Dar'ül Erkam
Yazı hayatımızda kamu görevimizden ötürü uzun süre müstear olarak yol aldığım, daha sonra annemin arzusu istikâmetinde ortanca oğluma ismini verdiğim bir sahabeden söz etmek istiyorum bu yazımda. İslam medeniyetinde verdiği evi ile bir okul rolü oynayan Hz. Erkam ilk Müslümanlardandır. Mekke’nin en zengin ve muteber ailelerinden biri olan Mahzûm kabilesine mensup Erkam, “Zalime karşı, mazlumla birlikte hareket edeceğiz” andını içen Hilfü’l-Füdûl cemiyeti içerisindedir. Resulullah (s.a.v.) ile başta Bedir ve Uhud olmak üzere savaşlara katılmış, Medine’ye ilk hicretinde Ensar’dan Ebu Talha ile kardeş edilmiştir.
İlk
Müslümanlardan olması hasebiyle Rasulullah’ı yalnız bırakmayan Erkam, bu hassasiyetinin göstergesi
olarak, sıkıntılı günlerde rahatça yaşaması için evini Resulullah’ın hizmetine
sunup karar merkezi olarak kullandırtmıştır. Söz konusu ev; Kâbe’nin
batısında, Safa tepesinin eteklerinde, hacıların gelip geçtikleri işlek bir
yerdeydi.
İslâm’a
gönül verenler bu evde toplanır namaz kılarlar, Hz. Peygamber nazil olan Kur’an
ayetlerini okur, dinî hükümleri tebliğ eder ve oraya gelenleri İslâm’a davet
ederdi. Böylece bu ev, oraya gelen pek çok kimsenin Müslüman olma şerefine nail
olduğu bir yer olmuştur.
Allah
Resulü en yakınlarındakilerden başlamak üzere kendisine gelen İslam’ı tebliğe
başlamıştı. Erkam’ın evinde kendisine gelen vahiyleri orada sahabeler ile
paylaşırdı. Mekke’de güçlü ve hatırı sayılır bir yapıya sahip bir insan
olan Hz. Ömer korkusuz ve cesaretli
idi. Hz. Ömer’in Müslüman oluşunun
ayrıntıları siyer kitaplarında detaylı bir şekilde bulabilirsiniz. Hz. Ömer’in
Müslüman oluşu milat olmuştur diyebiliriz. Düşünebiliyor musunuz? Allah Resulünü
öldürmeye gelen bir insanın O’nun müşfikliği karşısında onda dirilmesi söz
konudur. Müslümanlara özgüven gelmiştir.
Müşrikler
onun Hz. Peygamberi öldüreceğini beklerken Hz.
Ömer’i Müslümanların safında gördüklerinde neye uğradıklarını şaşırmaları
ilginçtir ki Dar’ül Erkam
oluşumunun karşıtı olan Dar’un- Nedve’nin
bir nevi yenilgisidir. Müşrikler o günden sonra Peygamberimizi ciddiye almaya
başlamışlardır. Çünkü o güne kadar Dar’ül Erkam’da tebliğini gizli sürdüren
Müslümanlar tebliği açıktan yapmaya başlamışlardır.
Hz.
Erkam’ın evini ilk Müslümanlara açması, kendisinde olanı ümmetle paylaşma şuuru
bizlere kazandırdığı bir güzelliktir.
Hz.Erkam
evini, kendisi sonradan oğlunun ve yakınlarının yararına vakfederken; “Bu, Erkam’ın, Safa’dan biraz ilerideki evi
hakkında yaptığı ahid ve vasiyetidir ki: Onun arsası Harem-i Şerif’ten
sayıldığından, ev de Harem’leşmiş, dokunulmazlaşmıştır. Satılamaz ve kendisine
mirasçı olunamaz. Hişam b. As ve Hişam b. As’ın azadlı kölesi de buna şâhittir”
demiş. Erkam’ın evi olarak bilinen bu ilk vakıf müessesesi, onun vefatından
sonra birçok el değiştirmiştir. Bugün artık bu evi yerinde görmek mümkün
değildir. Harem-i Şerif için yapılan çevre düzenlemesinde yıkılmış, arsası zaten
Harem’in arsasına dâhil kabul edilen bu ev aslına rucû etmiştir.
Bu
kısacık yazının sonunda Dar’ül Erkam’ı
rahmetle hatırlatmanın çok önemli olduğunu belirterek onun yolunda gidenlerden
olmamız için dualarınızı istirham ediyorum.