Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.15
Gram Altın
2963.42
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Şubat 2023

Depremde kaybettiğimiz Erbâb-ı Kalem

Asrın felaketi denince kimileri burun kıvırsa da yaşanan deprem felaketi gerçekten de kelimelerle tarif edilemeyecek kadar çok büyük bir boyutta. Nice canlar gitti, nice yürekler yandı, nice ocaklar söndü… Gün geçtikçe kayıplarımız daha da belirginleşiyor.

Böylesine büyük bir felaket karşısında milletimiz, büyük bir millet olmanın gereğini yerine getirerek, acıları dindirmek ve yaraları sarmak için adeta bir seferberlik başlattı. Yardım tırları kilometrelerce kuyruklar oluşturdu. Devlet ve millet el ele vererek deprem bölgesindeki acıları dindirmek için mücadele ediyor.

Binlerce insanımızı kaybettik. Aralarında her meslekten insanlar vardı. Geleceğe dair hayalleri olan yiğit delikanlılar, genç kızlar vardı. Daha hayatın eşiğinde onu hecelemeye çalışan mini mini yavrular vardı. Evlatları için canlarını ve ömürlerini harcayan analar babalar vardı.

Edebiyatçı, şair ve yazarlarımız da vardı depremin aramızdan alıp götürdüğü. Kitaplarını okuduğumuz, şiirlerini ezberlediğimiz, aynı dergilerde, aynı gazetelerde yazılar yazdığımız, şiir şölenlerine birlikte katıldığımız nice erbabı kalem de enkaz altında son nefeslerini verdiler…

Geçtiğimiz günlerde Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) tarafından yapılan açıklamadan öğrendiğimize göre depremde aralarında Ahmet Doğan İlbey, Fazlı Bayram, Ferhat Ağca, Yaşar Alparslan, Dr. Oğuz Paköz, Ercan Kozanoğlu, Recep Şükrü Güngör, Fatma Vişne, İdil Övgün, Abdulkadir Özkan’ın da bulunduğu 16 yazarımızı kaybetmişiz. Yüreğimiz sızladı okuyunca. Çoğunu yazılarından ve kitaplarından tanıdığımız bu insanlar artık aramızda olmayacak.

Yine Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) Genel Başkanı Yılmaz Karaca’nın yaptığı açıklamaya göre de şu ana kadar aralarında Ayşe Figen Arlı, Aziz Çevlik, Burak Alkuş, Burak Milli, Gökhan Alkan, Hidayet Özdemir, İskender Korkut, İzzet Nazlı, Kemal Öner, Meltem Özgen, Muhammed Akan, Mustafa Yüzbaşıoğlu, Neşet Alkan, Ruhi Akan, Yunus Emre Doğan, Zübeyir Pektaş, Erhan Yılmaz, H. Said Okay, Mehmet Tekin, Berkay Akay ve Fatih Nalbantbaşı’nın bulunduğu 21 gazetecimiz vefat etmiş. Allah cümlesine rahmet eylesin.

Yetiştirdiği onlarca fikir adamı, yazar ve şairiyle Kahramanmaraş’ı edebiyatımızın başkenti olarak kabul etmiştik. Necip Fazıl’dan başlarsak Yedi Güzel Adam olarak bilinen Nuri Pakdil, Erdem Beyazıt, Rasim ve Alaeddin Özdenören kardeşler, Cahit Zarifoğlu, Ali Kutlay, her biri ayrı bir kıymet olan Abdurrahim Karakoç, Bahaddin Karakoç, Hayati Vasfi Taşyürek, Âşık Mahsuni Şerif, Hilmi Şahballı, Duran Boz, Ali Akbaş, Atıf Bedir, Tayyip Atmaca, Yasin Mortaş, İnci Okumuş, Haşim Kalender, Mehmet Gözükara, Ramazan Avcı, Ahmet Sandal, Ahmet Süreyya Durna, Mevla İdris Zengin, Necip Evlice, Osman Sarı gibi nice isimler var Maraş’ın yetiştirdiği.

2014 yılında Edebiyat Bülteni dergisi olarak Abdurrahim Karakoç için bir Özel Sayı çıkarmak istemiştik. Karakoç adına çıkacak özel sayıda mutlaka Kahramanmaraşlı yazarlarımızdan destek almamız gerekiyordu. Bu yüzden Ramazan Avcı, Tayyip Atmaca, Oğuz Karakoç ve Ahmet Doğan İlbey gibi isimlere müracaat etmiştik. Ahmet Doğan İlbey hocamızla da bu vesile ile telefonla görüşmüştük. Dergimiz çıkınca kendisine dergiyi gönderdiğimde çok memnun olmuştu.

Öteden beri Ahmet Doğan İlbey’i yazılarıyla takip ederdim. İnandığı değerlerinden taviz vermeyen, eğip bükmeden konuşan, kalemiyle adeta savaşan bir mücahit idi. Milat Gazetesinin kardeş yayını olan Yeni Söz Gazetesinde günlük yazıları çıkıyordu. Türkiye Yazarlar Birliği’nin resmi sitesinde de yazıları yayınlanıyordu. Rabbim rahmet eylesin.

Recep Şükrü Güngör de hikâyeciliği ile hafızamızda yaşayacak bir diğer isim. Abdülkadir Özkan Azerbaycan edebiyatından yaptığı çevirilerle, Yaşar Alparslan kadim Maraş’a ait örf, adet ve gelenekler üzerine yazdığı kitaplarıyla, Ercan Kozanoğlu öyküleriyle, Ali Şanverdi romanlarıyla, Mesut Akben ise Maraş kültürü üzerine çalışmaları ile anılacak. Kaybettiğimiz diğer yazarlarımız da edebiyat ırmağına akan şiir, deneme, hikâye ve romanlarıyla yâd edilecek.

Enkaz arasından çıkan kitaplar da hafızamızda yer etti. Necip Fazıl’ın Çile’si, Gülşen Gazel’in Kayıp Şehri, Mehmet Akif Can’ın Beni Uçarken Vursunlar’ı enkaz arasında objektiflere takılan kitaplardan bir kaçıydı.

Hemen hemen herkesin aşina olduğu Yunus Emre’nin bir dörtlüğü vardır. “Mal sahibi mülk sahibi / Hani bunun ilk sahibi / Mal da yalan mülk de yalan / Var biraz da sen o yalan” dizelerinin olduğu. Geldik dünyaya oyalandık ve gidiyoruz. Dünya hayatı üç günlük diye boşa dememişler. Doğdun, yaşadın ve öldün. İşte kaybettiğimiz erbab-ı kalem de bir şeyler karalayıp gittiler bu fani dünyadan baki âleme. Bizler de gideceğiz bir gün. Kim bilir ne zaman, nerede ve ne biçimde? Allah-u âlem. Önemli olan hayırla yâd edilecek bir şeyler bırakıp gitmek. Bir gün bizim de yazımızı yazarlar bu köşelerden. İnşallah hayır söylenecek bir iz bırakırız geride.

Depremde kaybettiğimiz tüm canlarımıza ve yazarlarımıza bir kez daha rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun.