Dolar (USD)
34.48
Euro (EUR)
36.22
Gram Altın
2956.49
BIST 100
9367.77
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Ocak 2017

DEAŞ oralara nasıl girdi?

Bunların adı başta "Irak Şam İslam Devleti" idi. Sonradan ismin önemi kalmadığı için Irak ve Şam'ı aradan çıkardılar. Yerini "İslam Devleti'ne" bıraktılar.

Daha kolay yerleşebilecekleri bölgeler varken NEDENSE Türkiye gibi güçlü bir ülkeyle savaşmayı tercih eden DEAŞ'ın stratejisi, kendi gelişimi değil ÜST AKLIN isteklerine göre ilerliyor.

Şimdi El Bab'ta Türk askeri tam da bitirici noktaya ilerlemişken hani birden Musul operasyonuna ara verildi ya!

Hani Rakka operasyonu birden durdu ya! Hani orada batılılarla savaşıyor(muş) gibi yapan DEAŞ gerçek HEDEF olan El Bab'a daha doğrusu Türkiye'ye yönlendirildi ya!

İşin çok çok çok benzeri az sonra okurken şaşıracağınız çok uzak coğrafyalarda da uygulanıyor.

ABD'li Generalinden istihbaratçısına hatta Başkan Trump'a kadar herkes ağız birliği etmişçesine "DEAŞ'ı ABD'nin kurduğunu" itiraf etme yarışına girmişken bu durum, üst aklın ne kadar doğru bir karar verdiğini gösteriyor. Tabi gelinen noktada üst aklın kendi arasında bazı anlaşmazlıklar yaşadığı da aşikar.

Gelelim yazının başında anlatmaya çalıştığımız meseleye. Libya'da DEAŞ var! Oyunu anlamak için coğrafyanın uzmanı olmanıza gerek yok. Yüzölçümü gayet geniş olan Libya'da basitçe anlatmak gerekirse Doğuda Bingazi, ortada Misurata, Batı'da ise Trablus bulunmakta.

Bingazi; Mısır ve ABD destekli darbecilerin kontrolünde. Trablus ise nispeten daha ılımlı siyasilerin bulunduğu güçlerin elinde. Siz DEAŞ olsanız nerede savaşırdınız?

Tam da olması gereken yerde yani Misrata'ya çok yakın olan Sirte'nin birkaç Mahallesi'nde yani her iki gücün tam ortasında, topu topu 50 - 60 kişilik Afrikalı yoksul aşırılık yanlılarından oluşan bir çapulcu sürüsü iki yıldır Libyalılar'ı uğraştırıyor.

Onlara zaman kaybettiriyor. Böylelikle Trablus'takiler Bingazi'de gerçekleşen darbeye karşı koyamıyorlar.

Oyun ne güzel değil mi?

Bitti mi? Bitmedi!

Bütün bunlar yaşanırken dedim ya 50 - 60 kişilik grupla mücadele eden DEAŞ'ın iki yıldır ne silahı ne mühimmatı ne de yiyeceği bitmiyor! Allah Allah! Bu işte bir gariplik var!

Ya gökten zembille yiyecekler iniyor bu adamlara, ya da halkın ifadesiyle gece denizden yanaşan yabancı ülke gemilerinin bunlara yardım ettiği bir gerçek.

Daha bitmedi!

Moro Müslümanları ve liderleri Hacı Murat ile olan muhabbetimiz her zaman ayrıdır. Yabancı ülkelerden hiç bir savaşçıyı kabul etmemeleriyle büyük takdir kazandılar.

Şimdi duyuyorum ki; oraya DEAŞ'lılar gemilerle getirilmiş! Hem de gelenlerin büyük çoğunluğu yoksul ülkelerin vatandaşları. Yani mühimmat bulamayacak durumdalar. Üstelik Moro'lu Müslümanlar kendilerini istemedikleri halde! Yani şöyle düşünün: Moro'lu Müslümanların "sizi istemiyoruz!" dedikleri DEAŞ'lılar "Yok biz burada sizin için varız" diye geliyorlar sözüm ona!

Tabii bu işin görünen yüzü. Görünmeyen tarafında ise Barış görüşmelerinde belli bir mesafeye gelinen Moro'da, DEAŞ'ın devreye girmesiyle işler birden tersine döndü.

Neyse ki bu sürecin sekteye uğramaması için Müslüman toplum ve hükümet her şeyin farkında olduklarını vurguluyor. Her iki kanatta DEAŞ'ı ortak düşman olarak görüyor.

Çünkü orada SALDIRI değil BARIŞ zamanı.

Görüyorsunuz değil mi sevgili okurlar? Küresel Satranç nasıl oynanıyor ve piyonlar nasıl kullanılıyor?