Dolar (USD)
34.31
Euro (EUR)
36.06
Gram Altın
2992.80
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Şubat 2023

Deprem ve seçim

Milyonlarca vatan evlâdı deprem felâketini yaşarken, “seçim”lerden bahsedilir mi?

Felâket haberini aldığım andan bu yana “seçim” mevzuundan uzak durmaya çalıştım.

“Deprem seçim sonuçlarını nasıl etkiler?” yollu sorular yöneltildiğinde, ya cevapsız bıraktım ya da “Bunları konuşmanın zamanı değil, depremzedelerimize odaklanalım!” dedim.

İlk büyük depremlerin üzerinden henüz bir hafta geçmişti ki, Bülent Arınç’tan o çıkış geldi:

“Allah’tan korkun, hâlâ enkaz altında cesetler var. Seçmenden bahsedilemezken seçimden bahsetmek nasıl mümkün oluyor?”

Böyle bir dönemde acılarıyla yüzleşen vatandaşlarımıza karşı seçim propagandası mı yapacaksınız, oy mu isteyeceksiniz? Aday mı olacaksınız, miting mi yapacaksınız? Bunları hangi yüzle yapacaksınız?”

*

“Kamuoyuna saygıyla duyurulur” başlığı altında yine “acayip” bir çıkış geldi Arınç’tan.

Bu ortamda seçim istemenin “yüzsüzlük” olduğunu ima eden Arınç, bir de, seçimlerin ancak “savaş sebebiyle” ertelenebileceğini söyleyenlere, “Anayasa’da böyle bir hüküm var ama…” manevrasıyla başka yolları gösterince tepkiler büyüdü.

“Seçim 2023’te yapılsın” teklifine tepki gösterenlerden bir bölümü , bu işin arka plânında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olduğunu iddia ettiler…

Baktım, Bülent Arınç, Ankara Masası adlı Youtube Kanalı’nda Ben kendim durumdan vazife çıkartırım. Kimseye de bakmam. Ben başka siyasetçilere benzemem. Bu tweeti atmadan önce hiçbir siyasetçiyle başta Cumhurbaşkanı, Ak Parti veya bir başka partiyle bir kelime konuşmuşsam namerdim. Ben kimsenin çantasının içinde değilim. Bu benim kendi görüşümdür!" demiş.

*

Neyse işte, Bülent Arınç işleri böyle!

Arınç yine öne çıkınca “depremzedelere yardım” gündemi bölündü, araya böyle “seçim” tartışmaları girdi.

Tartışmalar alevlenerek devam etti.

Bendeniz bunlara kulak tıkadım ama diğer taraftan da “deprem fırsatçılığı” yapan politikacıların, sözde sanatçıların, sözde gazetecilerin vesaire yalanları işgal etti gündemi.

O kadar ki “baraj patladı” yalanından dolayı insanımızı enkazdan kurtarma çalışmaları bile aksadı.

IHH Arama Kurtarma Lideri Orhan Parlak, “Baraj patladı yalanı tam 3.5 saatimize mâl oldu. Her yer kilitlendi, mecburen çalışmalar durdu. Birçok insana müdahale edip kurtarabilirdik!” diyor ya…

Bu yalanları üretenler, yayanlar, binlerce asılsız ihbarda bulunarak ekiplere çok kıymetli saatleri kaybettirenler var…

Enkazdan daha çok can çıkartılmasına engel olanlar var…

Var da, sonuç yok!..

Aşağı yukarı her şey serbest bu memlekette!..

*

Ne diyorduk?

Bülent Arınç’ın açtığı yoldan ilerleyenler

Evet…

Şimdilerde, bir yandan Sayın Erdoğan ve bakanların “deprem yaralarının sarılması için” yapılacaklara ilişkin açıklamalarını, başta “deprem bölgesinde yeni konutların inşa” sürecinin başlatılması olmak üzere kaydedilen gelişmeleri takip ediyor, diğer yandan ‘Buralara gelen depremzede misafirlerimiz için daha neler yapabiliriz?’ diye düşünüyoruz…

Öte yandan da, işte, 6’lı Masa’nın işgal ettiği gündemi ister istemez takip ediyoruz.

Orada acayip işler var.

Masa altından- üstünden tekmelemeler, tehditler, şantajlar hakaretler….

Politikanın ağır toplarından CHP’li Yaşar Okuyan (depremden bir gün önce), İyi Parti Genel Başkanı’nı elinde bir takım belgelerin olduğunu öne sürerek tehdit etmekle kalmamış, bu belgelerin yer aldığı dosyayı Kemal Kılıçdaroğlu'na verdiğini söylemişti, hatırlarsanız.

Meral Akşener bu sözlere kamuoyu önünde cevap vermemişti, ve dahi...

Derken, Yaşar Okuyan, tokalaştığı Kemal Kılıçdaroğlu ve elinin altında “dosyaya benzer bir şey” ile verilmiş bir pozu sosyal medya hesabında kullandı!

Bir de bu arada…

“Yaşar Okuyan’ın Parti ile ilişkisinin kalmadığı”nı açıkladı CHP.

Ne mevzular, bu nasıl bir masa!..

*

İşte böyle…

Kamuoyunun bu işlerle ilgilenen kesimleri dikkatlerini “Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkan Akşener neyle tehdit ediliyor?" sorusuna yoğunlaştırmışken…

Bu sefer “İkinci Adam”lardan değil de, direkt Meral Akşener’den ağır bir hücum geldi.

Sayın Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun A Takımı’ndaki bazı isimlere tepkisini malûm hakaretleri sıralayarak dile getirdi.

Sabah’tan Mahmut Övür, dünkü yazısında, bazı CHP’lilerin Sayın Akşener için “Bu kadın kontrolden çıkmış!” dediklerini aktarıyor..…

Bu zamanda ne çirkin işler, ne çirkin ifadeler!..

Ve…

Benim kafamda, dilimde, “Milyonlarca vatan evlâdı depremzede olmuş, onbinlerce canımız gitmiş… Hep birlikte ‘Memleketin yarılarını sarmanın’ yollarını aramamız gerekirken masadakilerin uğraştıkları şeylere bak! ” tepkisi!..

*

Sonuç olarak…

İşte biz de girmiş olduk seçim gündemine!..

Uzak kalmak ne mümkün;

Depremzedelerimiz, “Bu tartışmalar içinde boğulmuş Masa, bizim yaralarımızı sarabilir mi?” diye soruyor zira!

“Deprem ve Seçim” dedik ya başlıkta…

Sonuç olarak…

Vatandaş, “Önümüzdeki kritik birkaç yıllık süreçte kim, ne kadar iş yapabilir? Kim ne kadar yara sarabilir?” diye bakar meseleye…

*

Altılı Masa böyle şeylerle uğraşmaya devam etsin!