Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.99
Gram Altın
2458.71
BIST 100
9787.88
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Haziran 2022

Demirtaş'tan altılı masaya ağır darbe!

Kızdık arkadaş!..

Bu ne haldir böyle,

6’lı Masa, Selahattin Demirtaş’ın, HDP’lilerin şamar oğlanı mı?

Madem kendileri savunmuyorlar kendilerini…

Biz savunalım, 6’lı masada oturup duranları!

Aralarında yakından tanıdığımız, bir vakitler uzun uzun sohbetler ettiğimiz, dert paylaştığımız, vatandaşın hukukunu korumak için birlikte mücadele ettiğimiz, haklarını savunmak için risk aldığımız siyasetçiler var.

Bir kahvenin kırk yıl hatırı varmış malûm; 6’lı masadakilerin ekseriyetiyle bir kahveden çok daha fazla “hatırı” olan hatıralarımız var.

Her ne kadar, bugün birçok noktada ayrı düşüyorsak da…

HDP tarafından böylesine hırpalanmaları, böylesine hiçe sayılmaları, hakaretlere uğramaları, hiç de memnun etmiyor bizi.

Hele hele, bunca hakaret, hırpalanma ve hiçe sayılma karşısında, doğru dürüst lâf edememeleri, oralardan gelecek oyların hatırına söylenenleri tam bir “hoşgörü” havasıyla sineye çekmeleri…

Kızan kızsın, “Sana ne kardeşim!” diyen desin, “Başka derdin mi yok!” diye yüklenen yüklensin…

Canımı sıkıyor!..

Hapisteki Selahattin Demirtaş’ın, uzun yıllardır tanıdığımız, dert paylaştığımız, vatandaşın hukukunu korumak için birlikte mücadele ettiğimiz siyasetçileri “utanmıyor musunuz” diye ezmesi ve daha neler neler demesi, ne hakaretler ne hakaretler savurması...

*

Bu masada temsil edilen partilerin milyonlarca seçmeni var.

Aralarında, görüştüğümüz nice vatan evlâdı var.

Her parti, öncelikle tabanının hakkını, hukukunu korumaya özen göstermeli.

Hakaretleri hak ettiğine inanmıyorsa ya da “kendisini mecbur ve mahkûm hissetmiyorsa”, cevaplarını kendi üslubuyla vermeli.

Sessiz kalmak, ya da ikinci, üçüncü derecedeki parti yöneticileri üzerinden “Her aklına gelen bize akıl vermesin” yollu, suya tirit cevaplar vermek…

Olmaz!..

Ben şunu söyledim hep:

“Bir kişinin ya da grubun kendi hak ve hukukunu muhafaza ve müdafaadan çekinmesi bizim bu duruma sessiz kalmamızı gerektirmez. Biz yine tepkimizi ortaya koyar, kendimize yakışanı yaparız.”

Bu cümleden olarak…

“Haddini bil Selahattin Demirtaş!”diyorum.

Altılı masa, iyi kötü bir muhalefet oluşumudur.

Bir araya gelmeleri, birlikte baklava yemeleri hiç de önemsiz değildir!

Ey Demirtaş!

Sonuca ulaşabilmek için sana muhtaçlar diye, böylesine ağır hakaretler savurmaya hakkın yok!..

Bir adamınız tutuyor,“O sıralarda HDP’ye PKK’ye görül verenlerin oylarıyla oturuyorsunuz!” diyerek tahkir ediyor masanın Meclis’te temsil edilenlerini…

Bir başkası da,çıkıyor, Ankara’da, iktidar partisinin vahim hatalarından dolayı seçim kazanan Mansur Yavaş’ı, ikircilikle, ilkesizlikle suçluyor!..

Daha neler neler diyor; tahkirin, tezyifin bini bir para!..

Sayın Yavaş ile oturmuş kalkmışlığımız, bir şeyler paylaşmışlığımız yok ama, birçok ortak tanıdığımız var.

Onları da, tahkir, tezyif yüklü ifadeler çok rencide etmiş.

“Güvendiğimiz dağlara karlar yağıyor! Bunca yıl iktidara destek verdik, hadi dönelim bunları deneyelim dedik, ama…” diyerek dert yandılar bana.

Ben, altılı masanın CHP Genel Başkanıharicindeki genel başkanlarına, “dik durmalarını” tavsiye etsem neye yarar!..

Diyeceksiniz ki…

“Sus,çekil kenara, ne halleri varsa görsünler!”

Tamam da…

Öyle bir şey karakterimde mi var!..

Genel başkanlar bir yana…

Öncelikle bu partilerin tabanlarındaki arkadaşlarımın haklarını, hukuklarını savunuyorum.

Ve, hakaretler yağdıran Selahattin Demirtaş’ı kınıyorum!

Bu da,en azından, bir fincan kahvenin hatırı olsun!..

****

KONSERLER MESELESİ…

Memleketin başında bunca iş var, şer odakları birleşmiş ülkemi bölmeye uğraşıyor, içeride çarşı Pazar yanıyor…

Bir de konserler tartışması!..

Birileri, önce tuttu, saçma sapan konser organizasyonları plânladı.

Bu organizasyonlardan dolayı “kendi tabanları” büyük tepki gösterdi.

İpler o kadar gerildi ki, “kopma” noktasına geldi.

Böyle olunca, o birileri geri adım attı.

İptal yoluna gitti.

Ya da, oyuncu değiştirdi!

Böyle yapınca…

Bu sefer de,“öbür taraf”ın tepkisi geldi.

Bir de, konserleri iptal gerekçeleri olarak tuhaf, mantıksız şeyler söylenince…

İşler tamamen sarpa sardı!

Sonuçta “Ne tarafa, ne de bu tarafa!” durumu çıktı ortaya.

Ya Allah aşkına, akıl tutulması mıdır bu?

Vatandaşın parasını, saçma sapan konser organizasyonlarına harcamak da nedir?

Sonra, “konserlerin, monserlerin” oy getireceği mi zannedilir?

Gaye göze girmek midir, gözleme yemek midir?

Akıl tutulması mıdır, dolma yutulması mıdır?

Şimdi…

“Bu muhalefet var ya bu muhalefet!.. Siz yatın kalkın, böylesine zayıf bir muhalefete ‘sahip’ olduğunuz için şükredin! Sizin en büyük kozunuz muhalefet.. Yoksa… Ohooo… Şimdiye kadar…”

Diye başlasak ve buradan devam etsek ağır gelecek.

İyisi mi?

Fener’e İskender Büyük gelmiş, bu meseleyle ilgilenelim.

Bir de “kuru fasulye” tarifine bakalım.

Hayırlı olsun.