Darbelerin Türkiye’ye darbeleri
İktidarı meşru yollardan değiştirmek yerine zorbalıkla, entrikalarla değiştirmektir darbe...
Darbelerin temel nedeni “rant”tır!
İç ve dış odakların “rant”larıdır!
Ülke elden gidiyor, yolsuzluk var, irtica geliyor, kızıl sultan, diktatör, istibdat, kıyma makineleri, adalet goygoyları işin kılıfıdır, aslolan “rant”tır.
Darbeciler ekonomiden ve siyasetten hep daha fazla pay bekleyenlerdir.
İç ve dış odaklar, “darbe”de paslaşırlar.
Türkiye tarihi, darbeler tarihidir.
II. Murat ve Fatih dönemlerinde Yeniçeriler 8 kez darbeye teşebbüs etmişler, en sonunda Fatih, yeniçerilerin komutanı Kurtçu Doğan’ı Divan’da falakaya yatırtarak kendi dönemi için darbeleri sonlandırabilmiştir.
1876’da yiğit padişah Abdülaziz’e, darbeci Mithat ve Hüseyin Avni Paşalarca darbe yapıldı.
Paşalar, Rum Bankerler Zarifi ve Kristaki ile darbenin finansmanı için paslaşıyorlardı.
Zarifi ve Kristaki “paramızı katlarız” hesabıyla kesenin ağzını açmışlar, sonunda darbeyi kontrol edecek güce ulaşmışlardı.
Bir taraftan Mahmud Nedim Paşa, diğer taraftan ona rakip olan Mithat ve Hüseyin Avni Paşalar, bu iki bankerin başka maksatlarla da olsa eline düşmüşlerdi.
Darbelerin arka planları hep böyledir.
15 Temmuz darbecileri kimlerin oyuncağıydılar, daha da göreceğiz.
30 Mayıs’ta yiğit Padişah Abdülaziz’i devirip, bileklerini keserek katlettiler.
Padişah Abdülaziz, Millet’le olmanın bedelini, Menderes’ten bir asır önce, Menderes’le aynı kaderi paylaşarak, alçakça katledilerek hazin bir şekilde ödedi.
Osmanlı’nın son darbesi 1908’de Abdülhamid’e yapılan 23 Temmuz darbesidir. Darbe ile İttihatçılar iktidarı ele geçirmişlerdir.
1908 darbecileri, 3 kıtaya yayılan imparatorluğun sınırlarını 10 sene içinde Orta Anadolu’daki 3 vilayetin sınırlarına kadar çökertmiş, “Son Türk İmparatorluğunu” tarihe gömmüşlerdir.
1908 darbecileri, 1923’te, CHP’ye hulul ederek, sızarak, hesap vermekten kurtulmuş, “Çılgın Türkler” numarası ile üste bile çıkmışlardır.
Darbeler Cumhuriyet döneminde otomatiğe bağlanmıştır. Milli iradeye karşı, seçimleri hep kaybeden “elitler-oligarklar” habire darbe peşinde koşmuşlardır.
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat gerçekleşmiş, 9 Mart, Aydemir, Ergenekon, Sarıkız, Ayışığı, Balyoz başarılamamış darbelerdirler.
Darbelerin ülkeye maliyeti çok ağır olmuş, bunların faturasını hep millet ödemiştir.
Ekonominin grafiği her darbe ile dibe vurmuştur. Milli gelir;
1959’da 584 $ iken 1960 darbesi ile 194 $’a
1970’te 539 $ iken 1971 darbesi ile 476 $’a
1979’da 1877 $ iken 1980 darbesi ile 1540 $’a
1998’de 3255 $ iken, 28 Şubat’la 2100 $’a
2016’da 12.000 $ iken 15 Temmuz’la 8.000 $’lara düşmüştür.
1959’da 584 dolar olan milli gelir, 10 yıl sonra 1970’de ancak 539 dolara ulaşabilmiştir.
1960 darbesinin ülkenin en az 11 yılını çaldığı, heba ettiği görülmektedir. Milletin 11 yıllık emeği, alın teri darbecilerce hovardaca yok edilmiştir.
27 Mayıs ile gururlananlar, yıllarca, 27 Mayısları “Hürriyet ve Anayasa Bayramı” olarak kutlayıp kutlatanlar. bu sonuçlara gurur duyabiliyorlar mı?
27 Mayıs’tan sonraki ilk seçimlerde millet % 53’le darbecilere cevabını vermiştir. Ama ekonomik kayıplar ne yazık ki geri gelememiştir.
“Gezi” ve “17-25 Aralık Darbeleri”nin ülkeye maliyeti 120 milyar dolar olarak açıklandı. Bu zarar, hemen darbe ertesindeki miktarlardı. Maliyetin nerelere vardığı bilinmiyor.
15 Temmuz, milli gelirimizi 12.000 dolarlardan 8.000 dolarlara düşürdü.
15 Temmuz’un, 250 can, binlerce yaralıya mal olan kayıplarının yanında ekonomik maliyeti henüz hesaplanabilmiş değil, çünkü 15 Temmuz’un artçı sarsıntıları hâla sürüyor.
Türkiye’ye diz çöktüremeyenler içeriden ve dışarıdan art arda yükleniyorlar.
Bu artçı sarsıntıların ne kadar süreceğini kestiremiyoruz.
Sizin, “SİZ” olmanız onları çıldırtıyor!