Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.75
Gram Altın
2505.02
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Kasım 2022

Darbe bildirisi kılavuzluğunda demokrasi

Teröristi demokrat diye pazarlıyorlar.

PKK/ YPG, İstiklal’de katliam yaptı.

Uzantılar, yoğun bir perdeleme faaliyetine başladılar.

Buna da “kontrollü”, “tiyatro” diye, yırtınıyorlar.

Teröristin nereden yönlendirildiği ise üzerinde yazıyor:

NEW YORK…

Türkiye’yi kaosla teslim alma stratejisi…

En az bir asırdır süren bir işgal planı.

20’nci yüzyıl, terör yüzyılıdır.

Ağır bir ölüm taktiği uygulanıyor.

Sırtlan, avını yaralayıp onun kan kaybından ölmesini bekler.

Terör de böyle bir şey.

Ülkenin hem maddi hem de manevi kaynaklarını yok ediyor. Toplumun değer yargılarını aşındırarak direncini kırıyor.

Bombayı patlattıranın amacı, ülkeyi yönetilemez hale getirmek, kendini “devlet” ilan etmektir.

Devleti, uyuşturucu ticareti yapmakla, kimyasal silah kullanmakla ya da terörize olmakla itham etmek de aynıdır.

Gezi olayları,(27 Mayıs 2013) MİT tırlarına saldırı (1-19 Ocak 2014) Mart 2014’te yapılan belediye seçimleri ve dört ay sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerini sabote etmekti. 2015 genel seçimlerine yönelik olarak da devam ettiler.

Kobani olayları…

Bugünün algı manşetleri o günlerde de atıldı.

Nerdeyse, terör örgütleri yoktur; bu, halkın uydurmasıdır, diyecekler.

O derece kendilerini kaptırdılar.

15 Temmuz’da da bir “kesik baş” yalanıyla milletin direnişini kırmaya, işgal girişimini perdelemeye de kalkıştılar.

Malum zevat o gece de bir yerlerde bir şeyler yiyip içme telaşındaydı.

Darbe süreçlerini terörle planladılar. Çünkü “Şartlar oluşursa darbe meşrudur.”u ilke kabul ettiler.

1977 seçimlerinden önce, 1 Mayıs’ta Taksimde 34 kişi “şartların oluşması” için katledildi.

12 Eylül’e bu şartlarda gidildi.

Türkiye’nin kukla olmasını istiyorlar…

“Libya, Mavi Vatan, Kıbrıs, Karabağ, Suriye senin neyine…

Terör devletine sesini çıkarma, sanayini geliştirme, bölge ve dünya meselelerinden uzak dur. Biz ne dersek onu yap, ne verirsek onu ye…

Sen de rahat et, iz de rahat olalım.” diyorlar.

Bu ülkede her seçim, çok çetin geçmiştir.

Zirve Yayınevi saldırısı 27 Nisan e Muhtıranın da olduğu pek çok feci olaya şahit olundu.

22 Temmuz 2007’de yenilenen seçimde, tek başına iktidar olan partiyi sekiz ay sonra kapatmaya teşebbüs ettiler.

Darbe şartlarının nasıl oluşturulduğunu anlamak için 15 Temmuz 2016’dan öncesine bakmak bile kâfidir.

17 Şubat- 15 Temmuz arasında 5 ayda 430 vatandaş terör saldırısında şehit, 3 bine yakın vatandaş da gazi oldu.

Devlete kimyasal silah kullanma, uyuşturucu ticareti yapma, terör planlama iftirası, şüpheye mahal bırakmayacak derecede “Yurtta Sulh Konseyi” ürünüdür..

Sözde sıkıyönetim bildirisinden:

“Sistematik bir şekilde sürdürülen anayasa ve kanun ihlalleri devletin temel nitelikleri ve hayati kurumlarının varlığı açısından önemli bir tehdit haline gelmiş, Türk Silahlı Kuvvetleri de dahil olmak üzere devletin tüm kurumları ideolojik saiklerle dizayn edilmeye başlanmış ve dolayısıyla görevlerini yapamaz hale getirilmiştir. Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içerisinde olan cumhurbaşkanı ve hükûmet yetkilileri tarafından temel hak ve hürriyetler zedelenmiş, kuvvetler ayrılığına dayalı laik ve demokratik hukuk düzeni fiilen ortadan kaldırılmıştır. Devletimiz uluslararası ortamda hak ettiği itibarını yitirmiş ve evrensel temel insan haklarının göz ardı edildiği, korkuya dayalı, otokrasi ile yönetilen bir ülke haline getirilmiştir.

Bugün de cuntanın bu yalan ve iftiralarını kürsülerde pervasızca söyleyenler var.

Bunun içindir ki 13 Kasım 2022’de İstiklâl Caddesi’ne yönelik saldırı, derin kodlarıyla beraber tam bir suçüstü halidir.

Şunu bir kez daha ifade edelim ki PKK’nın açılımı: Pensilvanya - Kandil Konseyidir.