Dolar (USD)
34.59
Euro (EUR)
36.36
Gram Altın
2919.99
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 May 2020

Darbe tehditleri ve CHP’li anketçi Hakan Bayrakçı’nın isyanı

Konukların kabaca AK Partililer ve CHP’liler olarak karşı karşıya yerleştirildiği programları pek izlemem, anlamlı bulmam.

Kimin hangi konuda ne diyeceği de bellidir.

Saatlerce konuşulup çoğu zaman hiçbir şey söylenmeyen programlar…

Genellikle TRT Belgesel’i seyrederim, orada ilginç yayınlar vardır, size de tavsiyem olsun; abartmamak kaydıyla izleyebilirsiniz.

CHP’li Anketçi Hakan Bayrakçı’ya rastlamam TRT Belgesel dönüşünde oldu.

CHP’nin darbe tehdidi savuran yöneticilerine ağır ifadelerle yükleniyordu.

Bunlardan birinin, en hırçın ve de cırtlak olanının “salyalarının aka aka konuştuğunu” söylemesi dikkatimi çekti.

CHP’nin Ana Muhalefet’e çakılı kalmasına isyanı da ilginçti:

“Akşam yatıyorsun 25, sabah kalkıyorsun 25, 25, yıllardır alıyorsun yüzde 25!”

Birkaç saat sonra baktım, CHP’li Anketçi’nin bu ifadeleri birçok mecrada haber olmuş.

Bazıları “dahili komplo kurbanı” Muharrem İnce’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim zaferlerini işaret ederek kullandığı "Çıkmışsın yenmiş, yenmiş de yenmiş!" cümlesine atıfta bulunmuş;

“CHP’nin kaybetmeye mahkûm olduğunu kendileri de itiraf ediyor!” bakış açısıyla.

Şimdiii…

“Eski hesapla” bunların hepsi doğru, yani, “CHP yüzde 25’i aşamıyor, bu memlekette yüzde 70 sağ, yüzde 30 sol seçmen var, bu tablo hiç değişmez, dolayısıyla CHP bin yıl geçse iktidara gelemez!” bakış açısıyla böyle bir tablo görülüyor.

“Eski Türkiye” hesabına takılıp kalanlara, yerel seçimlerden mesela iki sene evvel sorsaydınız, “Ankara’yı, hele hele İstanbul’u CHP’nin “kazanacağına” asla ihtimal vermezlerdi.

Hele hele…

“Binali Yıldırım gibi bir ‘Ulaştırma Devi’yle, Ekrem İmamoğlu gibi küçük bir ilçenin ismi duyulmamış, başarısız bir Belediye Başkanı’nın kapışmasından ikincisinin galip çıkacağını” söyleseydiniz güler geçerlerdi…

Hoş, ilk seçimde gerçekten sıkıntılar vardı, sağlıklı bir ortamda yapılmış ve Ak Parti sandığa sahip çıkabilmiş olsaydı Binali Yıldırım az farkla da olsa kazanırdı ama burası konumuz açısından çok önemli değil.

CHP’li Ekrem İmamoğlu, büyük bir seçim galibiyeti elde etmiştir, CHP büyük bir seçim galibiyeti elde etmiştir, mevzu budur.

Peki , “Yüzde 70 yüzde 30 dengesi”nde bu nasıl olmuştur?

AK Parti tarafının korkunç ihmalleri var evet ama bu ortadaki durumu açıklamaya yetmez.

Meselenin özü, dış destekli “Gezi Projesi”nin sahada sonuç almış olmasındadır.

Yani…

“Yüzde 70’e yüzde 30’luk klâsik denge” bozulmuştur.

CHP için “yüzde 25” yeterli olmuştur, kurdurulan “ittifak” sayesinde.

Öte yandan;

insanımızın büyük bölümü, özellikle gençlerimiz kendilerini “sağ veya solda” konumlandırmamaktadır.

“Soğuk Savaş” döneminin kavramları ağırlıklarından çok şeyler kaybetmişlerdir.

Eğitim ve kültür alanlarındaki vahim boşlukların da büyük etkisiyle, gençlerimiz için “yakın geçmiş” pek de anlam ifade etmemektedir.

Çoğu da bilmemektedir zaten yakın geçmişte ne olduğunu; Ecevit dönemi kuyruklarıymış, 28 Şubat’mış, 27 Nisan’mış, Sayın Erdoğan’ın İstanbul’u çöp dağlarından, susuzluktan kurtarmasıymış…

Bunları ne biliyorlar, ne biliyorlar ne de bilmek istiyorlar.

Okullarımızda –nedense- verilmiyor bunlar…

Medyamızda kimi vakit şöyle bir bahisleri geçiyorsa da pek izlenmiyor, okunmuyor…

Gençler “koyu muhalif” kanallara, gazetelere takılıyor biraz, daha çok da sosyal medyaya.

Orada iktidar CHP zihniyetinin; dışarıdaki “nefret” oluşumları tarafından üretilen sloganlar, malzemeler hızla paylaşılıyor, gündeme yerleştiriliyor ve bunlar gençleri ciddi mânâda etkiliyor.

Buna karşı AK Parti cenahının yaptığı veya yapabildiği fazla bir şey yok.

Evet, gayret gösterenler var ama alanda çok zayıf kalınıyor, yük de çoğu zaman kenara itilmiş “sıradan vatan evlâtlarının” sırtında kalıyor.

CHP zihniyetinin yaydıklarını temizlemek için gece gündüz uğraşan nice gariban biliyorum, AK Parti’nin çok iyi şartlarda yaşayan nice “üst ve üst orta düzey” mensubu sosyal medya hesaplarından daha çok ziyaret, miyaret paylaşımları yapıyor!..

AK Parti kitlesinin büyük bir bölümünün desteği sadece Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Cumhurbaşkanı’nın ayağına taş değmesin diye olanca güçleriyle uğraşıyorlar.

Bu gidişinin iyi bir gidiş olmadığını, bir an önce toparlanmak ve “neşter atmak” gerektiğini söyleyen “samimi aydınlar” ise “ya anlaşılmıyor ya da yanlış anlaşılıyorlar!..”

CHP’li Anketçi Hakan Bayrakçı’nın feryadından girdiğimiz yazı nerelere geldi değil mi?

Yok merak edilmesin, yoldan çıkmadık!..

Hakan Bey, “Sert söylemlerin CHP’yi yüzde 25’e kilitleyeceğinden” endişe ettiğini söylüyor ama şu durumda yüzde 25 olmuş, yüzde 26 olmuş çok mühim değil.

Zira, artık “Yeni Türkiye” var.

Mesele yüzde 50’yi aşabilmek meselesi.

“Pandemi” ile mücadele sürecinin başarıyla yürütülmesinden dolayı Cumhur İttifakı’na teveccüh artmış gibi görünüyorsa da, bu durum “eski hesaplara” bağlanıp kalmayı gerektirmez.

CHP’nin yüzde 25’i de, Cumhur İttifakı’nın yüzde 52’si de şu an için büyük anlam ifade etmiyor.

CHP’nin liderlik ettiği “benzemezler ittifakı” denilen yapıda yer alanlar öyle benzeşti ki, bu ittifakın görece küçük ortaklarının Sayın Erdoğan’ı hedef alan söylemleri en az CHP zihniyetininki kadar şiddetli.

Darbe tehditlerini “yanlış” buldukları filan yok, sosyal medyadaki “yıpratma” kampanyasına adeta “ibadet” bilinciyle destek veriyorlar.

CHP ile aralarındaki “ontolojik bağdaşmazlıklar” rafa kaldırılmış durumda.

Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu CHP’lilerden çok ittifakın diğer unsurlarından destek alıyor.

Gezi Olayları’ndaki tabloları hatırlayın;

Orada her “renkten” muhalif vardı, ama her renkten.

Önceleri “Bunlar yakında dağılıp giderler” dendi ama öyle olmadı.

Proje”nin çok sıkı bir şekilde kurgulandığı zamanla ortaya çıktı.

Bu projeye “AK Parti”deki bazı unsurların da dahil olduğu şüphe götürmez, ayrılanlar var bir de hâlâ içeride olanlar…

Hâlâ nedense sırtta taşınanlar…

Yani…

Bitiriyorum dostlar:

CHP’li Anketçi Hakan Bayrakçı’nın “Bu kafayla CHP bir yere varamaz!” söylemi yanıltmasın.

Mesele, CHP’nin bir yere varması meselesi değil, Sayın Erdoğan’ın ne pahasına olursa olsun devrilmesi meselesidir.

“Nefret” çoğu vakit “aklı” perdeleyen bir duygudur.

“İstanbul’u iyi yönetir” zannıyla Ekrem İmamoğlu’na oy verenlerin oranı çok azdır.

“Binali Yıldırım İstanbul’u iyi yönetmez” diyenlerin oranı da öyle.

İstanbul’da “hisler” öne çıkmış, akıl perdelenmiştir!

Bu “hislerin” etkisinde olanlar, “nefret” duyguları iyice kışkırtılanlar, darbe tehditlerini bile “sakıncalı” görmemektedir.

Son iki cümle:

Eğitim “sistemimiz” gençlerimize “yakın tarihin gerçeklerini” öğretmemekte ısrar etmeseydi, CHP zihniyetinin iktidara gelebilme ihtimali çok daha az olurdu!..

Sonucun ne olacağını büyük ölçüde “Ak Parti’de çok sağlam bir neşter operasyonu”nun yapılıp yapılmayacağı belirleyecektir.