Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Şubat 2023

​Depremin altında kimler kaldı?

Enkazın altında yörede yaşayan on binler, yüz binler kalmadı. İyisiyle kötüsüyle, hatası ve sevabıyla vefat edenler başka bir dünyaya, bizim de zaten gidecek olduğumuz bir dünyaya gözlerini açtı.

Enkazın altında yaralı kurtulan; kafası parçalanan, kolu, bacağı kırılan, sakatlanan ve hayatı kaldığı yerden sürdüremeyecek bile olsa bir şekilde yoluna devam edecekler kalmadı.

Enkazın altında daha ilk günden üzerindeki şoku atıp ne bulursa enkazın başına gidip tırnaklarıyla betonu söken, harcı didikleyen, elinden geleni eli üşüyerek yapanlar kalmadı.

Enkazın altında aile, dost, ahbap, akraba demeden oraya, tanımadığı insanların beldesine gidip o kavurucu soğukta tir tir titreyerek açlığa, susuzluğa, uykusuzluğa aldırmadan çabalayan yürekli insanlar kalmadı.

Enkazın altında Edirne’den Kars’a, Sakarya’dan Balıkesir’e, İzmir’den Ankara’ya yurdun dört bir tarafından depremin daha ilk gününde bulduğu ilk vesaitle, hatta belki otostop çekerek yardıma koşan, elinden geleni yapan isimsiz kahramanlar kalmadı.

Enkazın altında; yöre halkına kapılarını açan, onlarla evlerini, çorbalarını paylaşan, daha ilk günden onları bu badireden uzaklaştırmak, yaralarını hafifletmek için evlerinin kapılarını açan, konaklama mekanları ayarlayan yöneticiler kalmadı.

Onlar adını depreme, deprem tarihine, insanlığın nasiyesine altın harflerle yazdırdı. Vicdanını en temiz sularla yıkadı. Ve onlar, ki onlar geleceğin Türkiye’sine umut bahşeden onurlu simalardır.

Enkazın altında millet kalmadı, millet aklı kalmadı. Bu millet bir kez daha bütün dünyaya ne kadar yardımsever, ne kadar alicenap, ne kadar asil ruhlu olduğunu gösterdi.

Enkazın altında bozuk düzen kaldı.

Enkazın altında çürük binalara sağlam raporu veren liyakatsiz, çıkarcı, bencil uzmanlar kaldı.

Enkazın altında rica minnete boyun eğen; eş, dost, arkadaş, ahbap diye bir kat fazlasına onay veren belediyeler ve onların çapsız görevlileri kaldı.

Enkazın altında üç beş kuruş fazla kazanmak için demirden, harçtan, tuğladan, malzemeden çalan kişiliksiz, onursuz, niteliksiz müteahhitler kaldı.

Enkazın altında, elinde avucundakini yöreye göndermek için yola çıkaranların gönderdiklerini yol keserek yağmalayan çapulcular, felaketten bile nemalanmak isteyen arsızlar, hırsızlar kaldı.

Enkazın altında deprem ülkesi olduğumuz ve öncesinde sayısız depremlere şahit olduğumuz halde buna hazırlıksız yakalanan, bizi hazırlıksız yakalatan nüfuzlu ama ufuksuz yöneticiler kaldı.

Enkazın altında her vesileyle imar affı çıkaran, kendi istikbalini milletin istikbaline yeğ tutan, yöredeki vatandaşı seçimden seçime hatırlayan alık siyasetçiler kaldı.

Böylesi büyük felaketlerde bireylerin aklı tutulur, bireyler şok yaşar ama devletlerin şok geçirme hakkı yoktur. Enkazın altında şok geçiren, anında vaziyet edemeyen, sürece geç adapte olan kurumlar kaldı.

Enkazın altında sorumluluk ve inisiyatif sahibi olup sorumluluklarını ve inisiyatiflerini yerine getiremeyen sünepe yöneticiler kaldı.

Enkazın altında, oraya anında müdahale etmek için yola çıktığı halde prosedürler gereği geciken, bu geciktirmeye zemin hazırlayan yasalar, tüzükler, düzenlemeler kaldı.

Kaosa kaosla müdahale kaosu büyütür. Kaosa düzenle müdahale edilir. Enkazın altında kaosa kaosla müdahale eden, düzen kuramayan, organizasyon yoksunu kof beyinli liyakatsizler kaldı.

Süreç bitmedi ve devam ediyor. Şimdi yapılması gereken benlik senlik kavgası değil, yardımlara koşmak ve memleketin yaralarını sarmak için bir kibrit çöpü mesabesinde olsa bile elinden geleni yapmaktır.

Kısa çöpü uzun çöpten ayırmanın vakti elbette gelecektir. Şimdi yapılması gereken birlik ve beraberlik içinde umudun önündeki engelleri kaldırmak, bu kara geceyi sabaha erdirmektir.

Son olarak, fiziksel bakımdan değil ama zihnen depremin altıda kalanları cezalandıracak, üstünde kalanlara mükafat dağıtacak bir sisteme ihtiyacımız var. Adamakıllı, adam gibi bir sisteme… En büyük depremde bile hiç kimseye zarar vermeyecek güçlü, zaman üstü bir sisteme… Ve onu kuramadığımız sürece her deprem hepimiz için bir mahşer alanı olmaya devam edecek… Ve onu kuramadığımız sürece yine iyiler ölecek yine kötülerin yaptıkları yanlarına kâr kalacak.