Depersonalizasyon
Depersonalizasyon kişinin kendisini kendisi gibi hissetmeme
veya kendi davranışlarına yabancılaşma hali ya da duygusudur. Ergen ve
gençlerde normalde de görülebilen bir durumdur. Bazen panik atak hastaları da kendilerini
dışarıdan izliyormuş gibi hissiyata kapıldığını ifade ederler.
Sürekli depersonalizasyon halinde olan bir panik atak hastam
vardı. Hastam hiçbir zaman kendi içinde olduğuna inanmıyor, aksine daima
kendisini “kendisi dışında”
hissediyordu. Gerçeği gerçek olmayandan her zaman ayırabiliyor, ama bu tuhaf
duyguyu bir türlü üstünden atamıyordu. Bu ruh hali onu çok rahatsız ediyor ve
zamanının büyük bir kısmını bu konuda düşünerek geçiriyordu. Elleri ve ayakları
kendisine normalden daha büyük geldiği için yürürken kendi kendini
sürüklediğine inanıyordu. Dışarıdan bakıldığında hiçbir anormallik
görünmüyordu. Hasta şizofren değildi ve dissoiatif bir bozukluğu da yoktu. Onu iyi
bir nöroloji uzmanı Dr. Ali Akben’e gönderdim ve Dr. Akben migren baş ağrıları,
beyin tümörleri ve benzeri hastalıkların olmadığını tespit etti. Bir dâhiliye
uzmanı bana hastada hipoglisemi (düşük kan şekeri) veya hipotriodizm (tiroidin
yetersiz çalışması) olmadığını belirtti. En sonunda hastada depersonalizasyonlu
panik bozukluğu olduğuna kanaat getirdik.
Çoğu insanda bu tarz uç depersonalizasyon vakaları görülmez.
Panik atak hastaları genellikle her zaman panik atakların kendisiyle ilişkili
olan depersonalizasyon dönemlerine girip çıkarlar. Eğer depersonalizasyon
yaşıyorsanız en iyi tedavi yolu, her şeyin yolunda olduğuna ve kısa süre sonra
yine kendiniz olacağınıza kendinizi inandırmanızdır. Korku sizi bedeninizde
değilmişsiniz duygusuna sürükleyebilir. Eğer bir yere oturup tahta bir masa ve
benzeri katı bir nesneye tutunur ve bir yandan da derin nefes alıp verirseniz,
kısa süre sonra her şey normale dönecektir. Çok az insan çok uzun zaman boyunca
depersonalizasyon yaşar. Burada anlattığımız hasta, ender görülen bir
istisnadır.