Darbenin siyasi ayağı YOK sivil ayağı VAR
Evet. Darbe girişiminin siyasi ayağı yok, ama sivil(siyasi) ayağı var. Hem de çok. Siyasi kadrolar elbette sivil ayak içinden çıkacaktı. Bu matruşkanın içinden; cumhurbaşkanı da başbakan da, bakanlar da,u2026darbe başarılı olduktan sonra, gelişmelere göre açıklanacaktı.
Darbe girişiminin; sivil (FETÖ) ayağı VAR, siyasi (AK Parti, CHP, MHP, HDP, BBP, SP,...) ayağı YOK. Çünkü; sivil ayağı da, siyasi ayağı da, darbeyi planlayan (FETÖ) hareketin kendisidir.
15 Temmuz FETÖ (Harakiri Çetesi) darbesinin siyasi ayağı belki de hiçbir zaman öğrenilemeyecek. Darbe girişimini siviller yaptı/yaptırdı. Siviller, darbe girişimini askerlere yaptırdı. Bu bir sivil-asker darbe girişimi aynı zamanda.
Darbe girişiminde birkaç grubun (bazı Kemalistler, NATOCU subaylar,u2026) birlikte hareket ettiği de net bir şekilde görülüyor. Ama ana grup, FETÖ grubu. Bu gerçek, beyinsiz olmayanlar için, açık ve net bir şekilde ortadadır.
Darbeyi planlayanlar; Cumhurbaşkanını, başbakan ve diğer mevkilere gelecek kişileri, kendi hareketinin içinden atayacaktı. Başka partilere zaten ihtiyaçlarıda yoktu.
Yani darbenin siyasi ayağı var ama, kendi hareketi içinden var. Başka partilerden ise, darbe başarılı olduktan sonra zaten faydalanacaklardı.
Milli Kabine (Yurtta Sulh Kabinesi)
Milli kabine diyerek, bakanlar kuruluna her partiden (AK Parti, CHP, MHP, HDP, BBP, SP,u2026) bir ya da birkaç kişi alabilirlerdi. O kadar.
Dünyayı yönetmeyi hedefleyen bir hareket (FETÖ), bir ülkenin yönetimini, kendi dışında bir oluşuma, başka partilere,u2026bırakır mıydı? Elbette her kadrosu da hazırdı. Cumhurbaşkanı da, başbakanı da, bakanları da,u2026hatta yeni muhtarları bile hazırdı. Bu liste tabiu00ee ki darbeye karar veren, 13 ya da daha az kişi dışında, kimsenin hiçbir zaman belki de bilemeyeceği bir liste. Terör örgütleri, kendi içindekilerden başka kimseye güvenmezler.
Fethullah GÜLEN mi darbeye karar verdi?
Dünya tarihinin, belki de en sivil (askerin sivilin emrinde olduğu darbe girişimi) darbe girişimine kim karar verdi?
Burada, Fethullah GÜLEN fiili bir durumla mı karşı karşıya kaldı, yoksa darbe girişimini tamamen kendisi mi planladı? Sorusu akla geliyor. Gülen'in; hal ve hareketlerine, açıklamalarına, panik haline, çelişkili (kurgu) açıklamalarına,u2026bakılınca, gelen teklifi değerlendirmiş gibi duruyor. Yani darbeyi bizzat kendisinin planlamasından ziyade, bir yerlerden gelen talimatı (teklif) değerlendirdiği, uyguladığı,u2026görülmektedir.
Adil yargılanma
Burada yapılması gereken, adaletle hüküm vermek. Suçluyu suçsuzdan ayırmak. Hiç kimseye haksızlık yapmamak. Yaş ve kurunun birlikte yanmaması için, ADİL bir yargılama yapmaktır. Aksi halde, darbe girişiminde bulunan gerçek suçlular bile, ileride mağdur durumuna düşerler.
İhanet ile minnet arasında
Ayrıca; minnet duygusu ve ileride hain durumuna düşme korkusu, itirafları engelliyor. Bu psikolojik durum, rehabilitasyon ile, ailelerinin (anne faktörü) devreye girmesi ile çözülebilir. Aynı durum PKK elemanları için de geçerlidir.
Ölümden sonra bile olsa, hain olarak anılmak, hiçbir insan için dayanılacak bir durum değildir. Tarih bunun örnekleri ile doludur. Bu durum son derece ciddi bir şekilde dikkate alınmalıdır. Terör örgütleri, devlete ve millete tercih edilemez. EN BÜYÜK İHANET, HALKA (DEVLETE) YAPILAN İHANETTİR. Çünkü, kendi kendine ihanet etmiş oluyorsun. Vatanına ve milletine, meşru otoriteye,u2026 ihanet etmiş oluyorsun.
Siyasi ayağı AK Parti'de aramak
Bu samimi bir düşünce değil. FETÖ cemaat aşamasındayken, Türkiye'de ve dünyada neredeyse her parti (CHP, MHP, SP,u2026), STK,u2026 oluşum ile ilişkiye girmiştir. Bugün sadece AK parti değil, diğer partilerde (CHP, MHP, SP, BBP,u2026) de siyasi ayak aramak yanlıştır.
AK Parti ve FETÖ tasfiyeleri
AK Parti kendi içinde FETÖ tasfiyesi yapmaya kalkarsa, sonu ANAP ve DYP gibi olur. AK Parti tasfiye yerine yenilenme yapmalı. Çalışanlar (liyakat) ve çalışmayanlar üzerinden hareket etmelidir. Aksi halde kendi içinde bir iç çatışma (iç savaş) çıkarır. Hem kendisi kaybeder hem Türkiye kaybeder.
AK Parti Milli Görüş kadrolarıyla güçlendirilmeli ve Saadet Partisi ile ittifak yapmalı
AK Parti, Milli Görüşçü kadrolarla güçlendirilmelidir. Kendisine karşı kullanılmaya çalışılan Saadet Partisi ile ciddi ittifaklar içerisine girmelidir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde SP ile ittifak için elinden geleni yapmalıdır.
Darbe girişimine zamanında mı müdahale edildi?
Bence, darbe girişimine en uygun zamanda müdahale edildi. Darbe girişimine müdahale etmek için en uygun zaman beklendi. Zamansız müdahale daha ağır sonuçlar doğurabilirdi. Daha kanlı ve başarılı olabilecek yeni bir darbe, bu şekilde engellenmiş oldu. Aksi halde, kesinlikle başarılı olacak bir darbenin yolu açılırdı.
AK Parti, MHP,u2026 CHP'nin bu konuda birbirlerini suçlamaktan vazgeçmeleri gerekiyor. Bu ortak bir mücadeledir. Siyasi partilerin hiçbirisi, darbe giriminde yer almamıştır. Kimsenin kimseyi suçlayacağı bir durum da ortada yoktur.
Darbenin siyasi ayağı da sivil ayağı da kendi içinde fazlasıyla vardır. Hiçbir partiye ihtiyaçları yoktur. Darbe başarılı olduktan sonra, her partiden de kullanabilecekleri kişileri, zaten bulabileceklerdi. Hem de ihtiyaçları olmadığı halde.
Darbe Erdoğan kurgusu mu, kontrollü darbe mi?
Darbe kurgudur, darbeyi ERDOĞAN planlamıştır,u2026diyenler: aslında darbenin başarısız olmasına üzülenlerdir. Demek ki; başarısız olan her darbe girişimi senaryodur, kurgudur,u2026öyle mi? O halde siz, başarılı olacak bir darbe girişimimi istiyorsunuz?
Aslında bir kontrollü darbe girişimi bu. ABD ve malum istihbarat örgütlerinin kontrolünde gerçekleşti ama, başarısız oldu.
***
Darbeyi de ben yaptım çözüm sürecini de ben bitirdim
İki terör örgütü (FETÖ-PKK) de hem ideolojisiz kaldılar hem de halkı kaybettiler. Kendi ideolojilerini kendileri bitirdi.
FETÖ gittikçe halkı kaybediyordu. PKK da gittikçe Kürtleri kaybediyordu. Bu gerçek iki örgütü de çıldırttı. Halkı tamamen kaybetme korkusu, onları gittikçe şiddete itti.
Kimse darbeye kalkıştığını itiraf etmiyor. Kimse çözüm sürecini neden ve nasıl bitirdiğini de itiraf etmiyor.
Halbuki biz darbeyi kimin yaptığını (FETÖ) da çözüm sürecini kimin (PKK) bitirdiğini de açık ve net bir şekilde biliyoruz.
Her şey gözlerimizin önünde oldu. İki olayı da bizzat yaşadık.
Devlet cemaate, bölge PKK'ya bırakılmıştı adeta. İkisi de ihanet ettiler. Bu yapılırken halka güvenilmişti aslında. Halk; devletine, kendi kendisine ihanet etmedi ama, iki terör (FETÖ-PKK) örgütü de ihanet etti.
***
Tuzağa düşmüşler
Hem PKK hem FETÖ sürekli tuzağa düşürüldüklerini iddia ediyorlar.
PKK, çözüm sürecinin bitmesinde ERDOĞAN'ın tuzağına düştüklerini
FETÖ, darbenin ERDOĞAN tuzağı (komplosu, kurgusu,u2026) olduğunu söylüyor. Madem tuzak, neden bu tuzağa düşüyorsunuz?
Darbeye ERDOĞAN senaryosu demek; halkı aptal yerine koymaktır. Halkın zekasıyla dalga geçmektir. Halkı aşağılamaktır. Halkı aşağılayan herkes kaybetmiştir.
***
Matruşka Cuntasının Harakiri Çeteleri (FETÖ ve PKK)
İki terör örgütünün de birer matruşka olduğu, gidenin yerini de hemen doldurduğu görülmektedir.
İkisinin de arkasında dış güçler var.
İkisi de hiçbir şeye doymuyor.
İkisi de halkı aşağılayarak, adam yerine koymuyor.
İkisi de amaca ulaşmak için her yolu, her işbirliğini,u2026mubah görüyor.
İkisinin de başlangıcı, ortaya çıkışı,u2026karanlık.
İkisi de şiddete bulaştı.
İkisi de kan döktü.
İkisi de hiç uygulamadıkları demokrasiyi istiyorlar.
İkisini de diktatörler yönetiyor.
İkisi de seçimlerde işbirliği yaptı.
Her şeyden önemlisi,
ikisi de İHANET etti.
***
Biz söylemiştik diyenler
15 Temmuz FETÖ darbesinden sonra piyasaya çıkıp, "biz bu hareketin, FETÖ'nün ne olduğunu söylemiştik, biliyorduk" diyenler var. Kimi mütedeyyin (dindar) insanlarla, hatta İslam ile olan hesaplaşmasından dolayı, kimi kıskançlığından dolayı, o zaman CEMAAT olan yapıya karşıydı. Şimdi bu gerçeği ifade etmeden: "biz biliyorduk, biz söylemiştik" tekerlemesini sürekli tekrarlıyorlar.
Evet siz söylüyordunuz. Ama, sizin derdiniz FETÖ değil. Dindar insanlardı. Siz dürüst olduğunuz için değil, dindar insanlarla probleminiz olduğu için hatta, İSLAM dini ile probleminiz olduğu için söylüyordunuz. Siz FETÖ ile değil, dindar insanlarla uğraşıyordunuz. FETÖ'nün büyümesine en büyük katkıyı, dindar insanları dışlayarak siz yaptınız zaten.
FETÖ'nin cemaat (TABAN) iken büyümesinin en büyük sebebi; dindar insanların Türkiye ve dünyada ötekileştirilmesiydi.
Hatta FETÖ isteseydi, en fazla görüntü ve fotoğrafı ERBAKAN hoca ile olurdu. GÜLEN'in ERBAKAN hoca ile ilişkiye girmemesi, Erbakan'ın değil Gülen'in tercihidir. Gülen Refah Partisi'nin öncülleri ve ardıllarını destekleyip oy verseydi, en çok milli görüş geleneği ile anılırdı. En fazla milli görüşçüler Gülen (cemaat iken)'i aktif siyasete çekmek istedi ama, Erdoğan bunu başardı. Siyasete giren bir cemaat, tarikat,u2026 zaten kendi sonunu hazırlar.
Ayrıca FETÖ, devleti ele geçirmeye çalıştığı için değil, EREDOĞAN ve AK Parti'yi ele geçirmeye çalıştığı için kaybetti. Yıllarca siyasete uzak durma imajı verdiği için, siyasiler tarafından kollandığı için,u2026 bir çekim merkezi olmuştu. Parti kurmak yerine, AK Parti'yi ele geçirmeye çalıştı. ERDOĞAN'ı ele geçiremedi ama, AK Parti'yi ele geçirmek üzereydi. Bundan dolayı hem halkta kaybetti hem AK Parti'de kaybetti.
FETÖ, darbe yapmayı da Kemalistlerden, Atatürkçülerden, Atatürk adını kullanarak darbe yapanlardan öğrenmiştir.