Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.71
Gram Altın
2958.26
BIST 100
9626.56
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
07 Kasım 2020

Depremden nemalanma alçaklığı

Ülkemiz deprem bölgesiç Her yıl onlarca irili ufaklı depremler yaşayarak bu gerçekliği içselleştirmek ve sorumlu ararken de kendimizden başlayarak işe koyulmak varken. her ne hikmetse suçlu arama avcılığına soyunuyor ve rezil rüsvay olduğumuzun farkına dahi varamıyoruz.

En son İzmir depremi..

Duyumlar algılar olgular ve beklentiler o kadar grift ve iç içe ki,gerçekten hayretler içerisinde kalıyor insan. Bir taraftan ağzından çıkanları kulakları duymayanların zırıltıları pırıltılar, diğer taraftan soysuz medya vasıtası ile durumdan vazife çıkarıcı haşerelerin zırvaları ve daha neler neler.....

Allah aşkına yüzlerce insanımız saniyeler içerisinde göçük altında kalmış. Deprem mahalli can pazarına dönüşmüş. Malum zihniyetin iflah olmaz sözcüleri ve trolleri lay lay lom. Suçlu arama peşine düşmüş ve devletimizin kurumlarını suçlamakla meşgul.

Be hey gafil. Enkaz altında kalanlar canlı. Üzerindeki onca yıkıntının hiç olmazsa bir taşını yada çöpünü al da en azından işe yara.

Nerede o akıl ve feraset.

Edebiyat edebiyat. cek cak.....

***

İzmir depreminde de gördük ki, devletimiz tüm kurumları ile ayakta. Saatler içerisinde ne yapacağı bilinci ile atacağı adımları attı. Yüzlerce vatandaşını enkazın altından sağ salim çıkardı. Adeta tüm ülke insanı tek yürek her şeyi gözleri önünde açık seçik gördü ve gördükçe de umutlandı. Devletimiz var olsun gerisi teferruattır diyerek başta cumhurbaşkanımız olmak üzere emeği geçenlere dualar ederek kendine düşen görevi yerine getirdi.

Yerli ve yabancı çok sayıda yaratık bu depremden de beklediği menfaati elde edemeyince çatladı patladı adeta kudurdu. Ancak oyuna gelenler olsa da bekledikleri kadar taraftar bulamamanın bir kez daha acziyeti içerisinde kinleri ile boğulacaklar inşaallah.

Özellikle malum zihniyetin temsilcisi durumundaki siyasi erk,hiç olmazsa bu depremde aklını başına almalı ve devletimizin kurumları arasında çimento olmalı idi ama kindarlık böyle bir şey. Çimento olmak şöyle dursun, kendi kazdığı kuyuya düşmenin mahcubiyetini bile yaşamadan zeytinyağı gibi su yüzüne çıkmaya çalıştı.

Allah'tan vatandaşımız eskisi gibi uyumuyor da olanları tüm açıklığı ile farketti ve kaydetti. Bu zihniyet iki koyunu dahi güdemez gerçekliğinin canlı örnekliğini bir kez daha açık seçik gördü. Bu zihniyetin belki de tek marifeti kalitesiz mesnetsiz yalan dolan muhalefet etmek.

***

Geçmiş dönemden hafızamda kalan muhalefetten hatırladığım bir kaç tanesini paylaşarak makalemi sonlandırmak isterim.

Rahmetli Erbakan hocamız meclis kürsüsüne çıktığında iktidarım diyenlere öyle cümlelerle cevap verirdi ki, kendilerini muktedir zannedenler renkten renge girer ve sırıtırlar ve gülünç dururma düşerlerdi.

Çekiç güç oylaması ile ilgili mecliste yaptığı bir konuşmada, bu gücün amacının PKK devleti kurmak olduğunu Irak, İran ve Suriye'den sonra bizim başımıza bela olacaklarını aktarmış ve bu oyunun piyonu olmayın diye adeta yalvarmıştı.

O gün bugün değildi tabi. Ama biz bugün o gün söylenenlerin aynen gerçekleştirilmeye çalışıldığının canlı örneklerini görüyoruz. Sadece bu gerçeklik bile muhalefetin nasıl yapılacağının basit bir örneği.

Muhalefet, iktidarın her eylemine ve söylemine zıddı ile cevap vermek olmamalı. Söylediğin her şeyin kaydedildiğini bilerek hareket etmeli. Bugün bir söylemin yarın seni mahcup etmemeli. Onun için büyükler söz gümüşse sükut altındır der.

S-400 için ileri geri konuşanlar bugün o günlerde atıp tuttuğu söylemleri unutsa da çoğu insanın hafızasına kazılı bu sözler er geç onların karşısına çıkar ve söz sahibini , varsa ar damarı mahçup eder.

Depremde dünyasını değiştiren kardeşlerime rahmet diliyor yaralılarımıza acil şifalar diliyor ve yaşayanlara da bu depremle bari ibret alarak kendilerine çeki düzen verirler İNŞAALLAH diyorum.

Sağlık ve mutluluk dileklerimle..