Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 May 2019

Davutoğlu’na birkaç tavsiye

Ahmet Davutoğlu’nu tanımam. Ama yazdıklarını okuyunca ve siyasi faaliyetlere başladığını duyunca kendini dev aynasında gördüğünü fark ettim. Ümidim yok ama birkaç satır yazarak ayaklarının yere basmasını sağlamaya çalışacağım.

Sayın Davutoğlu, sana altın bir tepside sunulan “Başbakanlık” ve “AK Parti Genel Başkanlığı” şansını iyi kullanamadınız. Bu makamlara hak ederek gelmemiştiniz? Parti lideri olan Recep Tayyip Erdoğan’a saygı gösterip onunla uyumlu çalışmak yerine, partiden onu tasfiye etme yolunu seçtiniz. Teori adamıydınız ama gerçekçi değildiniz. Danışmandınız, öyle de kalmalıydınız. Bir teorisyeni onca yetkilendirmek Tayyip Bey’in yanlışlarından biriydi. Yanlışından döndü ama Türkiye gereksiz bir tecrübe yaşadı.

Eleştirilerine gelince… AK Parti, vizyoner ve atılımcıydı. Peki son yıllarda reaksiyoner ve savunmacı mı oldu? Hayır, sadece kendisine ve milletine kastedenleri gördü. PKK’lıları, Gezicileri, FETÖ’cüleri ve bunların arkasındakileri… Kendisine hayat hakkı tanımayanları fark etti. Önce yaşaması, sonra yaşatması gerektiğini öğrendi. Barışta ve soğuk savaşta uygulanan politikalar aynı olmaz!

Gençleştirme devam ediyor

Hendek ve gezi olayları ile FETÖ eliyle darbe girişimi AK Parti’nin iç ahengini sarstı mı? Hayır, aksine AK Parti, kadrolarını gençleştirmek için çaba gösterdi. Bilgelerin kenara çekilmesi, gençlerin de tecrübesizliği bu geçişi zorlaştırdı. Ama gençleştirme devam ediyor.

AK Parti’nin toplumsal desteği azaldı mı? Hayır, aksine çoğaldı. AK Parti seçilme çıtasını yüzde 50’lere çıkardı. CHP, biraz daha fazla oy almak için HDP’ye ihtiyaç duyuyor.

AK Parti, nesillerin birbirine aktardığı bir birikimin sonucu mudur? Hayır! İmam Hatipli bir siyasetçinin teşkilatçılığının ve kelle koltukta mücadelesinin özetidir. Ne ANAP’ın devamadır, ne Demokrat Parti’nin… Onların tecrübelerinden faydalanıyor ama daha merkeziyetçi ve inanç odaklıdır.

AK Parti genel başkanı olarak girdiğiniz 7 Haziran seçimlerinde yenildiniz. AK Parti’ye de kaybettirdiniz. Olaya partinin kurucusu el atmamış olsaydı, 1 Kasım’da ancak AK Parti’nin cenazesi kaldırılırdı. Konya’dan seçilip hazıra konmak kolaydı, gidiniz herhangi bir ilden bağımsız olarak seçime girin bakalım, kazanabiliyor musunuz görelim?

AK Parti’nin varlığını akademik bir bakış açısı ile değerlendirmek, gönül bağını göz ardı etmektir. Gönülsüz hizmet de ruhsuz bedenden farksızdır, siyasette karşılığı yoktur!

Yeni sisteme alışırsınız!

Yeni sisteme alışamamışsınız. Yürütmenin güçlendiğini, yasama ve yargının gücünün azaldığını söylüyorsunuz. Unutmayınız ki, milletin refah seviyesini yükselten yasamanın güçlü icraatıdır. Yasama ve yargı gereğinden fazla güçlendikleri anda yürütmeye ortak olma yolunu seçer ve köstek olurlar. Geçmişte oldular da…

Basının tek elden yönetilen bir propaganda aracı haline geldiğini söylüyorsunuz. Geçmişte basın, İslam’a ve Müslümanlara küfretme, onları hizaya sokma aracıydı. Medyanın, “411 el kaosa kalktı” diyerek meclisin iradesini bile hiçe saydığını ne çabuk unuttunuz!

Yazınızda birçok konuyu laf kalabalığına boğup anlaşılmaz hale getirmişsiniz. Unutmayınız, uygulama şansı olmayan teorik bilgilerle devlet idare edilmez! Bir de devlet mimarisinin yeniden tanzimi demişsiniz. Siz bu konuda teori geliştirene kadar devlet yeniden tanzim edildi bile…

Son yıllarda yaşanan savrulma ve dağınıklık; ikbal, doyumsuzluk ve bencilliklerin dışa vurumudur. “Partimiz” diyerek Abdullatif Şener tarzında kendi teşkilatını eleştirmek de ne ola ki!

Şunu unutmayınız! Başarı, ancak davaya inancın ve güçlü bir mücadelenin sonucudur. Millet, davası uğrunda düşünmeden ileri atılanların peşinden gider. Zaman ve fırsat kollayan hesap adamlarının değil!