Değişim, evet… Zarûret!..
YEREL seçim sonuçları hayırlı olsun, milletin tercihlerine saygı göstermek ve mesajlarının gereğini yerine getirmek tek yol.
Geçtiğimiz aylar boyunca, sürekli olarak “toplumsal mutabakat alanını” genişletmenin önemine dikkat çekmeye çalıştık.
Bir de, vatandaşın sesine daha fazla kulak vermek gerektiğini vurguladık.
Neyse…
Geçmiş zaman…
Olan oldu, olmayan olmadı.
Ve seçim sonrası…
Bu noktadan sonra yapılması gerekeni, birkaç gün önce yayımlanan “Seçimden sonra neler yaşanacak?” başlıklı yazımızdaki şu cümlelerle ifade etmeye çalıştığımızı hatırlarsınız:
Gerilimi düşürecek adımlar
“Gerilimi düşürecek adımları atmak iktidarın işi, sorumluluk iktidarda, her türlü ‘yapıcı’ eleştiriye kulak vermek iktidarın vazifesi.
Her eleştiriyi ‘kaş kaldırarak’ karşılayan ve Sûret-i Hak’tan görünerek zemin aşındıran ‘goygoycu’ların etki alanından tamamen çıkmak çok mühim.
Karşılıklı suçlamaların değil, ‘projelerin’, ‘yapıcı eleştirilerin’ öne çıktığı ve her eleştirinin “Ne yani!’lerle karşılanmadığı bir vasatı oluşturmak çok mühim.
Eğitim ve kültür alanlarına ‘ilmi yöntemlerle’ el atmak çok mühim.
Bu memleket, dış dünyadaki gelişmeler ne kadar sıkıntı verici olursa olsun, özlenen birlik ve beraberliği oluşturabilme gücüne sahiptir.
Uzun yıllar boyunca ‘yüksek ateşle’ yaşanmaz, ateşi mutlaka düşürmek gerekmektedir.
Önümüzdeki süreçte, ‘bu yönde’ güçlü adımlar görebiliriz.
Görmeliyiz!”
Evet, buydu dediğimiz.
Olanda hayır vardır
Sayın Cumhurbaşkanı da balkon konuşmasında “Olanda hayır vardır.” dedi ve “değişim” mesajları verdi malûm.
Değişim evet, bu bir zaruret.
“Metal yorgunluğu”nun ötesinde, çok derinlemesine teşhisler gerekiyor.
Öncelikle “Cumhur İttifakı”nın ortaya koyduğu “ana fikrin” milletimiz tarafından kabul edildiğini görelim, Yüzde 52’ye yüzde 38, tablo bu bakımdan net.
Güneydoğu’nun verdiği mesaj, HDP zihniyetinin hızla zemin kaybettiğini ve Kürt kardeşlerimizin “kayyım”lar aracılığıyla ortaya konulan “hizmet”leri takdir ettiğini ortaya koydu.
Yüzde 52, büyük oran.
Sayın Cumhurbaşkanı’nı ilk turda Külliye’ye taşıyan sonuçlar tekrarlanmış oluyor.
Cumhur İttifakı’yla elde edilen sonuç.
MHP’nin Cumhur İttifakı’na önemli katkısı devam ediyor ve Sayın Devlet Bahçeli’nin durduğu noktanın stratejik önemi gittikçe artıyor.
AK Parti’ye gelince…
Yazılacak çok şey var; oy oranını her ne kadar koruyor olsa da, 27 Haziran Genel Seçimi’nden bu yana yaşananları üst üste koyduğunuz vakit, vatandaş “uyarılarının” devam ettiğini net bir şekilde görüyoruz.
Sayın Erdoğan AK Parti’yi adeta tek başına yüklenmiş durumda, “takım oyunu”nda büyük aksamaların olduğu Parti’nin her noktasında görülüyor, konuşuluyor…
“İnanılmaz” bir tempoyla çalışan Sayın Erdoğan’ın “yeni dönem stratejilerini” “biraz daha sakin bir ortamda” olgunlaştıracağını düşünüyorum.
Yani değişim.
Her noktada değişim.
Mesela…
Sayın Erdoğan, “gençliğin ihmal edilmesinin”, eğitimde arzu edilen başarıya bir türlü ulaşılamamasının “siyasi bakımdan da” ne gibi faturalara yol açtığını daha net bir şekilde teşhis edecektir…
Kültürel iktidar meselesi
“Kültürel İktidar”ın olmadığı yerde, “Siyasal İktidar”ın nasıl da boşlukta kaldığına dair idraki iyice güçlenecektir
Buradaki mesele, şu veya bu belediyenin alınabilmesi, alınamaması, kazanılması, kaybedilmesi meselesinden çok daha mühimdir.
Yeni belediye yönetimleri gelir, neleri yapabiliyorlarmış neleri yapamıyorlarmış anlaşılır.
Bu sayede belki de “yapabilen ile yapamayanın” farkı çok daha iyi anlaşılır, olanda hayır vardır.
Bugün için AK Parti’nin alternatifsizliği devam etmektedir, bu böyledir, farklı bir partilerin bir araya gelerek bazı yerlerde “başarıya ulaşmaları” bu durumu değiştirmemektedir...
Sıkıntılar yaşanabilir
“Millet İttifakı”nda bir araya gelen partiler arasında , yeni belediye yönetimlerinin imkânlarından “istifade” noktasında sıkıntılar çıkması kaçınılmazdır.
Oralarda büyük çekişmeler hatta korkarım ki çatışmalar yaşanması kuvvetle muhtemeldir.
O yapı çok “dağınık” bir yapıdır, mutlaka farklı arayışlar olacaktır.
Mesele, Cumhur İttifakı’nın özellikle de, İktidar Partisi’nin bundan sonra ne yapacağındadır.
Sayın Erdoğan, “mutabakat alanı”nı genişletmek yolunda çarpıcı adımlar atacaktır.
Balkon konuşmasındaki “değişim” mesajının üzerinde dikkatle durmakta fayda vardır.
Değişim, evet.
Zaruret!..
Eğitimde, kültürde, kabinede, bürokraside, “sivil toplum” yapılanmasında…
“Ekonomiye bakış”ta…
Her yerde…
Büyük bir değişim hamlesi…
Milletçe bekliyoruz.
