Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Haziran 2017

Darbe sivil miydi, yoksa askeri mi?

Hükümet, denizin altından Marmaray, denizin üstünden köprü geçiredursun, FETÖ grubu hep kendine çalışıyor; gözünü boyadığı hakimleri, savcıları, polisleri, askerleri, öğretmenleri daha etkili mevkilere getirmek için her yolu deniyordu. Kurduğu organizasyonlar ile ihracatın i'sinden anlamayan işadamlarını ihracatçı yapıp, hem onlara kazandırıyor, hem kendisine büyük miktarlarda pay alıyordu. Yedi kıtada devletin düzenlediği tüm organizasyonları devlet adına TUSKON organize ediyordu. Silahlı Kuvvetler içinde kendilerine muhalif isimleri düzmece delillerle Ergenekon ve Balyoz davalarına dahil ederek bu davaları sulandırıyor, tasfiye ettikleri subayların yerine de kendi adamlarını yerleştiriyorlardı.

***

Recep Tayyip Erdoğan, bütün cemaatlere ve gruplara aynı mesafede duran bir liderdi. İslami cemaatlerin tamamından liyakat sahibi isimleri önemli görevlere getiriyordu. İslami cemaatlerin yetişmiş elamanı az, tabanı güçlüydü. FETÖ'nün ise yetişmiş elemanı bol ama tabanı zayıftı. FETÖ, kendi adamlarının daha etkili makamlara atanması için gayri ahlaki her yolu deniyordu. Tayyip Erdoğan'ın bunu görmesi ipleri kopardı.

FETÖ'nün siyasi tabanı zayıftı. AK Parti ise Tayyip Erdoğan'ın kontrolü altındaydı. AK Parti içinde ulaşabildikleri siyasiler vasıtasıyla etkili olmaya çalışıyorlardı. Abdullah Gül, Cumhurbaşkanı olduğu dönemde FETÖ'nün yetişmiş kadrolarını kullanarak kendince bir şeyler yapmaya, farklı bir ekol oluşturup siyasette de etkili olmaya çaba gösteriyordu. Bülent Arınç, onların gücünü önemsemez bir gaflet veya saflıkla hareket ediyordu. Bakanlardan da onların yetişmiş elemanlarını kullanan isimler vardı.

***

FETÖ'nün ilk darbe teşebbüsü, 7 Şubat 2013'te MİT Müsteşarı üzerinden Erdoğan'ı devirmeye kalkışmak oldu, başaramadı. Bu teşebbüsün, karşılığı dershanelerin kapanma kararı oldu. İkinci aşama, Abdullah Gül'ün kullandığı kadroların tasfiyesiydi.

İkinci darbe girişimi olan, 17 u2013 25 Aralık 2013, çok güçlü oldukları hukuk ayağından geldi. Bu kez, belediyelere yerleştirdikleri kadrolar tasfiye edildi. Ak Parti, 30 Mart 2014 mahalli seçimlerine FETÖ kadrolarından arındırdığı siyasilerle girdi. FETÖ'nün siyasi ayağı diye dışarıdan gazel okuyanların o süreçleri iyi incelemeleri lazım.

FETÖ'nün son ve kanlı darbe girişimi 15 Temmuz, öyle 3-5 günde planlanan ve uygulanan bir olay değildi. Darbe yapmasalar 2016'nın Ağustos ayında yapılacak Yüksek Askeri Şura'da, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki kadroları tasfiye edilecekti. 15 Temmuz'dan sonra örgütün ismi paralel yapılanma olmaktan çıkıp silahlı terör örgütüne dönüştü.

***

Sedat Ergin, iyi ki Hürriyet'in genel yayın yönetmeliğinden alındı. Yazarlığa dönerek FETÖ iddianamelerini incelemeye başladı. Son on günde yazdığı yazılarla FETÖ'yü yeterince tanımayanlara da onların nasıl bir örgüt olduğunu öğretti. Ulaştığı sonuç şu:

"Seçilmiş hükümeti devirmeyi hedefleyen bu darbe planı cemaatin 'abiler' organizasyonu ile asker kanadının iç içe geçmişliği içinde uygulamaya konmuştur."

"15 Temmuz belgelerini okudukça bu organizasyonun büyüklüğünün tahminlerimin de çok ötesinde olduğunu dehşet içinde anlıyorum. Bu örgütün darbe girişimi öncesinde dev bir ahtapot gibi bütün kollarıyla devletin her bir yanını, her bir taraftan sarmış olduğunu görüyorum. Büyük bir felaketin eşiğinden döndüğümüz aşikar."

Sedat Ergin'in henüz araştırmadığı gerçek ise darbenin dış bağlantılarıdır. 15 Temmuz, dışarıda planlanıp, "ağabeylerle - askerlerin" ortak uyguladığı, Türk insanının da imanlı göğsünü siper ederek püskürttüğü karma bir darbe teşebbüsüdür.