Darbe çığırtkanı irticacılar
Bir “darbe” merakıdır gidiyor…
Reflekslerinden bir türlü kurtulamayan bazı yapılar var.
Kendisini yenilemek ve çağa uymayı tercih etmek yerine “gerici bir zihniyetle, irticacı yapılarını koruyarak” varlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar.
Olmaz ki kardeşim.
Bu iş böyle gitmez.
Türkiye’yi “muasır medeniyetler seviyesine” ulaştırmak hepimizin yegâne “hedefi” olduğuna göre, siz de “pozitif” katma değer üreten bir gündemle gelin artık.
Bırakın bu çatışmadan “prim” yapma ucuzluğunu…
Hangi siyasi yapı kazanmış ki düşmanlaştırmanın, ötekileştirmenin kolaycılığından…
Türkiye’nin “hedefleri” var, “tarihi” var.
Geleceğini şekillendirmek isteyen “eli uzunlara” karşı sabrını yitirdi artık bu millet.
Yapmayın.
Hesabı da sapı da keseri de yerine koyun.
Bu işler böyle olmaz.
Gelin, artık siz de üreten bir zihniyete taşıyın beyninizi…
Sandıkta değişim olur mu?
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel…
Partili gençleri toplayarak erken seçim ve oy oranları üzerine açıklamalar yaptı.
AK Parti’nin önde gelen kurmaylarından birine bu durumu sordum.
Tüm siyasi partilerin şu anki oy oranlarına ortaya koyan birçok anketin önlerinde durduğunu söyleyerek bunların hepsinde “mevcut durumun değişmediğinin” net bir şekilde göründüğünü dile getirdi.
“Erken seçim” konusunun (kesin bir dille) kapatıldığını ve muhalefetin de bunu gündemlerinden çıkarması gerektiğini söyledi.
Ekonomiye dikkat kesildik!
Merkez Bankasındaki rezerv tablosunu dikkatle takip eden “malum finans çevreleri” hamlelerini yapmaya başladı.
Amerikan Doları karşısında Türk Lirası’nın erimesine müsaade edilemez.
Tüm ithalatı bitirsek bile şirketlerimizin yabancı para cinsinden borçları ve petrol-doğal gaz alımı nedeniyle dövize ihtiyacımız var.
Kuru, doğal akışında bırakmalı ama bilanço ve rezervlerdeki değişimi bir “acziyet” olarak görenlere de fırsat vermemeliyiz. Bu nedenle ülkemize “döviz” girişini sağlamak için turizm sezonu kapanmadan “bacasız sanayiden” nasibimizi almamız şart oldu.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, özel bir lisanslama yöntemi ile otellerde salgın dönemine uygun bir alt yapı oluşturmaya çalışıyor.
Turizm gözdesi diğer Akdeniz ülkeleri kafasını kaldırıp normalleşmeyi düşünemezken Türkiye’nin öngörü kabiliyeti ile süreci ileride götürmesi dünya tarafından dikkatle takip edilen bir yaklaşım.
Bakalım Mevla’m neyler,
Neylerse güzel eyler.
Yurt dışında kazan kaynıyor
Libya’da işler değişmeye başladı. Yakın zamanda beklenmedik senaryolar ortaya çıkabilir.
ABD’nin Çin’i sistemin dışına atma çabaları Türkiye’ye fırsatlar sunabilir.
Avrupa artık kendi geleceği için Türkiye’nin ne kadar mükemmel bir konumda olduğunu iyi anlamalı.
AB-Türkiye ilişkilerini ivmelendirmenin tam zamanı.
Karadenizli çay fiyatına kilitlendi
Takvimler 2019’un mayıs ayının 16’sını gösterirken bir bölge insanın 2020’yılına kadarki nafakasını belirleyen ÇAYKUR’un bir kilo yaş çay alım fiyatı Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli tarafından açıklanmıştı.
Neredeyse bir yıl olacak.
Bölge kaynaklarında artış olmadığı gibi bir de koronavirüs salgını da zaten zor olan geçimi daha da artırdı.
Gençler şehirlerde...
Yaşlılarımız, çay bahçelerindeki kırımları tek başlarına tamamlayamayacakları için “çay toplansın, ziyan olmasın, dalında kalmasın” zihniyetiyle çoğunlukla Gürcülerden oluşan mevsimlik işçileri gündelik yevmiye ile çalıştırıyorlar.
2019 yılında 150-200 arasında bir gündelik ile çalışan Gürcü mevsimlik işçiler 2020 yılında ağzını 250 Türk Lirasından açmaya başladı.
Salgın dolayısıyla normal zamanda çalışmak için bölgeye gelenden epey az sayıda kişinin gelmesi de göz önünde bulundurulursa destekleme ile birlikte çay üreticileri yaş çay için kilo başına 3,50’den aşağı bir rakamın işleyişi zora sokacağını söylüyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her zaman üreticinin yanında yer aldığı biliniyor. Yaş çayın alım fiyatı konusunda da çiftçinin, köylünün üzülmeyeceği bir formülün bulunacağına inanıyorum.