Değersizlik duygusu ve sportif etkinlik
Ülkemizin çok yönlü tehdit ve saldırı altında olduğunu biliyoruz. Muazzam bir medeniyetin ve otoritenin varisi olduğumuzu bilen egemen odaklar değişik araçlarla bize saldırıyorlar. Bu araçlardan en önemlisi ve etkilisi muhakkak ki terördür. Terör için içimizdeki sağlıklı düşünemeyen tiplerden yararlanıyorlar. Terör için seçilen kurbanları iyi tanımak ve psikolojilerini değerlendirmek lazımdır.
Terörün yol açtığı olaylar sebebiyle ağız tadı ile sportif etkinliklere katılamıyoruz. İçimizde bir kaygı ve kuşku var. Çünkü terörün hedeflerinden birisi de kalabalıklardır. Bunlardan birisi de futbol karşılaşmaları, sahalarıdır. Kurban vermemek için daha dikkatli olunmalıdır. Bu arada terör ve teröristler konusunda bilgi sahibi kılınmalıdır.
Teröristleri seçen üst irade dikkate bazı psikolojik testler ve değerlendirmeler yapar. Değerlendirmeler yapılırken kaygı, kuşku, değersizlik duygusu, öfke vb. psikiyatrik kavramlar işin içine gider.
Değersizlik duygusundan söz etmek lazımdır. İnsan, doğa güçlerine göre ve bazı hayvan türlerine oran ile zayıf bir varlıktır. Bundan dolayı, her insanın varoluşunda eksiklik duygusu var kabul edilir. Çocuk iken, güçlü yetişkinler arasında yaşayan zavallı bir varlıktır. Sonraki yaşamı boyunca, daha önce kendisine egemen olan insanlar ve doğal güçler üzerinde üstünlük kurmak ve gücünü kanıtlamak için çaba gösterir.
Doğadaki varlıklar "eksi" durumdan "artı" bir duruma geçmek için sürekli çaba gösterir. İnsandaki eksiklik duygusu da bireyin gelişimi ve insanlığın evrimi için gerekli bir dürtüdür. Ama çoğumuz bu duygunun varlığını inkar ediyoruz. Çünkü eksiklik toplumsal değer yargılarına göre arzu edilmeyen bir durumdur. Eksiklik duygusu, meydana getirdiği hoşnutsuzluğa karşın yaşanması kaçınılmaz bir olgudur. Üstelik insanın yaşamını sürdürebilmesi ve gelişebilmesi için zorunludur. Çünkü eksikliğin farkedilmesi insanı güdüler ve eyleme geçirir.
Değersizlik duygusu ise yukarıda tanımlanan "normal" eksiklik duygusundan çok farklıdır. Değersizlik duygusu, bir insanın kendisini diğer insanlardan daha değersiz bir varlık olarak algılamasını tanımlar ve kökenini çocukluk yaşantılarından alır. Bir çocuğa değer verilmemesi onu kendisine özgü hakları olan özerk bir varlık olarak tanımama anlamına gelir. Çünkü bir insana değer vermek, onun gerçeklerini anlamaya çalışmak ve onu olduğu gibi benimseyebilmektir.
Kendisine değer verilmemiş bir insan bir başkasına değer veremez. Değersizlik duyguları yaşayan biri için diğer insanlar ya kendinden üstündür ya da aşağıdır; eşiti yoktur. Değersizlik duyguları yaşayan bir kişinin bazı insanları yüceltmesi, geliştirmiş olduğu gerçek dışı senaryoların bir sonucudur; bu insanların, kendisinin ulaşmak istediği görkeme sahip olduğu yanılgısından kaynaklanır. Öte yandan bu insanlara karşı bilinçdışı bir düşmanlık da yaşar; çünkü varlıkları ona kendi yetersizliğini hatırlatır.
Değersizlik fikirleri bir süre sonra suçluluk duygularına dönüşür. Düşük benlik saygısı, çoğu depresyonlu hastalar için karakteristiktir. Depresyondaki hastalar kendilerine hatalı olarak görürler, bunun için çabalarlar. Depresyonlu hastalar, yakınlarının "iradeni kullanmıyorsun", "kendini toplamıyorsun" türünden yapıcı sanılan eleştirileriyle daha da pekiştirebilirler. Tembel olduklarını, fırsatlardan yararlanamadıklarını, iyi bir eş ya da anne/baba olmadıklarını düşünürler.
Suçluluk duygusu yaşayanlar veya ağır derecede hasta olanlar, madde bağımlısı teşhisi alanlar "canlı bomba" veya "fedai" olarak seçiliyorlar. Bunlar özel bir eğitimden geçiriliyorlar ve kendilerine kutsal birçok da telkinde bulunuluyor. Bağımlı ve robot haline gelmiş bir hastalıklı bir bireye her şeyi yaptırmak mümkündür. Bunlar da maalesef sportif etkinlik alanlarını seçiyorlar.
Bu kadar tatsız ve keyifsiz cümlelerden sonra geliyoruz esas konumuza. Beşiktaş ilk yarı başarılı bir performans sergiledi. Şenol Güneş hoca tutarlı ve ehliyetli bir yol izledi. İşinin ehli olmasıyla, ahlaki yapısı ile her türlü övgüyü hak ediyor. Galatasaray Alanyaspor'u farklı skorla yendi. Ama bu sonuç Galatasaray açısından başarı değildir. İlk yarıyı lider bitiren Başakşehirspor'u kutluyoruz.
Dikkat ederseniz yazımızda spora az yer ayırdık. Ancak, ülkemizin sıkıntılı günlerden geçtiğini unutmayalım. Ülkemizin gücü ve tarihteki birikimi her türlü ihanetin üstesinden gelecek kudrete sahiptir.
Sonuç: "Spor ile kardeşliğimizi pekiştirebiliriz. Ancak, teröre de dikkat etmeliyiz."