Demokratikleşme Paketi
Başbakanımız günlerdir beklenen demokratikleşme paketini açıkladı. Görünen o ki Türkiye bu paketle daha ileri demokrasiye adım attı. Kılık kıyafet yönetmeliğinin değiştirilerek kamu kuruluşlarında başörtü yasağının kaldırılması, ilkokullardaki zoraki öğrenci andına son verilmesi, %10 seçim barajı için üç değişik teklif getirmesi gibi gerçekten devrim niteliğinde, daha önce hayal dahi edilemeyecek kararlar bulunmakta. Ülkemiz ve ülkemiz insanı bunlar layıktı. İnşallah daha yenileri de gelecektir.
MARDİN'DEN
Hafta sonu bazı dostlarla Diyarbakır üzerinden Mardin'e geçtik. Yöre insanlarımızla görüştük, dini ve tarihi yapıları gezdik, mahalli yiyeceklerden tattık. Bize ifade edilen ve gördüğümüz nokta; buralara zarar veren terördür. Bu insanlarımız çalışkandır ancak terör sebebiyle önlerini görememektedirler. Terör olmadığında hızla gelişir ve çok daha iyi yerlere gelir. Ayrıca açılımın bölgede mutlulukla karşılandığını ve yaşantıların rahatladığını müşahede ettik. Hayat normale dönmüştü. Cadeler ve piknik yerleri cıvıl cıvıldı.
Mardin'in sıcak insanlarına başta Salim İlhan beyefendi olmak üzere gösterdikleri yakınlıktan dolayı teşekkür ediyoruz.
İSTANBUL 1979
Geçenlerde Flash Tv'de İstanbul 1979 adında, başrolünde Kadir İnanır'ın oynadığı bir film vardı. Biraz izleyince konusu bildik ortamlar geldi. Filmin adından anlaşıldığı gibi İstanbul'un 1979'daki yaşayışı işlenmiş. Yani CHP'nin iktidar , Bülent Ecevit'in başbakan olduğu günleru2026
Hayır anarşi boyutu değil halkın geçim zorlukları ön planda gösterilmiş. Piyasada yağ yok, tüp gaz yok. Şimdiki gibi doğalgaz da yok. Yemekler pişmiyor, millet soğuktan tir tir titriyor. Tüp gaz ve yağ kuyrukları uzadıkça uzuyor. Sıra gelince bakıyorsunuz bitti diye söyleniyor ve eve boş dönüyorsunuz. Karaborsa almış başını yürümüş. Özellikle benzin ve mazotun olmaması ayrı bir felaket. Araçlar çalışmıyor. Herkes sıkıntı içinde.
Çürümüşlük bunlarla sınırlı değil. Her konuya sıçramış durumda. Sadece arkası güçlü olanların borusu ötüyor. Cinayetlerde bile katil güçlülerce korunuyorsa suça müdahale edilemiyor, azılı katil ve tecavüzcüler ellerini kollarını sallayarak dolaşıyorlar. Memlekete hukuk ve emniyet güçleri değil para gücü ve mafya hakim. Onların dediği oluyor. Uyuşturucu ticareti açıktan yapılıyor.
Kaçakçılık yaygınlaşmış, suçluyla değil ihbar edilenle uğraşılıyor. Her tarafta kaos hakim.
Aynen yaşadığımız ve bizim yaşımızdakilerin bileceği o günleri bir de bugünlerle karşılaştırıyoruz. Başbakanımıza minnet ve hayranlık duymamamız mümkün değil. Atılım ve gelişme hamleleri ardı sıra gerçekleştiriliyor. Gezi Parkçılar bozmaya çalışsa da ülkede huzur ve güvenlik hakim. Hayal bile edilemeyecek yatırımlar yapılıyor.
Günümüz gençleri o karanlık dönemi yaşamadılar, bilmiyorlar. Tayyip beyi gördüler başbakan olarak hep. Ama geçmişi de incelemek ve günümüzün kıymetini bilmek zorundalar. İnşallah o devirler tekrar gelmez. Bu da tabi ancak bugünlerin değerini bilmekle mümkün olur. Yoksa sonumuz felaket olur.