Darbe severlerin rüyası
Yine yeni bir seçim sathı mahalline girmiş bulunuyoruz. Evimle işim arasını toplu taşıma ile kat ediyorum. Bu tercihimin bu günlerde yine bana yeni makaleler yazma fırsatı verdiğine şahit oluyorum. İnsanlarımız süreç yaklaştıkça sesli düşünmeye ve beden dilleri ile de tercihlerini açık etmeye başladı bile.
İki kişi konuşuyor. Bu kez iktidara rey mey yok arkadaş ile başlayan konuşmanın detaylarına kulak kabarttığımda işin boyutunun rey vermekten çok ötelerde olduğunu anlamakta gecikmiyorum. Aktardıklarının özetini tek kelime ile ifade etmek istersem buna darbe seviciliği diyebiliriz.
Başkan ve damadından ne alıp veremediği varsa anlayamadım ama atıp tuttukları bu iki kişi üzerinden hummalı bir şekilde devam ediyor. Diyalogun bir yerinde sesler öyle yüksek tonajlı hale geldi ki, kavgaya tutuşacaklarını zannettim.
Siirt ilimizden gelen genç bir delikanlı, yakınını muayene ederken kürt halkı diyerek başladığı konuşmasının dozunu öyle bir kaçırdı ki, işte tam PKK ağzı denecek cinsten.
Muayene bittikten sonra bu delikanlıya oynanan oyunları, çekiç gücü, Rahmetli Erbakan hocamızı, mevcut iktidarımızın doğu illerimize ve burada yaşayan kardeşlerimize müşfik elini, çözüm sürecini, Irak ve Suriye de mevcut sürdürülen çok bilinmezli politikaları ve en son Barzani ile gelinen noktayı açıklayarak aklını başına almasını yoksa eriyip gitmeye mahkum olacaklarını dilimin yettiği kadar aktarmaya çalıştım.
Sarı kovboy yine şaşırtmadı
Adamda ne ahlak ne hak ne hürriyet ve ne de akıl var. Dünyanın gözü önünde seçimle iş başı yapmış bir liderin karşısına kukla bir ismi getirerek onu başkan tayin ediyor ve yemin ettiriyor. Venezüella’dan bahsediyor ve hür dünya adına kaygılarımı dile getiriyorum.
Akl-ı selim galip gelsin diyesim geliyor ancak bakıyorum bu haltı işleyenlerde akıl fikir yok sanki. Sıradan bir vatandaşım ve yaşanılan garabeti gerçekten hayıflanarak takip ediyorum. Bu alçak güruh ve ülkemizdeki uzantıları 15 Temmuz’da halkımızdan yeteri sertlikte bir sille yememiş olsaydı sarı kovboy bizde de böyle bir kaosa imza atacaktı.
Ne idüğü belirsiz bir kuklayı devletimizin başına musallat ederek halkımızı inim inim inletecekti. Bunu da tıpkı Venezüella’da yaptığı gibi hak hukuk adalet ve özgürlük adına yaptığını söyleyerek daha önce özgürleştirdiği(!) Afganistan Mısır Irak ve Suriye gibi ülkemizi de özgürleştirecekti(!).
Rabbim bizi korudu. Halkımız kendinden beklenen refleksi sektirmeden anında gösterdi. Devletimizin başında bulunan idare erki, yerinde ve zamanında attığı adımlarla özgürlük (!) hayali kuran ve gören vatan hainlerini bugün dahi tek tek tespit ederek hak ettikleri cezayı veriyor.
Kurunun yanında yaşların olduğu elbette bir gerçek. Ama olsun. Mesele vatansa gerisi teferruattır diyen bir milletin evlatlarıyız.
Devletimiz seçim sürecinde popülizm gibi kılıflarla kudretini ve kuvvetini zaafa uğratacak duruşlara tenezzül etmeden bunun bir beka meselesi olduğu bilinci ile hareket ederek rüyasında darı görenlerin ham hayallerini tuz buz etmeye devam ediyor şükür.
Devlet varsa millet var. Rabbim devletimize ve milletimize zeval vermesin. AMİN
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.