphesiz kendimize de hisse çıkarıyor, ders alıyoruz.

Ezel Bey’in Büyük Sinema Tutkusu

8-dergah dergisi tp. 5 mart 2015_95cfa87ec521ffdbbdac17fdf49d07a5.jpg

Doğrusu bu eseri okuyana kadar Ezel Bey’in sinemaya tutkusunun bu denli yüksek olduğunu bilmiyordum. Bir filmin yapımcılığını üstlenecek kadar elini taşın altına koymuş bir ideal adamı. Senaryolar, filmler, diziler… Eh Metin Erksan gibi Türk sinemasının güneşi bir kişiyle dost olabilmek kolay mı? Beni en çok hüzünlendiren bölüm, Ezel Beyin büyük oğlu Osman Kerim’in müessif bir kazada ve gencecik yaşta hayata veda etmesi oldu. Aile fertlerinin yazılarını okurken gözyaşlarıma hâkim olamadım. Bu büyük kedere rağmen mümince gösterilen metanet, sabır ve tevekkül ise Cenabı Allah’ın lütfu. Ezel Bey’in sinema merakı gibi siyaset hevesi ise bahs-i diğer. Hakikaten hayat kitabıdır Sabahı Beklemeden. Rahat ve samimi bir üslûp. Akıcı ve sürükleyici bir anlatım. Yüzlerce fotoğraf, kapak, afiş ve kupür. Büyük boy, 528 sayfa.

Ezel Erverdi, çok sevdiği ve bağlandığı Nurettin Topçu’nın özelliklerini şöyle sıralar: “Nurettin Bey’de şu vasıfları gördüm: Muallim (okulda, toplumda), irşad eden filozof, mutasavvıf yönelişli mümin, idealist ve sanatkâr.” Doğrusu Ezel Bey’in bütün bu vasıfları Hoca’sından tevarüs ettiğini ve aynı cömertlikle etrafına yaydığını görüyoruz. Böyle olmasaydı, Türk yayıncılığının temel taşlarından biri olan Dergâh kurulabilir miydi? Haydi kuruldu diyelim, böylesine canla başla yaşatılabilir miydi? Başta Ezel Ağabey olmak üzere bu kutlu yapıya taş taşıyan, emek veren ve destekte bulunan herkese teşekkürler…