Deprem ve biz
Tarihin en ağır depremlerinden olan ve haftası dolan Kahramanmaraş depremi 10 ilimizde ağır can kaybına yol açtı. Bu yazıyı hazırlamakta olduğum 11 Şubat Cumartesi öğlen saatleri itibariyle depremde vefat eden kardeşlerimizin sayısı 20 bini aştı. Yaralı sayısı ise 80 bini çoktan geçti.
Duamız odur ki hala enkaz altında olan depremzedelerin
sayısına bir tek sayı daha eklenmesin ve kardeşlerimiz sağ salim enkaz altından
kurtarılsın.
Yaşadığımız deprem herhangi bir deprem değildir. Anadolu ve
Arap levhalarının kesiştiği mahalde meydana gelen depremin üzerinden 12 saat
geçmeden yine aynı şiddete yakın (7.7-7.6) ikinci bir deprem ile viraneye dönen
bölgede arama kurtarma çalışmaları devam ederken, insanın, -kimi provokatörler
ile aynı şekilde- “insan” olarak adlandırıldıkları için utancından yerin dibine
girdiği kişilerin aşağılıkta sınır tanımayan ifsadına tanık olduk.
Kimi siyasiler fırsat bu fırsat diyerek iktidarı ve
Erdoğan’ı karalamak için hiçbir ahlaki ilke tanımıyor.
Kimi yardım kuruluşu bunca zamandır bir canı daha kurtarmak
için ekibini insanüstü gayretlerle sahada çalıştırırken yine ifsadçı siyasilere
yakın kuruluş ve fenomenlerin ahlakı yerin dibine batıran saldırılarına maruz
kalmalarına şahit oluyoruz.
Büyük bir felakete maruz kalan ülkede insanların
kenetlenmesi gerekirken savaşta karşı karşıya gelen tarafların bile birbiri
hakkında söylemeyi ahlaka sığdıramadığı iftira ve hakaretler muhalefet grupları
tarafından iktidara karşı savuruluyor.
Doğrusu şaşırmadım. Türkiye’de CHP’nin başını çektiği
muhalif grupların kendilerinden olmayan kesimlere ne kadar derin düşmanlık
beslediklerini çok iyi biliyorum. CHP için kendilerinden olmayan kesim yok
olmalıdır. CHP tarihine baktığımızda bu “yok olma” kendiliğinden olmadığı için
bizzat CHP tarafından gerçekleştirildiği görülebilir.
Biz ne yapalım?
Aralıksız şekilde;
Biz dualarımızı artıralım,
İyiliklerimizi biriktirelim,
Yardımlarımızı büyütelim,
Kardeşliğimizi pekiştirelim…
Kindar kini ile kalsın. Kinine kul olacaksa olsun ama biz
islah olmaları için dua edelim.
Bilhassa bu tür felaketler hakkında kendi eksikliğimizi,
ihmal, hata, kusur ve günahlarımızı kabul edelim.
Ki Allah Tebarek Teala’ya layık kul olabilelim.
İbret alalım, çünkü ibret almadığımız için önlem almada
yetersiz kaldık ve felaketin boyutlarının büyümesinde payımız da büyük oldu.
Küçük ölçekteki depremler bizi çok kere uyarıydı, uyarıları
yeterince dikkate almış olsaydık hata ve günahımız da azalırdı.
Yeniden can olalım birbirimize,
Hiçbir ayırım yapmadan sarılalım, saralım.
Kaybettiğimiz hiçbir canı geri getiremeyiz. Onlardan,
yakınlarından özür ve helallik isteyecek yüzü kendimde bulamıyorum. Allah bizi
avfetsin ve ibret alanlardan eylesin.
Bilhassa inşaatlar konusunda kusuru bulunanların hiç vakit
kaybetmeden adalet önüne çıkarılmalarını istiyoruz.
Devlet olarak:
Eksikliklerin bulunduğu -köylere, mezralara kadar- her yere
ulaşalım.
Acılı aile ve şahısların acısını dindirmek için,
Acıları azaltmak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadan destek
ve hizmet sunalım. Elhamdulillah 6. Günde hala enkaz altından sağ çıkan
kardeşlerimiz var, bu çabayı daha da hızlandıralım zira göçük altında kalanlar
için zaman büyük bir hızla geçiyor.
Ve;
Halka nefret aşılayanlardan hesap sorsun. Halkı, ev ve
binaları çürük yaparak ihmal edenleri, buna göz yuman kurum yetkililerini ve bu
provokatörleri beraber yargı önüne çıkarsın…
Allah Azze ve Celle Kerim;
Aşarız biiznillah…