Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Şubat 2023

Deprem psikolojisi ve barınma

Türkiye, üst üste gelen birçok problemle boğuşurken ülkemizi vuran deprem her şeyin üstüne tuz biber oldu. Dünyanın en gelişmiş devletlerin bile baş etmekte zorlanacağı bu büyük ve yıkıcı deprem on binlerce canımızı aldı, yüz bini aşkın insanı yaraladı, binlerce çocuğu yetim ve öksüz bıraktı.

Anasız evlatlar, evlatsız babalar, evsiz milyonlar, enkaz altındaki yakınlarını arayanlar… Acı büyük, yol uzun, çile devam ediyor. Rabbim bu büyük yarayı usulünce sarmak için seferber olan devletimize ve milletimize güç kuvvet versin. İki depremin korkunç yıkımı ortada ama şükürler olsun ki Türkiye bunu atlatabilecek güce, dostlara ve dayanışma ruhuna sahip.

Yaraları sarmak için devlet millet seferber olduk. Kurtarma çalışmalarından sonra şimdi koca şehirlerin enkazı kaldırılıyor. Bu hiç de kolay değil. Bu acı unutmamalı ve unutturmamalı. Enkazın döküldüğü alanlar millet bahçesi olarak düzenlenip birer canlı deprem müzesine dönüştürülmeli. Depremi hep hatırlamalı ve ders almalıyız.

***

Tüm Türkiye kentsel dönüşüm seferberliğine girmeli. Müzmin muhaliflere rağmen yurdun dört bir yanında bu dönüşüm sağlanmalıdır. Kentsel dönüşümde radikal bir kararla gönüllülük esasından zorunluluğa geçilmelidir.

Deprem bölgesindeki 11 şehirde 130 bini aşkın TOKİ binası bu güçlü çifte depremde nasıl ayakta kaldıysa yeni şehirler de aynı şekilde kurulmalı. Asırlardır kıpırdadıkça can alan doğa artık insana zarar vermemeli. Kentsel dönüşümü politika malzemesi olmaktan çıkarmalı ve hukuk sistemimizi yeniden düzenlemeliyiz.

Öyle kapsamlı ve kalıcı bir iş yapmalıyız ki, dünyaya örnek olmalı. Deprem bölgesinden tahliye edilen milyonlar kısa sürece yurtlarına dönmeli, topraklarına sağlam ve güvenle basabilmelidir. Deprem konutlarının yapımı “milli bir görev” olarak çok düşük kâr marjları ile yapılmalıdır. Yaklaşan seçim gürültüsüz patırtısız yapılmalı, siyasi partilere verilecek 4,5 milyar lira da bölgesinin imarı için harcanmalıdır.

***

Ülkenin geleceği söz konusu olduğunda hiçbir zaman sorumlu davranmayan, hep sabote etmeye çalışan muhalif gruplar, şimdi de “bölge atçılarla sallanırken kalıcı konutlara bu kadar erken başlanır mı” serzenişine girdi. Onlar bitkileri saran zararlı mantarlar gibiler… Bu anlayıştaki yaratıkları değil deprem ölüm bile değiştiremez.

Deprem bölgesinde görev yapan genç psikolog Meliha Aysun Kozal, “Hem binaların, şehirlerin ve hem de insanların acilen yenilenmeye ve yeniden normal hayata dönmeye ihtiyaçları var” diyor. Çiçeği burnunda bir psikolog olan Kozal, deprem olur olmaz soluğu Hatay’da almış. Gördükleri karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor, “Deprem bölgeleri ana baba günü” diyor. Önce arama kurtarma çalışmalarına katılmış, ardından depremzedelere, yardıma gelen insanlara ve sağlık mensuplarına psikolojik destek vermeye, morallerini yükseltmeye çalışmış.

Normal zamanlarda karşılaşılması mümkün olmayan sayısız ilginç olayları, sıradan olaylar gibi yaşamaya başladıklarını söyleyen Aysun Kozal, bölgede paranın geçmediğini vurgulayarak deprem bölgesindeki psikolojiyi şöyle özetliyor: “İnsanlık her şeyin önüne geçmiş. Deprem insanları Allah’a, ibadete yaklaştırmış. Herkes devamlı zikrediyor. İnanılmaz şekilde bir teslimiyet var.