Dem Parti Batman adayını neden afaroz etti?
Bir Fransız atasözü der ki..."Her devrim kendi
çocuklarını yer". Cafcaflı ve
iddialı bir söz! Bir ideolojiye ömrünü vermiş olsan da omuz omuza mücadele
etsen de, günü geldiğinde karşı karşıya gelebilir ve biri diğerinin idam
fermanını imzalayabilir. Bu sözün kaynağı ve hikayesi farklı olsa da mesajı tüm
dünya devrimlerinin özlü sözü olarak yerini alıyor.
“Her devrim kendi çocuklarını (evlatlarını) yer.” sözü
Fransız devriminin sol kanadının jakoben liderlerinden, Danton’a aittir. Bu
sözün yıllardır tüm ideolojilere marş olma hikayesi şöyledir.
Başlangıçta, kardeşlik, eşitlik ve özgürlük söylemleriyle
çıkılan yolun sonunda; elde kalan milliyetçilik, olmuştur.
Uğruna binlerce aydın, işçi ve köylünün feda olduğu devrimin
kaportası çizilince, altından burjuva sınıfının hammadde ihtiyacını gideren ve
sınırları çizilen bir toprak parçası olduğu görüldü. Bu yeni sınıf, varlığını
korumak adına, çoğunluğun ortak taleplerini diline dolayarak, kalabalıkları
mobilize edip feodaliteyi yerle bir etti.
Bir gece içinde, Danton’u giyotine yollayan Robespierre,
sabah olmadan kendisi de giyotindeydi. Oysa, onlar Fransız devriminin iki
önemli ismi ve lideriydiler.
Biri halkın arasından (Danton) diğeri saraydan (Robespierre)
bir liderdi. Aynı zamanda çok iyi dostlukları da vardı. Bireyde dönüşüm
yapmadan, ekonomik ve siyasal sistemdeki dönüşüm, değişim ve devrimleri, kalıcı
kılmak mümkün değildir. Bütün devrim ve karşı devrimler bunun en güzel
ispatıdır.
Okuduğum ve bildiğim tüm devrimlerde yaşanmış, evrensel
olduğuna inandığım bir gerçeği dile getiren sözdür bu.
Bugünlerde yerel
seçim sürecinde de buna benzer bir durum yaşanıyor.
Batman’da geçtiğimiz ay oynanan TPAO Batman
Petrolspor-Anadolu Üniversitesi karşılaşmasını taraftarlar arasında izleyen DEM
Parti Batman Belediyesi Eş Başkan Adayı Mehdi Öztüzün ile HÜDA PAR Batman
Belediyesi Başkan Adayı Serkan Ramanlı’nın yan yana bulunduğu fotoğraf
tepkilere yol açmıştı.
DEM Parti Batman İl Örgütü tepkilerin ardından bir açıklama
yaparak konunun partinin ilgili kurullarınca incelenmekte olduğunu duyurmuş ve
sükunet çağrısı yapmıştı.
Sonraki günlerde, toplanan DEM Yönetimi yaptığı açıklamayla
Öztüzün’ün ihraç edildiğini duyurdu.
Açıklamada şöyle denildi:
“Gelinen aşamada partimize, yurtseverlik kültürümüze ve
kadın iradesine karşı tutumu nedeniyle Mehdi Öztüzün ile partimiz ve
kurumlarımız ile herhangi bir bağı ve ilişkisi kalmamıştır. Öztüzün’ün
belediye eşbaşkan adayımız olmadığını kamuoyuna duyuruyoruz. Batman’da bütün
karanlık yapıların ve kişisel ikbal sevdalılarının geliştirmek istediği
karalama kampanyasına karşı tüm yurtsever Batman halkını yerel yönetim
seçimlerinde DEM Parti etrafında kenetlenmeye ve her türlü karanlık
oyunu boşa çıkarmaya çağırıyoruz.”
DEM Parti’de ön seçimi yüzde 80’le kazanan Batman eş başkan
adayı Mehdi Öztüzün partisinden ihraç edilerek büyük tartışmalara sebep oldu.
DEM Parti bu hamlesiyle sadece Öztüzün’ü ihraç etmedi.
Dillerine pelesenk ettikleri yerel demokrasi, yerelden yönetim ilkesini de
partilerinden ihraç etmiş oldular. Ez cümle: Mehdi Öztüzün ve Başak Demirtaş
olayı baştan sona aynı şey.
Tarihte ilk kez seçimlere 20 gün kala DEM partisinde bir
belediye eş başkan adayı partisinden ihraç ediliyor ve kendisi hakkında
soruşturma başlatan partisine karşı o da isyan başlatıyor. HEP’le başlayan ve DEM’le
devam eden partinin 34 yıllık siyasi geçmişinde bugüne kadar rastlanmamış bir
gelişmeye tanık oluyoruz.
Bir fotoğraf karesinden fırtınalar koparanların, asıl sorunu
bu fotoğraftan daha büyük ve ayrışmaları ortaya çıkaran bir kare olduğunu
düşünüyorum. DEM‘in içindeki farklı düşünce ve grupların iç hesaplaşmasının
faturası Öztüzün üzerinden çıkarılıyor. DEM'deki Öcalancılar, beyaz sol, kandil
grubu ile Kürt milliyetçileri arasındaki kavga seçimlerden sonra daha da
kızışacak gibi. Tetiklenmiş olan bu fay belki de örgüt-parti-halk arasında yeni
bir yüzleşmeye sebeb olur.
Bu sürecin arka planında konuşulan çok şey mevcut. Mehdi
Öztüzün, önseçimlerde en fazla oyu almasına rağmen, seçim propaganda araçlarına
eş başkan adaylarının resimlerinin asılmaması, seçim minibüslerinin DEM Parti
Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın resimleriyle propaganda yapılması, öncelik
konumu konusunda eş başkanlık sistemini sorguladığı, Kadın kotasına da karşı
çıktığı için hedefe konulduğu ve dışlanlandığı görülmektedir.
İhracın ardından DEM kadrolarında bilinen sloganlar
tekrarlandı. Ömrünü bu yola verdiğini anlatan adaylarını neredeyse 'ajan' ilan
edildi, ’öz savunma’ vermemekle suçlandı. Demokrasi, halk iradesi
değil ‘parti kararı herkesin, her şeyin üzerindedir’ sloganı atıldı.
Öztüzün’ün ’siyasi infazı’ PKK ve siyasi bağlantılarının kuruluşundan bugüne
kadar yürüttüğü stratejinin adeta tek karelik özeti. Örgüt içerisinde binlerce
iç infaz, siyasi harekette onlarca tasfiye nasıl gerçekleşti? İşte
böyle. Özgürlük dediler, aynı şehirde yaşayan bir Kürt siyasetçiyle aynı
kareye girdi diye ihraç ettiler.
Dem parti ve Kürt siyasi hareketi gerçekten özgürlük,
demokrasi, adalet istiyorsa önce kendi içindeki farklı fikirlere tahammül
etmelidir.