Dolar (USD)
34.65
Euro (EUR)
36.33
Gram Altın
2938.73
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
16 Mart 2023

​Deprem, seçim, geçim ve akıl

İnsanoğlunun kaç özelliği vardır ki bundan dolayı hesaba çekilecektir?

Mesela insan irade sahibidir diye hesaba çekilir. Ama anne babasını seçme ve kafasına düşen meteorla ölümünü durdurma iradesi olmadığı için bunlardan hesaba çekilmez.

Bu örneklerdeki gibi iradesini kullanamadığı yerlerde insana hesap yoktur. Yüce Allah, bu gibi irade kullanamadığı hadiselerde kuluna ne günah yazacak ne de yargıda bulunacaktır. Ancak hür iradesini kullandığında hesap soracaktır.

Hesap sorulacak iradesini insan, aklıyla kullanır. Akıl insanın yol göstericisidir, rehberidir. Aklın sağlam olması, mükemmel olması hayatidir. Yapıp yapmadıklarıyla, söyleyip söylemedikleriyle bir ömür boyu gideceği imtihan alanı uzun bir yolu var insanın.

Bazen kısa ama genellikle uzun, bazen temiz ve bakımlı ama genellikle yamru yumru, yokuş yukarı ve karmaşık, bazen koruyucu bekçilerle ama genellikle zarar verici eşkıyalarla dolu çok meşakkatli bir yolu var insanın.

İnsanın bu yolu kazasız belasız gitme zorunluluğu var. Bu yolu sağ selâmet gidebilmek için yol göstericisini, rehberini nasıl mükemmel hale getirecektir? Rehberinin mükemmel olabilmesi neye bağlıdır?

Tüm insanların rehberi ya nefstir ya da akıldır. İnsan, egemenliğini kayıtsız şartsız nefsin emrine verdiyse aklı ona asla rehberlik etmeyecektir. İnsanın bozguncu ve yıkıcı olan rehberi nefs, insana hayatı zehir ederek daima hüsran yaşatacak, daima yıkım yaşatacaktır.

Ne kadar nefs mücadelesi yaparsa o kadar rehberini mükemmelleştirecek, o kadar akıllı olacaktır. Rehber olan aklı mükemmelleşince iki cihanı da bayram olacaktır. Dolayısıyla aklın derecesi nefsini terbiye etmenin derecesiyle eşdeğerdir. Akıl ne kadar mükemmelleşirse hayat, daima hayırlı olup ihya ve inşa ile yol, bereketlenecektir.

Nefs terbiyesi yapan insan, aklını hür yapar, serbest bırakır. İnsan bu hür ve serbestliğe düzenli çalışmayı eklemelidir. Akıl nimeti, tıpkı kaslar gibidir. Kasların çalıştıkça kuvvetli olduğu gibi akıl da aynen böyle çalıştıkça artacaktır.

Çalışmanın da yanına öğrenme ve tefekkürü eklemeniz gerekir. Bunların hepsini sürekli yaptığınızda analitik değerlendirme gücünüz artacaktır. Analitik değerlendirme sayesinde “İYİ-KÖTÜ, DOĞRU-YANLIŞ, FAYDALI-FAYDASIZ VE ADALET-ZULÜM” mükemmele yakın yapıp isabetli karar ve işleriniz olacaktır. Neticede “İyi varken kötüyü, doğru varken yanlışı, faydalı varken faydasızı ve adalet varken zulmü seçmek” size zul gelecektir.

Hayat boyu karşılaşılacak “İnsan-kendisi, insan-insan, insan-toplum, insan-tabiat, insan-devlet, toplum-toplum, toplum-tabiat, toplum-devlet, devlet-tabiat, devlet-devlet” ilişki ve sorunlarını çözmek, size çok kolay gelecek, deprem bile sizi ciddiyetle karşılayacaktır. Çünkü siz insan olarak tabiata saygı duymuş ve onun gücünü kabullenip ona göre yaşamışsınızdır.

Böylelikle nefs terbiyeniz kadar kaliteli olabilecek aklınızla “İşin sonunu hesap ederek iradeniz gereği sorulacak hesap tehlikesi için her daim iyi bir vatandaş, her daim iyi ahlaklı bir mümin” olabileceksiniz. Böylece haneye de mektebe de meclise de mabede de çarşıya da çekidüzen verebildiğiniz gibi zaten kendinize de çekidüzen verebileceksiniz.

Depreme de sele de seçime de geçime de bu zaviyeden bakmalı, insan, toplum ve devleti de bu zaviyeden anlamalısınız. “Depremde yıkım niçin bu kadar büyük?” sorusunun cevabında çıkan ahlaksızlığa da çeki düzen verebilmeyi akletmelisiniz. Aksi durumda siz, kendinizi iyi vatandaş ve iyi mümin olarak değiştirmedikçe zaten Allah da sizi değiştirmeyecek ve deprem, sel, seçim ve geçimde zarar görmeye devam edeceksinizdir.