Dolar (USD)
34.54
Euro (EUR)
35.99
Gram Altın
2997.78
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Ağustos 2023

​Dede Korkut Kitabı'nın yeni nüsha heyecanı

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin kültür yayınları arasında çıkan Dede Korkut Kitabı Bursa Yazması Tıpkıbasımı, ilim dünyasını heyecanlandırdı.

Bursa, edebiyatçılarımızın İstanbul’dan sonra en çok sevdiği şehirlerdendir. Divan şairleri ve nasirlerinin Bursa tutkusu biliniyor. Ama Tanzimat’tan sonraki şair ediplerimiz de Bursa’ya dair çok güzel edebî metinleri kültürümüze armağan etmişlerdir. Bunların başında büyük şairlerimiz Mehmed Âkif, Yahya Kemal ve Ahmet Hamdi Tanpınar geliyor. Yazarlar da bigâne kalamadıkları özge şehrimize hatıralarında, romanlarında ve hikâyelerinde geniş yer vermişlerdir. Mesela Safiye Erol’un, İstanbul’la birlikte en çok sevdiği iki şehir Bursa ve Edirne’dir. Makaleler kitabında Bursa’ya güzelleme yapar.

Bursa Büyükşehir Belediyemiz bu ilginin farkında. Dolayısıyla kültüre, sanata ve bilhassa edebiyata en çok değer veren belediyeler arasındadır. Genç şair ve yazarların yetişmesi için gayret gösterilirken kudemanın eserleri, divanları da günümüze kazandırılıyor. Fakat o çalışmalardan biri vardır ki bu heyecanı, bütün edebiyat dünyası yürekten hissetti. Geçen ay Muradiye Kur’an ve El Yazmaları Müzesi’nde tarihî bir toplantı yapıldı. Davet edildiğim hâlde ne yazık ki gidemediğim bu toplantıda, Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki bu müzede sergilenen ve edebî havzamıza ‘Bursa Yazması’ olarak dâhil olan Dede Korkut Kitabı’nın Tıpkıbasımı’nın tanıtım toplantısı gerçekleşti. Basına yansıyan haberlerde okuduk ki Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ın ev sahipliğinde gerçekleşen program mükemmel geçti. Müzeye 2018 yılında antikacı İbrahim Koca tarafından bağışlanan Dede Korkut Kitabı, restore edildi ve tıpkıbasımı yapıldı. Türkoloji dünyasını heyecanlandıran bu gelişme üzerine edebiyat araştırmacıları, daha önce Günbed, Dresden, Vatikan ve Türk Tarih Kurumu nüshaları bilinen eserin harekeli yeni nüshasını incelemeye ve üzerinde çalışmaya başladı. Okul ders kitaplarında o güzelim metinlerini okuduğumuz, heyecanlandığımız ve ibret aldığımız Dede Korkut Hikâyeleri’nin yeni nüshasının Proje Danışmanı aziz hocam Prof. Dr. Osman Fikri Sertkaya. Kıymetli hocamız, konuşmasında “Bugün Türkçenin düğünüdür.” dedikten sonra Dede Korkut Kitabı’nın Batı Oğuzları’nın geleneklerini, göreneklerini, âdetlerini, günlük hayatlarını, sevinçlerini ve savaşlarını anlatan mühim bir eser olduğunu vurguladı. Eserin ön sözünde Başkan Alinur Aktaş, “Korkut Ata, Türk milletinin ortak değeri ve birleştirici ismidir. Geniş bir coğrafyaya yayılmış olan Türklerin gittikleri her yere, derin hafızalarında Dede Korkut’u da taşıdıkları aşikâr bir durum. Dede Korkut Hikâyeleri’ni okuduğumuzda, engin ve zengin bir kültür mirası ile karşılaştığımızı belirtmek isterim.” diyor. Hemen ardından Prof. Sertkaya Hocamızın “Dede Korkut Kitabı’nın Bursa Yazmasının ‘Giriş’ Bölümü”nü okuyoruz. Tabii bu eserin vücut bulmasında pek çok ismin emeği ve alın teri vardır. Hayırlı olsun. Belediyemizin bu kültür hizmeti ilim âlemince unutulmayacaktır.

ULUDAĞ’IN KADİM TARİHİ

Mysia Olymposu’ndan Cebel-i Ruhban’a Uludağ’ın Kadim Tarihi, Ömer Kaptan’ın eseri. Rahip-Keşiş-Derviş alt başlığıyla okuyucuya sunulan eserin kapağını merhum sanatkârımız Nusret Çolpan’ın güzel minyatürü süslüyor. Grafik ve kapak tasarımı Oğuz Kaan Özgen’e, fotoğraflar ise İsmail Hakkı Yalçın ile Ömer Kaptan’a ait. Bursa deyince akla Uludağ geliyor. Dolayısıyla böyle değerli bir eseri hak ediyor Uludağ. Kitabı inceleyince dağın derin tarihi, nefis coğrafyası, efsaneleri, menkıbeleri, hikâye ve hatıralarıyla önümüze çıkıyor. Tabii Uludağ’la ilgili bilgileri öğrenirken gözümüze ve gönlümüze hitap eden fotoğraflar ayrı bir güzelliği teşkil ediyor. Ömer Kaptan eser boyunca okuyucusuna iyi bir mihmandarlık yapıyor. Uludağ’ın kadim tarihi hakikaten olağanüstü. Ecdadımızın şehirleri genelde niçin dağların yamacına kurduğunu daha iyi anlayabiliyoruz. “Dinlerde Dağ Kültü”, “Antik Dönemde Uludağ”, “Hıristiyanlık Döneminde Uludağ”, “Keşişlerden Dervişlere Uludağ’daki Dönüşüm” kitaptaki başlıklardan bazıları. “Sonuç”u Ömer Kaptan’ın kaleminden okuyoruz. Bursa’yı ve Uludağ’ı sevenler ve sevmek isteyenler için seçkin bir eser.

BURSA MEVLEVİHÂNESİ

Bursa sadece tarihi ve coğrafyası ile değil dinî müesseseleriyle de temayüz etmiş bir ulu şehir. Medeniyetimizin sembol illerinden Bursa’yı, camiler, türbeler, dergâhlar, tekkeler, medreseler süsler. Bunlar arasında Bursa Mevlevîhânesi’nin farklı yeri vardır. Hasan Basri Öcalan’ın kaleme aldığı Bursa Mevlevîhanânesi kitabının giriş bölümünde, “Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî’nin Hayatı” ile “Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîyye Tarikatı” başlıklı muhtevalı yazılar merakla okunuyor. Birinci kısımda, “Bursa’da Mevlevîlik”le selamlaşıyoruz. “Bursa’da Mevleviliğin İzleri”, “Ahmed Cünûnî Dede ve Bursa Mevlevîhânesi”, “Bursa Mevlevîhanesi Şeyhleri”, “Seyyahlar ve Bursa Mevlevîhânesi”, “Mevlevîhâne ile İlgili Arşiv Belgeleri” başlıklarını görüyoruz. İkinci bölümdeki “Bursa’da Mevlevîliğin İzleri”, okuyucuyu sürükleyip götürüyor. “Mevlevîhâne Kütüphanesi”, “Mevlevî Tekkesine Nasıl Gidilir?” ile “Mevlevî Terimleri”, eseri tamamlayan diğer başlıklar. “Bursa Mevlevîhânesi Dünü ve Bugünü”, ardından “Bibliyografya” ile eser tamamlanıyor. Türkiye’de ve dünyada en çok sevilen bir tasavvuf yolunu daha iyi tanımak isteyenler için iyi bir kaynak. Bursa Mevlevîhânesi’nin Yeniden Ayağa Kaldırılması, tamamlayıcı ikinci bir eser. Bursa Mevlevîhnânesi’ndeki restorasyon çalışmalarının ayrıntılı biçimde anlatıldığı bu eseri de Aziz Elbas ve Fikret Alkan hazırlamış.

KURTULUŞLA YÜZ YÜZE

Mustafa Kara Hocamızın Bursa’nın Kurtuluşu’nun 100. Yılı münasebetiyle kaleme aldığı Kurtuluşla Yüz Yüze feyizli bir eser. Okurken Bursa işgalinin derin hüznünü yaşıyorsunuz, kurtuluşunun neşvesini de içinizde taşıyorsunuz. Bursa işgal altında iken ona yakılan ağıtları, söylenen mersiyeleri okumak gerek. En etkileyici şiirlerden birini Ali Ekrem Bolayır kaleme almış. “Bahtsız Bursa”da Yunan generalinin kibirli bir şekilde Osman Gazi Türbesi önündeki fotoğrafı yürekleri yaralıyor. O karanlık günlerde şairlerimiz hislerini kaleme dökmüş. Mesela O sırada 18 yaşında gencecik bir talebe olan Necmeddin Halil Onan “Münacaat” yazıyor ve Rabbine şöyle yalvarıyor: “Bu kudsî gecenin hürmeti için/Bu yurdu bir parça güldür Yârabbi!/Senin Habib’inin hürmeti için/bu acı felâket züldür Yârabbi!” Bursa işgalini ve memleketin hâlini anlatan pek çok şiir ve yazı okuyoruz ama Mustafa Kara Hocamızın, şehrin kurtuluşu için düştüğü tarihi okumadan geçemeyiz: “Nusret zafer yâ rabbi/Şükür sana yâ rabbî/Geldi üçler söyledi/’HÂZ BİN FADLİ RABBΔ (1922)

BURSA’NIN BİTMEYEN HİKÂYESİ

Sadece Bursa’nın değil hiçbir şehrimizin hikâyesi bitmez. Bursa için yazılanlar bereketli. Ahmed Paşa, Lamiî Çelebi, Süleyman Çelebi, İsmail Beliğ, Niyâzî-i Mısrî, Ahmed Vefik Paşa sonraki neşiden pek çok şair ve edip ruhlarındaki hisleri dile getirmişlerdir. Ancak Bursa’nın Bitmeyen Hikâyesi’nde, çok anlamlı bir hizmete imza atılmış. Bu yüksek edebî mirasın günümüzdeki temsilcileri olan genç edebiyatçıların hikâyelerini okuyoruz bu sefer de. Kitabın yayın kurulunda yer alan kıymetli yazar Dr. Necmettin Turinay’ın “Bursa’nın Bitmeyen Hikâyesi” çok geniş ufukları çiziyor. Eserin özünü, muhtevasını, anlamını ve inceliğini dile getiren olağanüstü bir yazı. Ve genç hikâyecilerimiz: Abdullah Kasay, Ali Güney, Aynur Dilber, Elif Hümeyra Aydın, Gökhan Yılmaz, Gülşen Funda, Hümeyra Yabar, Hüseyin Ahmet Çelik, Kadir Daniş, Kuddusi Demir, M. Fatih Kutlubay, Merve Çakır, Merve Sevde Selvi, Mustafa Aplay, Samet Çıldan ve Zeynep Kahraman Füzün.

VE DİĞERLERİ

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin geçen yıl yayımladığı ve başka yazılarımda bahsettiğim diğer kitaplarının isimleri ve yazarları ise şöyle: Bursa’nın Kahramanları (Hasan Erdem), Bursa Kitabeleri (Ömer Kaptan), Düşünen Şehir Bursa (Semih Kum), Merhabâ Süleyman Çelebi’nin İzinde Buluşmak (Editör: Bilal Kemikli), Bursa Hatırası (Hüseyin Vassaf). Bursa kültürü, edebiyatı ve sanatı bir bakıma Türk İslam medeniyetinin farklı tezahürüdür. Dünkü ve bugünkü birikimi ortaya çıkaran ve gelecek nesillere emanet eden başta Başkan Alinur Aktaş’a, yazarlarımıza ve kitapların neşrinde emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyorum. Ellerine, kalemlerine, gönüllerine sağlık. Sağ olsunlar, var olsunlar!