Dede Korkut Kitabı'nın yeni nüsha heyecanı
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kültür yayınları
arasında çıkan Dede Korkut Kitabı Bursa Yazması Tıpkıbasımı, ilim dünyasını heyecanlandırdı.
Bursa, edebiyatçılarımızın İstanbul’dan sonra en çok
sevdiği şehirlerdendir. Divan şairleri ve nasirlerinin Bursa tutkusu biliniyor.
Ama Tanzimat’tan sonraki şair ediplerimiz de Bursa’ya dair çok güzel edebî
metinleri kültürümüze armağan etmişlerdir. Bunların başında büyük şairlerimiz
Mehmed Âkif, Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar geliyor. Yazarlar da bigâne
kalamadıkları özge şehrimize hatıralarında, romanlarında ve hikâyelerinde geniş
yer vermişlerdir. Mesela Safiye Erol’un, İstanbul’la birlikte en çok sevdiği
iki şehir Bursa ve Edirne’dir. Makaleler
kitabında Bursa’ya güzelleme yapar.
Bursa Büyükşehir Belediyemiz bu ilginin farkında.
Dolayısıyla kültüre, sanata ve bilhassa edebiyata en çok değer veren belediyeler
arasındadır. Genç şair ve yazarların yetişmesi için gayret gösterilirken kudemanın
eserleri, divanları da günümüze kazandırılıyor. Fakat o çalışmalardan biri
vardır ki bu heyecanı, bütün edebiyat dünyası yürekten hissetti. Geçen ay
Muradiye Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’nde tarihî bir toplantı yapıldı. Davet
edildiğim hâlde ne yazık ki gidemediğim bu toplantıda, Bursa Büyükşehir
Belediyesi bünyesindeki bu müzede sergilenen ve edebî havzamıza ‘Bursa Yazması’
olarak dâhil olan Dede Korkut Kitabı’nın
Tıpkıbasımı’nın tanıtım toplantısı gerçekleşti. Basına yansıyan haberlerde
okuduk ki Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın ev sahipliğinde gerçekleşen program
mükemmel geçti. Müzeye 2018 yılında antikacı İbrahim Koca tarafından bağışlanan
Dede Korkut Kitabı, restore edildi ve
tıpkıbasımı yapıldı. Türkoloji dünyasını heyecanlandıran bu gelişme üzerine
edebiyat araştırmacıları, daha önce Günbed, Dresden, Vatikan ve Türk Tarih
Kurumu nüshaları bilinen eserin harekeli yeni nüshasını incelemeye ve üzerinde
çalışmaya başladı. Okul ders kitaplarında o güzelim metinlerini okuduğumuz,
heyecanlandığımız ve ibret aldığımız Dede
Korkut Hikâyeleri’nin yeni nüshasının Proje Danışmanı aziz hocam Prof. Dr.
Osman Fikri Sertkaya. Kıymetli hocamız, konuşmasında “Bugün Türkçenin düğünüdür.”
dedikten sonra Dede Korkut Kitabı’nın Batı Oğuzları’nın geleneklerini,
göreneklerini, âdetlerini, günlük hayatlarını, sevinçlerini ve savaşlarını
anlatan mühim bir eser olduğunu vurguladı. Eserin ön sözünde Başkan Alinur
Aktaş, “Korkut Ata, Türk milletinin ortak değeri ve birleştirici ismidir. Geniş
bir coğrafyaya yayılmış olan Türklerin gittikleri her yere, derin hafızalarında
Dede Korkut’u da taşıdıkları aşikâr bir durum. Dede Korkut Hikâyeleri’ni okuduğumuzda, engin ve zengin bir kültür
mirası ile karşılaştığımızı belirtmek isterim.” diyor. Hemen ardından Prof.
Sertkaya Hocamızın “Dede Korkut Kitabı’nın Bursa Yazmasının ‘Giriş’ Bölümü”nü
okuyoruz. Tabii bu eserin vücut bulmasında pek çok ismin emeği ve alın teri vardır.
Hayırlı olsun. Belediyemizin bu kültür hizmeti ilim âlemince unutulmayacaktır.
ULUDAĞ’IN KADİM TARİHİ
Mysia Olymposu’ndan
Cebel-i Ruhban’a Uludağ’ın Kadim Tarihi, Ömer Kaptan’ın eseri.
Rahip-Keşiş-Derviş alt başlığıyla okuyucuya sunulan eserin kapağını merhum
sanatkârımız Nusret Çolpan’ın güzel minyatürü süslüyor. Grafik ve kapak
tasarımı Oğuz Kaan Özgen’e, fotoğraflar ise İsmail Hakkı Yalçın ile Ömer
Kaptan’a ait. Bursa deyince akla Uludağ geliyor. Dolayısıyla böyle değerli bir
eseri hak ediyor Uludağ. Kitabı inceleyince dağın derin tarihi, nefis
coğrafyası, efsaneleri, menkıbeleri, hikâye ve hatıralarıyla önümüze çıkıyor.
Tabii Uludağ’la ilgili bilgileri öğrenirken gözümüze ve gönlümüze hitap eden
fotoğraflar ayrı bir güzelliği teşkil ediyor. Ömer Kaptan eser boyunca okuyucusuna
iyi bir mihmandarlık yapıyor. Uludağ’ın kadim tarihi hakikaten olağanüstü.
Ecdadımızın şehirleri genelde niçin dağların yamacına kurduğunu daha iyi
anlayabiliyoruz. “Dinlerde Dağ Kültü”, “Antik Dönemde Uludağ”, “Hıristiyanlık
Döneminde Uludağ”, “Keşişlerden Dervişlere Uludağ’daki Dönüşüm” kitaptaki başlıklardan
bazıları. “Sonuç”u Ömer Kaptan’ın kaleminden okuyoruz. Bursa’yı ve Uludağ’ı
sevenler ve sevmek isteyenler için seçkin bir eser.
BURSA MEVLEVİHÂNESİ
Bursa sadece tarihi ve coğrafyası ile değil dinî
müesseseleriyle de temayüz etmiş bir ulu şehir. Medeniyetimizin sembol illerinden
Bursa’yı, camiler, türbeler, dergâhlar, tekkeler, medreseler süsler. Bunlar
arasında Bursa Mevlevîhânesi’nin farklı yeri vardır. Hasan Basri Öcalan’ın kaleme
aldığı Bursa Mevlevîhanânesi
kitabının giriş bölümünde, “Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî’nin Hayatı” ile
“Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîyye Tarikatı” başlıklı muhtevalı yazılar merakla okunuyor.
Birinci kısımda, “Bursa’da Mevlevîlik”le selamlaşıyoruz. “Bursa’da Mevleviliğin
İzleri”, “Ahmed Cünûnî Dede ve Bursa Mevlevîhânesi”, “Bursa Mevlevîhanesi
Şeyhleri”, “Seyyahlar ve Bursa Mevlevîhânesi”, “Mevlevîhâne ile İlgili Arşiv
Belgeleri” başlıklarını görüyoruz. İkinci bölümdeki “Bursa’da Mevlevîliğin
İzleri”, okuyucuyu sürükleyip götürüyor. “Mevlevîhâne Kütüphanesi”, “Mevlevî
Tekkesine Nasıl Gidilir?” ile “Mevlevî Terimleri”, eseri tamamlayan diğer
başlıklar. “Bursa Mevlevîhânesi Dünü ve Bugünü”, ardından “Bibliyografya” ile
eser tamamlanıyor. Türkiye’de ve dünyada en çok sevilen bir tasavvuf yolunu
daha iyi tanımak isteyenler için iyi bir kaynak. Bursa Mevlevîhânesi’nin Yeniden Ayağa Kaldırılması, tamamlayıcı
ikinci bir eser. Bursa Mevlevîhnânesi’ndeki restorasyon çalışmalarının
ayrıntılı biçimde anlatıldığı bu eseri de Aziz Elbas ve Fikret Alkan
hazırlamış.
KURTULUŞLA YÜZ YÜZE
Mustafa Kara Hocamızın Bursa’nın Kurtuluşu’nun 100. Yılı
münasebetiyle kaleme aldığı Kurtuluşla
Yüz Yüze feyizli bir eser. Okurken Bursa işgalinin derin hüznünü
yaşıyorsunuz, kurtuluşunun neşvesini de içinizde taşıyorsunuz. Bursa işgal
altında iken ona yakılan ağıtları, söylenen mersiyeleri okumak gerek. En
etkileyici şiirlerden birini Ali Ekrem Bolayır kaleme almış. “Bahtsız Bursa”da
Yunan generalinin kibirli bir şekilde Osman Gazi Türbesi önündeki fotoğrafı
yürekleri yaralıyor. O karanlık günlerde şairlerimiz hislerini kaleme dökmüş.
Mesela O sırada 18 yaşında gencecik bir talebe olan Necmeddin Halil Onan
“Münacaat” yazıyor ve Rabbine şöyle yalvarıyor: “Bu kudsî gecenin hürmeti
için/Bu yurdu bir parça güldür Yârabbi!/Senin Habib’inin hürmeti için/bu acı
felâket züldür Yârabbi!” Bursa işgalini ve memleketin hâlini anlatan pek çok
şiir ve yazı okuyoruz ama Mustafa Kara Hocamızın, şehrin kurtuluşu için düştüğü
tarihi okumadan geçemeyiz: “Nusret zafer yâ rabbi/Şükür sana yâ rabbî/Geldi
üçler söyledi/’HÂZ BİN FADLİ RABBΔ (1922)
BURSA’NIN BİTMEYEN HİKÂYESİ
Sadece Bursa’nın değil hiçbir şehrimizin hikâyesi bitmez.
Bursa için yazılanlar bereketli. Ahmed Paşa, Lamiî Çelebi, Süleyman Çelebi,
İsmail Beliğ, Niyâzî-i Mısrî, Ahmed Vefik Paşa sonraki neşiden pek çok şair ve
edip ruhlarındaki hisleri dile getirmişlerdir. Ancak Bursa’nın Bitmeyen Hikâyesi’nde, çok anlamlı bir hizmete imza
atılmış. Bu yüksek edebî mirasın günümüzdeki temsilcileri olan genç
edebiyatçıların hikâyelerini okuyoruz bu sefer de. Kitabın yayın kurulunda yer
alan kıymetli yazar Dr. Necmettin Turinay’ın “Bursa’nın Bitmeyen Hikâyesi” çok
geniş ufukları çiziyor. Eserin özünü, muhtevasını, anlamını ve inceliğini dile
getiren olağanüstü bir yazı. Ve genç hikâyecilerimiz: Abdullah Kasay, Ali
Güney, Aynur Dilber, Elif Hümeyra Aydın, Gökhan Yılmaz, Gülşen Funda, Hümeyra
Yabar, Hüseyin Ahmet Çelik, Kadir Daniş, Kuddusi Demir, M. Fatih Kutlubay,
Merve Çakır, Merve Sevde Selvi, Mustafa Aplay, Samet Çıldan ve Zeynep Kahraman
Füzün.
VE DİĞERLERİ
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin geçen yıl yayımladığı ve
başka yazılarımda bahsettiğim diğer kitaplarının isimleri ve yazarları ise şöyle:
Bursa’nın Kahramanları (Hasan Erdem),
Bursa Kitabeleri (Ömer Kaptan), Düşünen Şehir Bursa (Semih Kum), Merhabâ Süleyman Çelebi’nin İzinde Buluşmak (Editör: Bilal Kemikli), Bursa Hatırası (Hüseyin Vassaf). Bursa
kültürü, edebiyatı ve sanatı bir bakıma Türk İslam medeniyetinin farklı
tezahürüdür. Dünkü ve bugünkü birikimi ortaya çıkaran ve gelecek nesillere
emanet eden başta Başkan Alinur Aktaş’a, yazarlarımıza ve kitapların neşrinde
emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Ellerine, kalemlerine,
gönüllerine sağlık. Sağ olsunlar, var olsunlar!