Darbeler ve Nesiller (2)
Nesillerin ruhu daha kalıcıdır bu bakımdan. Düşüncelerin kendilerini liderlerden ziyade nesillere emanet etmesinin sebebi, olgunlaşmak için daha geniş bir zamana ihtiyaç duyulması kadar, sessizce aktarıma ihtiyaç duymalarıdır. Elbette uygulanabilirlikleri yaşam pratiğini gerektirdiğinden ete kemiğe bürünmeleri de nesiller üzerinden olur. Bu bakımdan, nesillerin sessiz değer aktarımı, darbe gürültüsünün tek panzehri gibi görünmektedir. Darbelerin nesil-sevmezliği, nesillerin darbe-hoşnutsuzluğu ve korkusunun asıl sebebi de budur.
Düşüncenin aksine darbe bir hastalıktır. Düşünce nasıl ansızın ortaya çıkıp birdenbire kaybolma özelliğinden ariyse darbe de bir o kadar ansızın ortaya çıkıp kendiliğinden yok olur. Darbelerin düşünceye tesir etmemesinin sebebi budur. Kazayı asla kabul etmez düşünce, bir tek hastalıktan korkar. Darbeyse bağışıklık sistemine göre vücudu ya hızlıca ya da peyderpey çökertir. En basitiyle bünyenin her hangi bir yerinde hematom oluşturarak rahatsızlık verir, en katmerlisiyle öldürür. Basit travmalar da darbeye dahildir, büyük kazalar da... Her durumda darbenin şiddeti kadar maruz kalanın kuvveti, savunma mekanizması ve bağışıklık sistemi de önemlidir. Hayatı boyunca hastalık yaşamamış vücut da darbeye maruz kalmamış toplum da yoktur. Ancak hastalıklar da darbeler de çağa özgüdür ve çağının araçlarını kullanır. Hastalıklar da darbeler de zarar verir. Her ikisinin de amacı önce zayıflatmak, sonra yok etmektir. Hastalık zayıf ve yaşlı bünyeler için, darbeler ise ruhu elinden alınmış nesiller için öldürücüdür. Belki biraz da bu sebeptendir ki aklı başında her siyasal iktidarın birincil amacının nesil yetiştirmek olması gerekir. Sağlıklı bir nesil, sadece inanç ve düşünce aktarımı yapmaz, aynı zamanda siyasal iktidarın da potansiyel düşmanı olan darbelere karşı en dirençli bariyer işlevi görür. Nesli telef olmuş hangi güçlü iktidar ayakta kalabilir ki?
Sosyolojik olarak darbe, kendini bulmuş nesillerin öze dönme çabalarını akim kılmak için yapılır. Kendi ekonomisiyle, kendi üretimiyle, değerlerini koruyarak yaşayabileceğine inanan nesiller kıpırdadığı an darbeyle ensesine binilir. Kendi ayakları üzerinde durma gücü ellerinden alınmış, kendi kendine yetme beceresi göstermeyen dışa bağımlı toplumlarda darbe tehlikesi hep vardır. Haddizatında ekonomi dahil toplumu oluşturan her şey, bir şekilde düşünceyle ilgilidir. Düşüncesi ithal bir toplumun değerleri, değerleri ithal bir toplumun ekonomisi özgür olabilir mi? Darbelerden sakınmanın en etkili yollarından biri nesillere özgürce düşünce alanları açmak, onların ruhunu parlatmaktır. Nesillere amaç gösteren ve bunu imkana dönüştüren iktidarlar kendilerinden memnun olabilir ancak, günü ve geleceği kurtardığını söyleyebilir. Kendisi ayakta dursa bile nesillerini kaybetmiş her siyasal iktidar geleceğini kaybetmiştir. Çocuklarını menzilde tutmayı başaramamış, savrulmalarını sadece seyretmiş her iktidar geleceğini kaybetmiştir. Fiili darbeye maruz kalmadan kaybetmiştir. İç dünya darbesiyle işgal edilmiştir. Mesele sadece ayaklarının altındaki akaryakıt borularının darbeci memleketlere yeraltı zenginliklerini taşırken senin çocuklarının boruların sağında solundaki çöpleri toplaması değildir; aynı zamanda o boruyu sana döşetmeleri ve o borunun içinden sadece akaryakıt değil nesillerin ruhunun da aktığını görebilmektir. Kalpteki duygu sıvısı, borunun içindekinden çok daha hızlı akar, bilmiyor musunuz? Kalbi sınırın öteki tarafına aktıktan sonra bedenleri burada kalsa bile nesillerinizin kuru gövdeler yığınının sizi kurtaracağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Akşamları, çocuklarınızın sadece bedeni geliyor eve, haberiniz var mı? Ruhları cep telefonlarından idare ediliyor haberiniz var mı? Nesilleriniz tam da püskürttüğünüzü düşündüğünüz darbecilerin parmaklarının ucunda, haberiniz var mı? Darbe bitmedi, nesilleriniz üzerindeki oyun bitmedi, kaldığı yerden ve başka biçimde devam ediyor, haberiniz var mı? Ve elbette, darbeyi iktidarlar göremez, nesiller görür. Darbecilerin liderlerden önce gözünü nesillere dikmesinin, liderlerden ve partilerden önce nesilleri imha arzusunun sebebi budur! Haksız ve başarısız da sayılmazlar.