Darbenin faturası 300 milyar TL
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, piyasaların darbe girişiminden nasıl etkilendiğini, ekonomi açısından sonuçlarını değerlendirirken şunları söyledi; "Millete teşekkür etmek lazım. Türkiye'de Cuma günü darbe girişimi oldu. Pazartesi bankalar, borsalar, ürün piyasaları, ticaret merkezleri açıldı. Faizler artmadı. Borsa sınırlı düştü, vatandaş 10 milyar dolar bozdurdu, böylece dolar normal seyrinde gitti."
Yaptıkları ilk hesaplara göre darbenin ekonomiye maliyetinin 300 milyar lira olduğunu kaydeden Tüfenkci "Savaş uçakları, helikopterler, silahlar, bombalar, binalar 300 milyar lira. Daha da artabilir" diye konuştu.
Bütçenin neredeyse yüzde 60'ına tekabül eden çok büyük bir maliyet.
Mali disiplini bozmamasını umut ediyoruz.
Malum en başarılı olduğumuz makro göstergelerden biri de bütçe dengesidir.
Bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 1,3 seviyesinde korunması ekonomide istikrarın sürmesi için önemlidir.
KİRA VE GIDA HARCAMALARI YÜKSEK
Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) 2015 yılına ilişkin 'Hanehalkı Tüketim Harcaması' istatistiklerini yayımladı.
Buna göre; Türkiye genelinde hanehalklarının tüketim amaçlı yaptığı harcamalar içinde en yüksek payı yüzde 26 ile konut ve kira harcamaları aldı.
Harcamaların yüzde 20,2'sini gıda ve alkolsüz içeceklere yapılanlar oluşturdu.
Hanehalkları, toplam harcamalarının yüzde 2'sini sağlık, yüzde 2,2'sini ise eğitim hizmetlerine yaptı.
Hanehalkı başına aylık ortalama tüketim harcaması 2014'te 2 bin 848 lira iken 2015 yılında 3 bin 43 lira olarak tahmin edildi.
Harcama türlerinin payında ise önemli ölçüde değişiklik olmadı.
Kira ve gıda harcamaları toplam harcamaların yaklaşık yarısını oluşturması dikkat çekiyor.
Hanelerin gelir gruplarına göre toplam tüketim dağılımı da değişiyor.
En düşük gelir grubunda yer alan hanehalkının gıda ve alkolsüz içeceklere ayırdığı pay yüzde 30,2 iken en yüksek gelir grubunda bu oran yüzde 14,6'ya iniyor.
En düşük gelir grubu eğitim hizmetleri için yüzde 0,4 pay ayırırken, en yüksek gelir grubu yüzde 3,9 ayırdı.
Bu durum düşük gelirli ailelerin çocuklarının yeterli eğitim alamadığını, dolayısıyla haksız rekabetin olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
İFLAS ERTELEME TALEPLERİ YASAKLANDI
Olağanüstü hal kapsamında yayımlanan Kanun Hükmündeki Kararname(KHK) ile iflas erteleme talepleri OHAL süresince yasaklandı.
İflas erteleme şu:
Borcu aktifinden fazla olduğu için iflas aşamasına gelen sermaye şirketleri ile kooperatifler, mali durumlarının iyileştirilmesinin mümkün olduğuna dair bir iyileştirme projesini mahkemeye sunar, mahkeme de projeyi ciddi ve inandırıcı bulursa, iflasın ertelemesine karar verir.
İflas erteleme talebi kabul edilen şirket ve kooperatifin kamu dahil alacaklıları 2 yıl süreyle hiçbir takip işlemi yapamaz.
Yani iflas eşiğine gelen şirkete mali durumunu düzeltmek için 2 yıllık bir zaman kazandırılıyor.
Yalnız son yıllarda iflas ertelemede artış gözleniyor.
Suistimal edildiğine dair yaygın bir kanaat oluşmaya başladı.
Resmi verilere göre 2015 yılına 2 bin 564 adet iflas davası devrolurken 2016 yılına yeni açılanlarla birlikte devrolan dava sayısı 3 bini aştı.