DARBE DİNLETİSİ!
İnternet yasası, Mit yasası, HSYK yasası, isimleri ile bildiğimiz yasa çalışmaları esnasında hükümete ve özellikle Tayyip Erdoğan'a birçok eleştiri getirildi. Tek adam, yasama ve yürütmeyi kendisine bağlıyor, sansür uygulamak istiyor, Abdülhamit dönemine dönülüyor vsu2026
Ardından Çağlayan adliyesinde usule uydurulmuş usulsüz dinleme kayıtları ortaya çıkartıldı. Tezat tam da bu noktada başlıyor. Tüm bu eleştirileri getirenler bu kayıtlar konusunda suspus oldular. Çok cılız birkaç söz o kadar. İmdatlarına başbakan ve oğluna ait montajlanmış ses kaydı yetişti. Önce bağıran sonra susan kesim tekrar koro halinde hep bir ağızdan bağırmaya başladı. 17 Aralık tarihine geri dönüldü. Amaç 17 Aralık darbe girişimini tamamlamak. Geniş bir kesim bu konuda örtülü olarak ittifak etmiş bulunmakta. Tüm kavganın nedeni de bu.
Söz konusu kanuni düzenlemelerde eksiklikler, hatalar yok mu? Tabi ki var. Ancak bu kesimin amacı herkesi ilgilendiren bu düzenlemelerin mümkünse hatasız çıkması ve bunun için çaba göstermek değil. Onlar için önemli olan bağırmak, kaos ortamı oluşturmak ve de "yönetemiyor" algısı oluşturarak kısa süre önce Mısır'da, Ukrayna'da gördüğümüz yönetimin "seçim" olmaksızın el değiştirmesini sağlamak. Asker tarafından idarenin el değiştirmesini DARBE olarak adlandırıyorduk. Ta ki 28 Şubat Postmodern darbesine kadar. O tarihten sonra ülkemizde iktidarı silah kullanmadan ancak demokratik olmayan yollardan değiştirmenin meşruluğu üzerine kafa yoran demokratlığı da kimseye bırakmayan vatanseverler (!) çıktı. Bunlar değişik ideolojik görüşten olmakla birlikte düşmanımın düşmanı dostumdur düsturu ile çok zor gibi görülen ittifakları çok kolay bir şekilde gerçekleştiriverdiler. Bu kirli ittifak bundan 17 yıl öncede o dönemin iktidarını alaşağı ederken aynı kirli, iğrenç senaryoları hayata geçirmişlerdi.
Tarih tekerrürden ibarettir. Evet tekrar ediyor, her şeyi tekrar yaşıyoruz. Keskin bir virajdayız. O dönem sessiz bir şekilde bu darbeye destek veren ve ödülünü ironik bir şekilde şu anki iktidardan alan İslami referanslı grup mensupları bu defa etken pozisyonunda ve daha fazlasını istiyor. Her geçen gün iktidar lehine işliyor. Bu nedenle de her gün yeni yalan/yanlış belge türetilerek iktidar bir an evvel düşürülmeye çalışılıyor. Gerçekliği önemli değil (!) nasıl olsa koro hazır. İstifa et, bir dakika durma, Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu vs. gerçekten amaç bir yolsuzluk meselesi midir? Hayır. Kesinlikle değil. Trilyon davası, Aczmendiler, Fadime Şahin vs. belli bir yaşın üzerindekiler için tanıdık gelmiştir. Refah-Yol döneminde Rahmetli Erbakan'ın Libya gezisi sonrası söylenmeyen kalmamıştı. Son on yılda da "komşularla 0 sorun" "one minute" "Suriye" "Filistin" hepsi sorun oldu. Bu ülkede iktidar ne yapar? Hangi konularda söz sahibidir? Müsaade nereye kadardır?
Geçtiğimiz yaz gezi olaylarından önce başbakan Gazze ve Filistin'e gidecekti. Kısa bir süre önce Ayasofya ibadete açılacaktı. Ne oldu? Hepsi unutturuldu. Herkes canının derdine düştü. Amaç ülkenin en önemli yerli markası Recep Tayyip Erdoğan'a diz çöktürmek. Bunu başardıklarında iktidarda kimin olduğunun önemi yok. Sağdan sola hepsi imameye bağlı tespih boncuklarından farksız olan solcu ve sağcılar. Solcu olsalar ne fark eder sağcı olsalar ne fark eder. Birbirinin aynı olduktan sonra.
1 Mart Cumartesi günü Tünelden Galatasaray Lisesi önüne yürüyüş yapılacak. 28 Şubat protesto edilecek. 28 Şubatta ne yaşanmışsa şimdi daha fazlasını yaşatmak isteyenlere karşı burada olduğumuzu oyunu gördüğümüzü bu defa oyuna gelmeyeceğimizi haykıracağız. Bağırmayacağız zira bizler sözümüz duyulsun istiyoruz. Kargaşa değil düzen istiyoruz. Aydınlık istiyoruz. Kime oy verdiğimiz önemli değil önemli olan o oyu verebilelim hakkımızın elimizden alınmasın istiyoruz. Ağaç için yola çıkıp köprü ve havaalanını durdur diyen zihniyet, özgürlük diyerek kazanımlarımıza saldırıyorsa bizler tarafız.
Son söz her seçim döneminde bize eleştiri yaptırmayan karanlık kişilere, amacınızı biliyoruz, çok sürmez bizler bu ülkenin çalışan, alın teri döken insanları, vatanını seven kişileri olarak bu badireleri de atlatacak ve hakkın hakim olması için kendimize bakmayı kendimize önem vermeyi bırakıp asli konulara da geleceğiz. Bu nedenle zamanı geciktirebilirsiniz ama neticeyi değiştirtemeyeceksiniz.
Saygılarımla.