Deprem, seçim, geçim ve akıl
İnsanoğlunun kaç özelliği vardır ki bundan dolayı hesaba çekilecektir?
Mesela
insan irade sahibidir diye hesaba çekilir. Ama anne babasını seçme ve kafasına
düşen meteorla ölümünü durdurma iradesi olmadığı için bunlardan hesaba
çekilmez.
Bu
örneklerdeki gibi iradesini kullanamadığı yerlerde insana hesap yoktur. Yüce
Allah, bu gibi irade kullanamadığı hadiselerde kuluna ne günah yazacak ne de
yargıda bulunacaktır. Ancak hür iradesini kullandığında hesap soracaktır.
Hesap sorulacak iradesini insan, aklıyla
kullanır. Akıl insanın yol göstericisidir, rehberidir. Aklın sağlam olması,
mükemmel olması hayatidir. Yapıp yapmadıklarıyla, söyleyip söylemedikleriyle
bir ömür boyu gideceği imtihan alanı uzun bir yolu var insanın.
Bazen
kısa ama genellikle uzun, bazen temiz ve bakımlı ama genellikle yamru yumru,
yokuş yukarı ve karmaşık, bazen koruyucu bekçilerle ama genellikle zarar verici
eşkıyalarla dolu çok meşakkatli bir yolu var insanın.
İnsanın
bu yolu kazasız belasız gitme zorunluluğu var. Bu yolu sağ selâmet gidebilmek
için yol göstericisini, rehberini nasıl mükemmel hale getirecektir? Rehberinin
mükemmel olabilmesi neye bağlıdır?
Tüm
insanların rehberi ya nefstir ya da akıldır. İnsan, egemenliğini kayıtsız
şartsız nefsin emrine verdiyse aklı ona asla rehberlik etmeyecektir. İnsanın
bozguncu ve yıkıcı olan rehberi nefs, insana hayatı zehir ederek daima hüsran
yaşatacak, daima yıkım yaşatacaktır.
Ne kadar
nefs mücadelesi yaparsa o kadar rehberini mükemmelleştirecek, o kadar akıllı
olacaktır. Rehber olan aklı mükemmelleşince iki cihanı da bayram olacaktır.
Dolayısıyla aklın derecesi nefsini terbiye etmenin derecesiyle eşdeğerdir. Akıl
ne kadar mükemmelleşirse hayat, daima hayırlı olup ihya ve inşa ile yol,
bereketlenecektir.
Nefs
terbiyesi yapan insan, aklını hür yapar, serbest bırakır. İnsan bu hür ve
serbestliğe düzenli çalışmayı eklemelidir. Akıl nimeti, tıpkı kaslar gibidir.
Kasların çalıştıkça kuvvetli olduğu gibi akıl da aynen böyle çalıştıkça
artacaktır.
Çalışmanın
da yanına öğrenme ve tefekkürü eklemeniz gerekir. Bunların hepsini sürekli
yaptığınızda analitik değerlendirme gücünüz artacaktır. Analitik değerlendirme
sayesinde “İYİ-KÖTÜ, DOĞRU-YANLIŞ,
FAYDALI-FAYDASIZ VE ADALET-ZULÜM” mükemmele yakın yapıp isabetli karar ve
işleriniz olacaktır. Neticede “İyi varken kötüyü, doğru varken yanlışı, faydalı
varken faydasızı ve adalet varken zulmü seçmek” size zul gelecektir.
Hayat
boyu karşılaşılacak “İnsan-kendisi, insan-insan, insan-toplum, insan-tabiat,
insan-devlet, toplum-toplum, toplum-tabiat, toplum-devlet, devlet-tabiat,
devlet-devlet” ilişki ve sorunlarını çözmek, size çok kolay gelecek, deprem
bile sizi ciddiyetle karşılayacaktır. Çünkü siz insan olarak tabiata saygı
duymuş ve onun gücünü kabullenip ona göre yaşamışsınızdır.
Böylelikle
nefs terbiyeniz kadar kaliteli olabilecek aklınızla “İşin sonunu hesap ederek
iradeniz gereği sorulacak hesap tehlikesi için her daim iyi bir vatandaş, her
daim iyi ahlaklı bir mümin” olabileceksiniz.
Böylece haneye de mektebe de meclise de mabede de çarşıya da çekidüzen
verebildiğiniz gibi zaten kendinize de çekidüzen verebileceksiniz.
Depreme de sele de seçime de geçime de bu
zaviyeden bakmalı, insan, toplum ve devleti de bu zaviyeden anlamalısınız.
“Depremde yıkım niçin bu kadar büyük?” sorusunun cevabında çıkan ahlaksızlığa
da çeki düzen verebilmeyi akletmelisiniz. Aksi durumda siz, kendinizi iyi
vatandaş ve iyi mümin olarak değiştirmedikçe zaten Allah da sizi
değiştirmeyecek ve deprem, sel, seçim ve geçimde zarar görmeye devam
edeceksinizdir.