Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Şubat 2023

​Depremle mi uğraşalım sizinle mi?

Kahramanmaraş Pazarcık’ta 7.7 ve Elbistan’da 7.6 büyüklüğünde meydana gelen depremin etkileri, ciddi anlamda can kayıplarının yaşandığı 10 il ile sınırlı değil maalesef. Değil bölgenin, ülkemizin sınırlarını aşacak kadar büyük ölçüde derin sonuçları olan bir deprem, tüm dünyada etkisini gösterdi. Avrupa’sından Amerika’sına, Asya’sından Afrika’sına kadar herkes yaşadığımız acıyı yüreğinde hissetti; yardımımıza koştu. Yunanistan ve İsrail’in bile yardım etmek istemesi yaşadığımız felaketin ne denli büyük olduğunu anlamaya yetiyor! Tüm dünyanın ülkemize akın edip, deprem bölgesinde mahsur kalan vatandaşlarımıza yardım eli uzatması güçlü bir ülke, güçlü bir devlet olduğumuzu gösteriyor. Bir kısmı ile dost olduğumuz ve güçlü bağlarımız olduğu için bir kısmı ise vaktiyle yardım eli uzattığımız için bize yardım etmek istiyor.

Yüzyıldır yaşanmamış böylesi derin bir felaketin etkileri kısa sürede yok olacak değil elbette. Günler, haftalar belki de aylar sürecek. Bu nedenle güçlü bir irade ile ciddi radikal kararlar almak ve uygulamak gerekiyor. Nitekim de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde devletimizin öncü kadrosu ilk günden bugüne değin birçok doğru kararı aldı, kamuoyu ile paylaştı. Bunlardan biri de ülke genelinde üniversitelerin yüz yüze eğitime ara vermesi ve yaz ayına kadar uzaktan eğitime geçmesi idi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle bir karar aldıklarını duyurduktan sonra YÖK şöyle bir basın açıklaması yayınladı: “Kahramanmaraş merkezli deprem afetinin ülke genelindeki etkileri nedeniyle Yükseköğretim Kurulu tarafından 2022 – 2023 eğitim ve öğretim yılı bahar döneminin uzaktan öğretim yoluyla tamamlanmasının uygun olduğuna karar verilmiştir…”

Bazı akademisyenler ve yazarlar bu kararı sosyal medyadan eleştirmeye başladılar. Oysaki oldukça yerinde ve son derece doğru bir karar. Akademisyenler ve bazı muhalif siyasetçiler dışında öğrenciler, öğretmenler ve diğer meslek grupları dışında pek kimsenin bu kararı eleştirmemesi de doğru bir karar olduğu tezini güçlendiriyor.

Bazı bölümlerde devam zorunluluğu yok zaten. Devam zorunluluğu olan bölümlerde de çoğu zaman hocalar esneklik tanıyor. Bu işi ciddiye alan hocaların dersinde ise öğrenciler devamsızlık haklarını çoğu zaman sonuna kadar kullanıyor. Uygulamalı olmayan derslerde, yani teorik derslerde, öğrenciler genellikle arkadaşlarından aldıkları fotokopilerle çalışarak dersi geçmeye çalışıyor. Dolayısı ile yüz yüze eğitimden uzaktan eğitime geçmekte uygulamalı dersler hariç diğer derslerde çok bir şey kaybetmemiş oluyoruz. Hatta aksine öğrencilerin derse erişimi, katılımı daha kolay olmuş olacak. Bu kararın alınmasının sebebi bazılarının lanse ettiği gibi keyfi değil elbette; depremde mağdur olmuş ve dolayısıyla soğuktan üşüyen, dışarıda evsiz barksız kalan binlerce vatandaşımız için konaklama imkanı sağlamak.

Şayet üniversiteler açılsa idi inanın istenilen düzeyde, sağlıklı bir eğitim verilemeyecekti oralarda. Hemen hemen hepimizin ya bir yakını ya bir akrabası veya tanıdığı bu illerde depremin etkisinde kalmış ya yaşamını yitirmiş ya da henüz ulaşamadığımız gerçeği ortada iken hangi halet-i ruhiye ile gençlerimiz kampüse gelip amfilerde ders dinleyebilirler ki? Maddi olarak kendileri orada olmuş olur ama ruhları, zihinleri her daim deprem bölgesinde olmaz mı? Buna rağmen üniversiteler tatil edilmesin diye feryat figan eden akademisyenlerin varlığı, depremdeki üzüntümüze, acımıza, derdimize dert katıyor. Depremdeki mağdurların imdadına mı koşalım bu akademisyenlere derdimizi anlatmakla mı uğraşalım?! Zamanımızı çaldıklarının farkında değiller mi bu hocalar? Tabiri caiz ise, ülke cenaze evine dönmüş iken uzaktan eğitim kararı alınmayacak ise, ne zaman alınacak?

Ayrıca, depremin etkisinde kalan 10 il için okulların açılması 1 Mart, diğer iller için ise 20 Şubat olduğu yönünde de bir karar alındı. Bu kararın da doğru olduğunu düşünüyorum. Hatta sürecin biraz daha ileri tarihe erteleneceği kanaatindeyim. Şu an okulların birçoğu depremden etkilenmiş vatandaşlarımızın konaklaması için açılmış durumda.

Deprem bölgesinden yazıyorum bu yazıyı. Depremi o gece hisseden biriyim. Neler yaşadığımızı neler hissettiklerimizi bir biz biliriz bir Allah! Eşim ve bir yaşındaki kızım ile günlerce dışarıda kaldık. Acımıza ortak olmayanların bizi anlamasını elbette beklemiyoruz; eleştirmelerini, karşı çıkmalarını, tepki göstermelerini ise hiç anlamıyoruz. İnanın gölge etmesinler başka ihsan istemeyiz!