Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
36.14
Gram Altın
2965.14
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Ağustos 2016

Darbelerde ABD'nin rolü; 27 Mayıs 1960

15 Temmuz FETÖ Darbe teşebbüsü ile birlikte ABD'nin bu darbenin nesi olduğu tartışmaları alevlendi. Bunun nedeni sadece Fetullah Gülen'in ABD'ye sığınmış olması değil.

Fetullah Gülen'i ABD'ye kabul eden güç günü geldiğinde kendisine bazı ihaleler vereceğini çok iyi hesaplamıştır. Bu ihale serisinin sonuncusu 15 Temmuz Darbe teşebbüsüdür. Ne olursa olsun Türkiye'ye saldırıların sadece Fetullah'ın ABD'de yaşıyor olmasına bağlanmamalıdır. Elbette bu durum olaylaştırıcı özelliğe sahiptir.

ABD/CIA tarihi darbeler yaptırma utancıyla dolu. Sadece Türkiye'de 3 darbe, 2 muhtıra ABD desteği ile gerçekleşmiştir. Keza 3. Paylaşım süreci yaşanırken ABD, Türkiye gibi ülkelerin bu süreçte güçsüz olmasını istemektedir. Bunun için Türkiye'nin üçe bölünmesi ABD'nin planlarının içindedir.

1916'dan 1923'e gelinen süreçte ve akabinde İngilizlerle Fransızlar kurumsal olarak bütün hücrelerimizi esir almıştı, İkinci Dünya (paylaşım) Savaşı'ndan sonra ise Amerika hücrelerimize nüfuz etti. Çok kısa süre içinde Türkiye'de darbe gerçekleştirecek kadar kurumlarımıza hakim oldu dost ve müttefikimiz ABD!

ABD ne kadar dindar olacağımıza karar veriyordu, ne ekip biçeceğimizi belirliyordu, ordumuzun asker sayısını belirliyordu, MİT'imizin % kaçının yerli olacağını yine müttefik! ABD'miz karar veriyordu. Sehven ya da kerhen veyahut da Allah muhafaza bilerek bu kararlara uymayı ihmal ettiyseniz dostumuz ABD'nin son uygulaması belliydi;

Ordu'ya darbe yaptırmak, açık ve net olarak.

Truman Doktrininde Türkiye için planlanan 2 önemli rol:

Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Amerikan Savaş Doktrini'nin kabulünü sağlamak ve TSK'deki eğitimi Amerikanlaştırmak.

Silahları sadece NATO babası ABD'den almak.

Buna bir de NATO'nun biçtiği rol vardı;

Çok asker, çok tarımu2026

xxx

Yıl: 1959, 27 Mayıs 1960'tan yaklaşık bir yıl kadar önceden bahsediyoruz.

Sanayileşme altyapısı için 300 milyon dolarlık ihtiyacını dost ve müttefik Amerika'dan karşılayacağını düşünen Adnan Menderes, yanında bakanları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile birlikte ABD'ye gidiyorlar. O dönem ABD Başkanı olan Roosevelt ile görüşüp ondan "300 milyon dolar kredi" talebinde bulunuyorlar.

Başkan Roosevelt Başbakan Menderes'e dönüp "hangi işte kullanacaksınız" diye soruyor. Rahmetli Menderes, "Sanayileşmemizin altyapı ihtiyacını karşılamak için" der.

Dost ve Müttefik! ABD Başkanı Roosevelt; "Türkiye'nin NATO ittifakı içinde bir tarım ülkesi olduğunu ve NATO'nun tarım ihtiyaçlarını karşıladığını unutuyorsunuz. Bu düzeni bozmamanız gerekir" diyerek ABD'nin Türkiye'ye biçtiği rolü çerçeveleyip başbakan Menderes'e veriyor.

Hükümet Amerika'dan kredi alamayınca Rusya'nın nabzı yoklanıyor. Dönemin Rus Devlet Başkanı Kruşçev, Sağlık Bakanı Lütfi Kırdar'a "Biz bu konuda size yardımcı olabiliriz" diyor. Türkiye SSCB'nden kredi alıp sanayi altyapısı için harcayacak, ama ABD ihtiyaç duyduğumuz parayı vermediği gibi SSCB ile bu yakınlaşmayı kendisi için kırmızıçizgi addediyor.

Sonrasında ne mi oluyor?

27 yaşındaki Türkiye askeri darbelerlerle tanışıyor.

Darbeden hemen sonra TSK 260 Generalinden 235'ini emekliliğe sevk ediyor. Yani % 90. Bu da müttefik ve dost! Amerika'yı çok memnun ediyor.

Darbe ile ilgili analizlerine katıldığım Dr. Gunn, "ABD isteseydi 27 Mayıs 1960 darbesine mani olabilir ya da Menderes'i darbeyi bertaraf etme konusunda tedbir almaya zorlayabilirdi" diyor. Bu darbe ile ABD ordudaki anti-Amerikancı kanadı tasfiye ederken, diğer yandan da "dindarlığımız" konusundaki hassasiyetini de göstermiş oluyordu. Yani ABD'nin istediği kadar Türkiye İslam ile yakınlaşabilirdi.

27 Mayıs Darbesini radyodan okurken NATO'ya bağlılıklarını ifade eden merhum Alparslan Türkeş darbe sonrasında önemli bir "suçüstü" yapıyor, ondan dinleyelim:

"27 Mayıs'ta incelemelerim sırasında Emniyet Genel Müdürlüğü binasında bir oda gördüm. Amerikalı subaylar ve siviller vardı. Ne yaptıklarını sordum. Emniyete gelen bilgiler ilk önce burada değerlendirildikten sonra ilgili birimlere gönderiliyormuş. Talimat verip, onları oradan çıkardım" dedi.

Peki, sonra ne oldu dersiniz?

Alparslan Türkeş ve anti-Amerikancı 13 arkadaşı MBK'den (Milli Birlik Komitesi) çıkarılır ve yurtdışına sürgün edilir.

Düşünebiliyor musunuz?

Bu ülkede devletin en hassas kurumuna ait evraklar önce ABD'lilerin süzgecinden geçiyor, bu belgeler ABD'lilerin yaptıkları elemelerden sonra ilgili birimlere ulaştırılıyor.

Darbeci Suphi Gürsoytak ise, istihbaratın, Ordunun küçük-büyük birimlerine giren Amerika/CIA soluk alışımızı bile saptıyordu tespitiyle ne kadar haklı olduğunu sonraki darbelerle pekiştiriyor.

Bütün bunları saptayan dost ve müttefikimiz ABD 27 Mayıs darbesini fark edememiş! ABD'yi öfkelendiren şey bizim artık yüzüne karşı "sen darbeci ve katil Amerika'sın" haykırışımızdır.

Bakınız,

Bir CIA Müdürü, '1950'den sonra Türkiye'de iktidara gelen siyasi parti kadroları her ne kadar İslami Dünya görüşüne sahip değillerse de gerek 1950 öncesinin katı tatbikatını yumuşatmak, gerekse iç politikada/seçimlerde fazla oy almak için halka taviz verdiler. Kur'an Kursları, imam-hatiplerin artışı Menderes'in 'Siz isterseniz hilafeti geri getirebilirsiniz' şeklindeki konuşması, bizi Batı dünyasının lider ülkesi olarak büyük endişelere sevk etti. İslami uyanışı durdurmak için 27 Mayıs ihtilalini yaptırdık'[1] diyor. Yani ABD öteden beri İSLAMOFOBİK. Öyle ki Kur'an Kursları ve İmam Hatip Okullarını kendisi için tehdit ve tehlike olarak kabul etmiş ve bu sebeple de Menderes'e daha çok diş bilemişti.

Bir bu mu? Diğer bir Amerikalı General ise, "1960'ın Nisan'ında İstanbul'a gittim. 15 gün Hilton'da kaldım. Benim nezaretimde orduda 10 milyon dolar sarf edildi. İşin kararlaştırdığımız tarihte yapılacağına kanaat getirdikten sonra Türkiye'yi terk ettim" diyor. Nisan 1960, bir ay sonra 27 Mayıs ihtilali oluyor."[2]

Şimdi, ABD'nin 1960 Darbesinde rolü olmadığını söylemek insanın zekasıyla alay olmuyor mu?

Devam edeceku2026

[1] The Inside Story of CIA, Prof. Mahir Kaynak, Darbeli Demokrasi, Timaş Yay. s. 119-120.

[2] age.