Deizm Deyyusluğu…
Deyyusun kısaca manası; karısına ve yakınlarına yapılan yanlışa göz yuman ve kıskanmayandır. Deizm denen hastalık ise inanca yapılan namussuzluk – deyyusluktur. Yarım yamalak, arızalı bir Allah inancı ile Peygamberleri ve kitapları inkâra göz yummak ve bu sapık âdeti yayma çabası bir namussuzluktur. Sadece Hz. Peygamberi devre dışı bırakmak adına bu gülünç durumlara düşmek günümüz dünyasında büyük bir sorumluluk…
İnancın da namusu vardır. Allah’a inanmanın namusu gönderdiği peygamberlerine ve indirdiği kitaplara inanmaktır. Çıplak bir Allah inancı altına saklanmanın gerçeği; sorumlulukların altına girmemek, aman sakın benden bir şey istemeyin demektir. Ne yük taşıyayım, nede uçayım görüntüde devekuşu kalayımdır.
İnsan yaşadığı ülkeyi tanıyacak bilecek ama kurallarına, kanunlarına uymayacak… Okulu ve müdürünü bilecek; öğretmenlerini ve derslerini, kurallarını takmayacak – inanmayacak bu dengesizlik devlete ve okul müdürüne karşı namussuzluktur... Koca kâinatı yaratan Allah, dünyayı insanların hizmetine sunacak, fakat insandan da ne istediğini hangi kurallara uyulması gerektiğini peygamberleri ve kitapları vasıtası ile bildirmeyecek… Bu ne kadar alçak bir düşüncedir! Mimar Sinan’a inanıp, Süleymaniye camiindeki mimarlık kanunlarına – bilinçli ve hikmetli yapılışa inanmayan aslında Mimar Sinan’ı inkâr etmektedir!
Allah kâinatı yaratacak, hiçbir müdahalede bulunmayacak; saldım çayıra kâinat kendi kendini kayıra akılsızlığı ile gülünç duruma düşen Deizm soytarılarına kâinatta mutlak bir irade ve ilim sahibi tarafından idare ediliş müthiş bir tokat vuruyor.
Dünyayı yöneten kirli akıl, bu millettin sağlam inancını yıkamayınca oyun dolu arşivlerinden başka bir oyunu Deizm’i devreye soktular… 17. Yüzyılda İngiltere'de ortaya çıkmış bu hastalığın içimizdeki deyyuslar tarafından cilalandırılması boşa değildir. Bayram değil seyran değil, Müslümanların Hz. Peygamber inancını Deizmle öpmeye çalışıyorlar. Bitirilmemiş bir oyunun noktalanmasında ne yazık ki bazı ilahiyatçılarımız ve sözde aydınlarımız gönüllü figüran oluvermekteler… Yahu bu milletin ruhuna yerleşmiş Kur’an ve peygamber aşkını – inancını sizler hiç sarsa bilir misiniz?
Evet, Deizm, mealcilik vs. tek karın ağrıları var; Peygamberi ve Kur’an’ı devre dışı bırakmaktır. Bu millet sağlam inançta devam ettiği sürece yıkamayacaklar… Yıkamayınca İslam Âlemine yeniden lider olmasını engelleyemeyecekler... Bu liderlikte gerçekleşince Ortadoğu’yu ve İslam topraklarını rahatlıkla sömüremeyecekler. Sömürmek hayat tarzı olanlar içinse bu durum büyük bir tehlike ama öyle ama böyle bir İslam inancı yıkılmalı!
Dışarıdaki duble deyyuslar ve içerideki enik deyyusları ne yaparlarsa yapsınlar Kainatta Allah’ın iradesi hakim ve bu durum delillerle dolu... Madem kâinatı insan için yaratmış Allah’ın elbette insandan bir isteği olacaktır. Bunu da Peygamberleri ve indirdiği kitaplarla bildirmiştir. Durup dururken deyyusluğun lüzumu yoktur!