Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.87
Gram Altın
2979.45
BIST 100
9753.47
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
13 Şubat 2023

​Depreme Farklı Bir Bakış

Biliyorum, bazı kardeşlerim; “şimdi bu konuların vakti mi?” diyeceklerdir. Hatırlarsanız gölcük depreminde bir Hoca Efendi, “deprem ilahi ikazdır” dediği için üç yıka yakın süre hapse mahkum edilmişti, ama her iman eden de bilir ki, yaşanılan tüm felaket ve musibetlerin, bizim mana dünyamızla yakından alakası vardır. işin bu yönü hatırlatılmaz ve yeterince değerlendirilmezse konu kesinlikle eksik kalır.

Öncelikle bilelim ki, manevi depremlerin, yani, şirkin, küfrün, nankörlüğün, her türlü fısk-u fücurun, maddi depremlerle yakından alakası vardır. İçkinin, kumarın, zinanın, faizin, moda ve çıplaklığın, kısaca tüm haramların ve isyanların, ilahi ikazlara etkisi vardır. Bakınız %99’u Müslüman olan ülkemizde muhalefet partileri, “İstanbul sözleşmesini yeniden getireceğiz” diyorlar. Bizim iktidarımızda LGBTİQ yani “ibahiye” yani sınırsız ahlaksızlık serbest olacak diyor. Buna rağmen de namazlı niyazlı insanlardan oy alabiliyor. Ne ki, kendilerini mütedeyyin sayan kimi partiler bu şer odaklarıyla ittifak kurabiliyor.

İşte isyanın bu kadarı, gayretullaha dokunur. Gazabı ilahiyi celbeder. İlahi ceza çok farklı şekillerde tezahür edebilir. Aynen şu ayetlerin özetlediği gibi; “Biz (nice asi olan) bu topluluk ve kişilerden her birini günahları yüzünden kıskıvrak yakalayıverdik: Kiminin üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Kimini o korkunç çığlık yakaladı. Kimini yerin dibine geçirdik. Kimini de suda boğduk. Allah, böyle yapmakla kesinlikle onlara zulmetmedi; lâkin onlar kendi kendilerine zulmediyorlardı.” (Ankebut 29/40) “(Ey Muhammed!) Rabbinin, (Hûd’un kavmi) Âd’e, şehirler içinde benzeri kurulmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e, vadide kayaları oyan (Salih’in kavmi) Semûd’a, kazıklar sahibi Firavn’a ne yaptığını görmedin mi? Bunlar şehirlerde azgınlık eden ve oralarda pek çok bozgunculuk çıkaran kimselerdi. Bu yüzden Rabbin onların üzerine azap kamçısı yağdırdı.” (Fecr 89/6-13)

Şunu asla unutmayalım ki, depremlerin fiziki fay hatlarının yanında bir de metafizik fay hatları vardır. Fiziki fayları her gün işin uzmanları çıkıp konuşuyorlar. Manevi fay hatları ise bizim mana dünyamızda oluşan, kırıklar, çatlaklar ve yırtıklardır. Yani bizim nankörlüğümüz, günahlarımız ve isyanlarımız sebebiyle mana dünyamızın alabora olmasındandır.

Depremler ve diğer tüm musibetler, Allah'ın (cc) irâdesi dışında meydana gelen başıboş ve kontrolsüz felâketler değildir. Çünkü en küçük varlıklar olan atomlar ve atomun çekirdeğindeki nötronlar, protonlar ve elektronlar bile Yüce Allah’ın kesin denetimi ve kontrolü altındadır. Dolayısıyla Yerkabuğu, yerkabuğundaki boşluklar, çöküntüler, fay hatları ve yanardağlar da Yüce Allah’ın kesin denetimi ve kontrolü altındadır. Depremler İlâhi gazab olduğu için birçok âyet-i kerîmede, “Allah’ın azabı çok şiddetlidir” buyuruluyor ve “Rabbinizden korkun” emrine vurgu yapılıyor.

Yüce Allah buyuruyor: “Hatırlayın ki, Rabbiniz size şöyle buyurmuştu: “Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artırırım, eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.” (İbrahim 14/52) “Siz (nimetlere) şükreder ve (Rabbinize) îman ederseniz, Allah size niye azap etsin ki! Allah şükredenlerin mükâfatını veren, her şeyi bilendir.” (Nisâ 4/147) İnsanlar İlâhi nimetlere şükredip nankörlük etmese (günah işlemese) ve bu nimetleri veren Yüce Rablerine îman edip, İslâmî kurallar doğrultusunda yaşasa, Yerlerin, göklerin yegane hükümranı ve bütün âlemlerin Rabbi olan Allah (cc) kullarına azap eder mi? Gerçekte

İlâhi nimet olan toprak, su, hava ve ısı (güneş enerjisi) felâkete dönüşür mü?

Eğer insanlar şükür yerine nankörlük etse ve Allah’tan başka varlıkları rabler edinip hak din olan İslâm’a sırt çevirse, Allah (cc) yine acele etmez ve kullarına hemen azap etmez. Çünkü düşünüp taşınsınlar ve tevbe edip günahlarından arınsınlar diye onlara zaman tanır ve genelde cezaları âhiret âlemine erteler. Ancak!.. İnsanın doğasına ters düşen ve gayretullaha dokunan bazı günahlar açıkça yapılıp yaygınlaşınca, onların cezasının tamamını âhirete ertelemeyip bir kısmını dünyada da verir ve o zaman, gerçekte İlâhi nimet olan toprak, su, hava ve ısı (güneş enerjisi) İlâhi gazâba dönüşür. Allah (cc) muhafaza eylesin.