Darbeye zemin mi hazırlanmak isteniyor?
Karınca teorisi diye etrafta dolaşan bir anlatı var, şöyle:
“Gidin bir çölden 100 tane kırmızı ateş karıncası yakalayın.
Daha sonra bir başka topraktan 100 tane siyah karınca alın ve bunların hepsini
bir kavanozun içine koyun. İlk başta hiçbir şey olmayacaktır. Daha sonra
kavanozu elinize alın, oldukça şiddetli bir şekilde sallayın ve tekrar yerine
koyun. Kavanozun içinde bir anda karıncaların birbirlerini öldürmek için
savaştığı bir kaos ortamı göreceksiniz. Kırmızı karınca bunu yapan düşmanın
siyah karıncalar olduğunu düşünürken, siyah karıncalar da bu kaosun nedeni
olarak kırmızı karıncaları görmektedir. Oysa kaosun asıl nedeni kavanozu
sallayan eldir.”
Kendinizi bir tartışma ve kavga ortamında bulduğunuzda
kendinize şu soruyu sorun. Kavanozu sallayan kim?
Bir soru daha. Son günlerde yaşananlar ve Suudi Arabistan’da
oynanamayan Türkiye Süper Kupa maçı üzerinden kavanozu kim sallamış olabilir?
Hatırlayın…
Eski Türkiye’de bazı Barolar, ideolojik kimlikli birçok
kurum ve kuruluş, imtiyazlı patron ve siyasetçiler, sivil apoletli gazeteci ve
yazarlar üzerinden darbelere zemin hazırlandı. Bu kesim yekvücut, ‘Laiklik ve
şeriat’ tartışmaları üzerinden eski Türkiye’nin karanlık dönemlerinin
yazılmasında rol aldılar.
Bugün, bunların bir kenara çekildiğini düşünüyorsanız
yanılıyorsunuz. “Su uyur, düşman uyumaz.” Misali uyumuyorlar. Yeni provokasyon
işaretleri geliyor, milletimiz kamplara bölünmek ve ayrıştırılmak isteniyor.
Türkiye’nin menfaatleri söz konusu olduğunda sessizliğe
bürünen kesim, PKK ve FETÖ sevicileri yayınladıkları bildirilerde Türkiye’nin
eski karanlık günlerine özlem duyduklarının işaretlerini veriyorlar.
Filistin’e destek mitingleri üzerinden iktidar, İslam ve Müslümanlar
hedef alındı, kin ve öfke kustular. Filistin’e destek mitingine katılan İsmail
Aydemir vatandaşımızın burnunun kırılması olayında provokasyoncuya destek
verdiler.
Şu soruyu da soralım. Eğer kaos çetesi sonuç alabilirse
neler olabilir?
Türkiye’nin kendi bölgesinde, Türk ve İslam dünyasındaki
etkinliği azalabilir, saygınlık ve itibarı zarar görebilir. Yeniden içe
kapanabilir. Ancak bunların olabileceğine ihtimal vermiyorum çünkü Türkiye o
eski Türkiye değil, kağıttan yapılmış kaplan değil. Türkiye bugün her oyunu ve
tuzağı bozabilecek güç ve kuvvettedir.
Arabistan’daki müsabaka üzerinden devam edelim. O gece
deneyimli eski bir televizyoncu, şimdilerde ise büyük bir futbol kulübünün
yönetiminde yer alan kişi attığı tweetin toplumsal bir kaosa ve infiale neden
olabileceğini düşünmemiş olabilir mi?
Tweet şu: “Suudi Arabistan’da istiklal marşının okunmasına
izin verilmedi” Ben bu tweetle, Türkiye’nin o eski karanlık ve kutuplaştırıcı
dönemlerine kapı aralanmak istendiğini düşünüyorum. Bu net.
Türkiye’de menfaatçi ve çıkarcı, ideolojik ve istismarcı bir
kesim var ki, kendi çıkarlarını Türkiye’nin menfaatleri, milli ve dini
değerleri üzerinde tutuyor.
Ayrıca ikiyüzlüler. Bu tavrı gezi olaylarında, 15 Temmuz
darbe girişimi, Demirtaş ve Osman Kavala’ya selam çakmalarda da göstermiş
oldular. En son, Disney kanalının Atatürk belgeselini yayınlamadığında şahit
olduk. Disney’e ne bir tepki verebildiler ne de sesleri çıkabildi!
Velhasıl…
İki yüzlü kesimin, PKK ve FETÖ’nün, terör sevicilerin, fitne
ve fesadın ülkemize verdiği zarar ve ziyan emin olun Haçlılardan ve Yunan’dan
daha az değil. Düşmanı topraklarımızdan söküp attık ancak bunlar deriye yapışan
keneler gibi yıllardır ülkemizin kanını emmeye devam ediyorlar.
Bugün bunlar, eski güç, kuvvet ve dirayette olmasalar da,
fitne ve fesat çıkarmaya devam ederek toplumu zehirleyebiliyorlar. Eğer bunlara
bir önlem alınmaz ise Türkiye’de daha çok kaos kavanozu sallanmaya devam
edecektir.