Darbe üstüne darbe
Değerli okurlarım, bir kez daha zor ve zahmetli günlerin içinden geçiyoruz.
Geziden 15 temmuza, ABD ve dış mihrakların içerde ve dışarda
çıkarmak istediği kargaşadan, PKK ve destekçilerinin hile ve hurdalarına kadar
son 5-10 yıl içerisinde milletin başına bela olan sayısız arbede ve kaos
günleri yaşadık ve hala da yaşıyoruz.
Hâdimler bol olunca, hainlerin tüm çaba ve gayretleri boşa
çıkıyor.
Cuntacılardan ve askeri vesayetten ümidini kesenler şimdide
yargının verdiği kara üzerinden milletimizin sinir uçlarına dokunmayı
deniyorlar.
Ülkemizde yaşanılan garabetlerin yarım asırlık süre
içerisinde cereyan edenlerini bizzat yaşayarak müşahede eylemiş bir vatandaş
olarak bu sisli günlerde yaşanılacak olanları kısmen tahmin edebiliyorum.
İşkembeleri gaza patlamak üzere olan malum bir kesim
bugünleri bahane ederek ulu orta sağa sola gaz boşaltarak etrafa pis kokular
yayacak ve millet sabır silahı ile bu sürecinde diğerleri gibi geçmesini
bekleyecek.
Perşembenin geliş aslında çarşambadan belli olmuştu.
Haddini bilmez hadsizler, münferit bir olay üzerinden bir
kez daha dine diyanete saldırarak malumlarına ilam oluşturmuşlardı.
Kendi gözlerindeki mertekten görme özürlü olan malum kesim
başka gözlerdeki çerçöpü bahane ederek kişisel münferit hataları yapanlar üzerinden
dinimize olmadık iftiralar atmışlar, milletin kutsalına olmadık hakaretler
yapmışlar ama millet her zaman olduğu gibi yine sabretmiş.
Milletin kahır ekseriyeti son yıllarda yaşadığı garabetlerin
nedenini niçinini biliyor.
Gezi olaylarını çıkaranlar amaçlarının ağaç olmadığını
istedikleri ile açık etmişler ve İstanbul havalimanının, üçüncü köprü ve
Atatürk Kültür Merkezi’nin yeniden yapılmasına karşı çıkarak bu projelerin
derhal durdurulmasını talep etmişlerdi.
17- 25 Aralık FETÖ yargı darbesini yapanlarda Marmaray başta
olmak üzere ülkemizin medarı iftiharı birçok projeyi yolsuzluk var bahanesi ile
durdurma hatta iptalini isteyerek niyetlerini belli etmişti.
Aynı güruh hızını alamayıp 15 Temmuz akşamı ülkemizi üç
parçaya bölecek dış destekli darbe girişimini başlatmıştı.
Millet tüm bu ve benzeri kalkışmaları metaneti ile
gözlemleyip yerinde ve zamanında taşı gediğine koyarak oturun oturduğunuz yerde
diyerek had bilmezlere haddini bildirmişti.
Seçim yaklaştıkça;
entrika, yalan, dolan, olgusuz algı gibi birçok garabetle milletin aklı
ile alay etmek isteyecekler ama her zaman olduğu gibi, günü ve saati
geldiğinde, millet yine oturun oturduğunuz yerde fazla gürültü çıkartıyorsunuz
diyecek.
Değerli okurlar kavga değil barışı tercih edelim.
Mümkün olduğunca sağdan soldan gelen bilgileri akıl
süzgecinden geçirerek aklıselimimiz ile irdelemeye çalışalım.
Hata ararken öncelikle kendimizden başlayalım.
Milleti akılsız zannedenlere gülüp geçelim.
Vatandaş olanı biteni ibretle ve hayretle izliyor.
Maksadınızın üzüm yemek olmadığını da biliyor.
Bildiği içinde oynadığınız tiyatro oyunun ibretle
seyrediyor.
Oyuncular arasında mahkûm olmuş bir surattan çok mutlu olan
yüzler var
Oyuncular ve seyirciler oyunda oynaşta olabilir ancak
vatandaş durumun giderek kötüye doğru hızla gittiğini görüyor.
Milleti koyun zanneden belediye yetkilileri, İstanbul
sayenize her yönden giderek daha yaşanmaz bir belde haline geliyor. Geçmişe
rahmet okutmak yerine görevinizi yaparak kaybettiğiniz itibarınızı daha fazla
zedelemeyin.
Şakşakçıların görmesi mümkün olmayabilir ancak durum bu
maalesef.
Amalı, fakatlı, lakinli cümlelerle daha fazla oyunu
sürdüremezsiniz.
Benden söylemesi.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.