Darbeci devrimcilik ve Deniz Gezmişler
20. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren Türkiye'de örgütlüsolculuğun temel görevi "halkıtedirgin etmek, ülkede kaos oluşturmak, ülkeyi yönetilemez duruma düşürerek askere/darbeye yol açarak 'devrime gitmek'ti."
Türkiye solculuğu bir alem ki sormayın. 1968 kuşağının liderleri ve gibi dönemin sembol ismi Türkiye Halk KurtuluşORDUSU lideri Deniz Gezmişde "Ordu-sivil-aydın, darbeden-devrime" diyordu.
S.S.C.B sonrasıpek çok ülkede sol-sosyalist örgütler silahlara veda ederken, Türkiye solu her zaman ki gibi, üstelik ülkede demokrasi ve insan haklarında olumlu gidişat varken derin devlet(l)e çalıştı.
12 Mart öncesi yaşananlarıo günün örgüt liderleri şöyle anlatıyor: "Bir teğmen geliyor, 8-10 genci bir odaya topluyor ve 'siz biraz hareketlenme yapın biz darbe yapacağız' diyor." Peki, bunun üzerine gençler ne yapıyorlardıdersiniz? Tabi ki HAREKETLENİYORLARdı...
Biliyorum, ömrümde bir dakika bile 'sağcı'olmamama rağmen solcular bana çok kızacak. Fakat şimdi anlatacağım olayların yukarıda söylediklerimden gayrıbir açıklamasıyoktur.
Türkiye'de Sol'un idollerinden Türkiye Halk KurtuluşORDUSU lideri Deniz Gezmişve arkadaşlarının[1]mücadelesi, özellikle sol çevrelerde "özgürlük-bağımsızlık"mücadelesi olarak yazılır anlatılır. Oysa Kemalist söylemle özgürlüğün 'nasıl'lığınıDeniz Gezmişve arkadaşlarının 'askerle el ele, darbeden devrime' sloganıyeterince açıklamaktadır.
"u2026 Mustafa Kemal'e gerçekten sahip çıkanlar bizlerdiku2026" diyor Deniz Gezmiş, ne kadar tanıdık ifade. Her sol örgütün değişmezi "Kemalizme sahip çıkma"dır. Devrimcilikleri de Çin, Sovyetler Birliği, Arnavutluk, Küba gibiu2026
1968 Kasım'ında Samsun'dan Ankara'ya Deniz Gezmiş'in en önde olduğu yürüyüşün adı"Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü"idi. Cumhuriyet mitinglerini hatırladınız değil mi? Bakın;
İrfan Solmazer, "ben Deniz Gezmişve Sarp Kuray'a İstanbul'da, Ankara'da mısır patlatır gibi bomba patlattırıyorum. Ayrıca'Deniz Gezmiş, ABD Büyükelçiliği'ni tara ve yok ol! diyorum..." Tabi, o da bu talimatıharfiyen yerine getiriyor, darbe-devrim için. İşte size 1900'lerden 2000'lere taşınan Türkiye solculuğu... Türkiye'de örgütlüsolculuk din düşmanlığı, M. Kemal-İnönüçizgisi üzerine kuruludur.
Bakmayın öyle bağımsızlık-tam bağımsızlık retoriğine. D. Gezmişve arkadaşlarının formüle ettikleri bir bağımsızlık falan da yoktu. Amerika karşıtıydılar, ama kimse S.S.C.B ve Çin'nin işgalciliğinden bahsetmiyordu.
İşte solcuların kutsadıkları, körpe gençlere dikte ettikleri idolleri 'ORDU' lideri Deniz Gezmişbu.
"ORDU"SU'nu kurma gerekçesi için "Bizden başka gerçek muhalefet kalmamışdurumdaydı" diyor Deniz Gezmiş. Diğerlerinin ise "Kemalist çizgiden saptıklarına" inanıyordu. Yani, "ya Kemalist olacaksınız ya da "ORDU"muzla, darbeyle sizi Kemalist olmaya mecbur edeceğiz"in peşindeydi Deniz Gezmişler.
"Hem egemen sınıflara ve dincileregöz kırpan oy goygoyculuğuhem devrimcilik olmaz"diyen Deniz Gezmiş'dinciler'derken şimdilerde Çevik Bir, Doğu Perinçek, Veli Küçük, Vural Savaştürülaikçiler gibi Müslümanlara nasıl yaklaştığınıda ortaya koyuyordu. Bunun adıda 'Kemalistsolculuk-devrimcilik-tam bağımsız Türkiye'cilik oluyor/du.
"Atatürk için toplanalım! u2026Mustafa Kemal Devrimine saldıran karanlık güçlere dur demek içinu2026"
Neden toplanacakmışız? Atatürk için.
Toplanıp ne yapacakmışız? 'M. Kemal devrimine saldıran karanlık güçlere dur" diyecekmişiz.
Nasıl?
Darbeciler nasıl münasip görürlerse.
Ne sol-ilericilik ama!..
"Bizi silaha mecbur ettiler. Biz asla askerimize karşısilah kullanmadık."İyi güzel de "size patlattırılan bombalardan sonra elinizde silahla kime karşı neyin mücadelesini veriyordunuz, amacınız neydi" sorusu uzay boşluğunda serserice tur atıyor, adam akıllı cevap veren olmasa da bendeki cevap:
"Amaçları, 1960 darbesinden sonra 'üç harfliler'in sevmedikleri demokrasinin yeşermesini engellemek"ti. Bu "iyi saatte olsunlar"a göre halk cahildi ve iktidarın 'davulcuya-zurnacıya gitmemesi için' darbe eksik olmamalıydı. Ama ne var ki durup dururken darbe de yapılamazdı. Bu sebeple delikanlıları bu iş için hazırlamak gerekiyordu ve Denizlerin gençliğinden, coşkusundan, kaynayan kanlarından yararlandıktan sonra bu gençlerin canını almaları gerekiyordu darağaçlarında, aldılar da.
Şimdi farklı mı?
Türkiye'nin örgütlü solculuğu darbeci-devrimci-Kemalizmi aşamadı ve hala darbecilere taşeronluk yapıyor.
H. Dink'i, Cumhuriyet Mitinglerini, R. Santoro'yu, Malatya Zirve Kitapevini, Danıştay Baskınını, A. Necdet Sezer'in itham ve iftirasını, Tansel Çölaşan'ın 'tekbir'lerini hatırladınız değil mi?
Bugün ABD büyük elçiliğine canlı bomba gönderen DHKP-C'nin devrimciliği ile Deniz Gezmiş ve Türkiye solculuğu-devrimciliği budur,
Hele bir de Muammer Aksoy, Uğur Mumcu, Kışlalı, Sivas, Başbağlar, Erzurum cinayet ve katliamları aydınlatılsın siz o zaman görün derin deviriciliğin ne olduğunu.
Twitter:@ahmetay_