Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
18 Ağustos 2021

'Darlık zamanlarda sana sığınıp bolluklarda seni unuttuk. Allah'ım, hakkını helal et!'

İnsanoğlu hakikaten çok ilginç bir yaratık... Hayatı kendi aklı ve tecrübesi ile yönettiğini zanneder... Bu zannından dolayı bolluk zamanlarında Allah’ı anmak aklına gelmez... Çünkü ortada bir emek ve bir başarı vardır... Bu emek ve başarının baş mimarı kendileri olduğu(!) için Allah’a teşekkür/hamd etme ihtiyacı hissetmez... Kendi kendine yeterli olduğunu düşünür.

Maddi ya da manevi olarak sıkıntın içerisine girdiğinde ise bu sıkıntıdan çıkacak bir güç ve bir kuvveti kendisinde bulamaz. Sağına bakar, o gücü kimsede bulamaz, soluna bakar bulamaz... Ama o sıkıntı kendisini dünyanın bütün zevklerinden uzaklaştırmış tam bir ümitsizliğe sevk etmiştir...

Bu kez insanüstü güce sahip olan Allah aklına gelir... Mecburi bir başvurudur bu... Biraz utanarak, biraz sıkılarak Allah’a yalvarmaya başlar... Sıkıntıdan kurtulduğu an, belkide Allah’a hamd etmek bile aklına gelmez. Bu sahne kur’an’a şöyle yansımıştır:

“ İnsanın başına herhangi bir musibet geldiği zaman hemen rabbine yönelerek ona yalvarır. Sonra Allah ona, tarafından bir nimet verince de daha önce ondan istediğini unutuverir...”[1]

İmam Taberi şöyle tefsir eder:

İnsana, gerek vücudunda hastalık ve sakatlık gibi bir musibet gerekse ya­şantısında kıtlık ve sıkıntı gibi bir felaket geldiğinde o, daha önce yaptığı günah ve inkârdan vazgeçip rabbine yalvarmaya başlar. Musibet ve felaketleri kendi­sinden kaldırmasını ister. Sonra da Allah insana, tarafından bir lütufta bulunur, sıhhat ve bolluk gibi nimetleri ona verecek olursa bu defa da insan, daha önce Allah’a yalvarmasını unutur...

“İnsana bir zarar dokunduğunda, yan yatarken veya otururken veya ayakta iken bize yalvarıp durur. Fakat ondan, uğradığı zararı kaldırınca, sanki o, dokunan zararın kalkması için bize yalvarmamış gibi yine yoluna devam eder. İşte böyle aşırı gidenlerin yaptıkları, kendilerine güzel gösterilir.”[2]

İmam Taberi şöyle der:

İnsana bir zorluk, bir sıkıntı isabet ettiği zaman, yatarken olsun otururken olsun, ayakta iken olsun, o sıkıntı ve zorluğun giderilmesi için bizden yardım dileyip durur. Fakat biz onun başına gelen sıkıntıyı kaldırdığımızda, insan o için­de bulunduğu hali unutur veya unutmaya çalışır. Mevlasına şükretmeyi terk eder, tekrar sapıklığa ve Allah’a ortak koşmaya döner. Sıkıntısı kaldırılan insana, tekrar inkâra dönmek süslü gösterildiği gibi, Allah’a karşı yalan uydurmada ileri gidenlere de yaptıkları günahları süslü gösterilir.

Değerli kardeşlerim... Darlık anında içten, huzurlu ve tam bir kalp mutmainliği ile Allah’tan yardım almak istiyorsak formül belli:

“Bolluk ve rahat içinde iken Allah’ı tanı ki zorluk ve sıkıntı zamanında O da seni tanısın.”[3]

Evet... Bir insanın bolluk zamanında Allah’ı anması, bolluk nimetinin Allahtan olduğunu ilmesine bağlıdır... Aksi halde kimse Allah’a hamd etmez...

Evet... Bolluk anında Allah’a hamd etmedik... Allah’ın onca nimetleri karşısında tam anlamıyla bir nankörlüğe imza attık...



[1] Zümer,8

[2] Yunus,12

[3] (İbn-i Hanbel, Müsned, I, 307)