Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

21 Temmuz 2016

Darbe

Aylardır sesimi duyurabildiğim kadar anlatmaya çalışıyorum.

Türkiye Kurtuluş Savaşı şartlarını yaşıyor.

Bazı aklı evveller benimle alay ettiler. "Hadi canım sende! O günler eskide kaldı" dediler.

Bugün geldiğimiz noktanın soruyorum 1915'ten 1916'dan 1917'den ne farkı var?

Unutulmamalıdır ki; yapılan darbe girişimi büyük resmin küçük parçasıdır.

Sanıyor musunuz ki darbe olup yönetim değişip Türkiye kaldığı yerden reformlara devam edecek?

Tabii ki hayır!

Önce Türkiye hükümetsiz bırakılacak sonra da ana planın ikinci aşamasına geçilecekti.

Yani önümüze Mondros Ateşkes Anlaşması şartları sunulacaktı.

Biz, TSK'nın içine sızmış silahlı çetenin fiili işgalini sabaha kadar savaşarak sona erdirdik.

Batılı dostlarımızın "darbeyi kınıyoruz amau2026" diye başlayan sözleriyse bundan sonra neyi hedeflediklerini herhalde anlayabilmemizi kolaylaştırır.

Bugün Türkiye tarihinde eşi benzeri olmayan bir tehlike atlattı ama aynı zamanda tarihinde eşi benzeri olmayan bir tarih yazdı.

İlk defa halk darbecilerin önünde kendi vücudunu siper ederek bu kalkışmayı engelledi.

Tankı çıplak elle durdurdu.

Böylelikle "Menderes'i astınız, Özal'ı zehirlediniz, Erdoğan'ı yedirmeyiz" sözü de darbecilerin kurşunlarıyla can veren yüzlerce kişinin vücudunda can buldu.

Bakınız Erdoğan tek bir kişi. Arkasından giden milyonlarınsa neden liderin ardında birleştiklerinin nedeni belli.

Eğer şimdiye kadar O'na yapılanlar başarılı olsaydı nereye gideceğimiz ne yapacağımız az çok ortaya çıkıyor.

Erdoğan tek bir kişi ama gezi kalkışması sürecinde arkasında milyonlar vardı.

Evet, Erdoğan tek bir kişi ama 17-25 Aralık sürecinde arkasında milyonlar vardı.

Bugün de aynısı oldu.Tarihimize kara bir leke olarak geçecek olan bu kalkışmada yine milyonlar Erdoğan'ın arkasında saf tuttu.

Kalabalıklar devletin başı gibi tanka, topa, uçağa dik durarak aslında kendi bekasını korumuş oldu.

Asıl mesele milletimizin bekasıdır. Darbecilere karşı bütün partilerin tek yürek olup mecliste bedenlerini ortaya koymaları takdire şayandır.

Başbakan Binali Yıldırım'ın "canını ortaya koyması" dünyaya bir demokrasi dersidir.

Meclis bombalanırken vekillerin yılmadan çalışmaya devam etmesi alkışlanması gereken bir olaydır.

En önemlisi de üniformalı silahlı çete tarafından katledilen insanlarımızın demokrasi, millet, vatan, bayrak, ümmet için yola çıkmaları, kurşuna kafa atmaları tarihe geçmiştir.

Allah'tan (C.C.) hepsine rahmet diliyorum.

Herkesin sorduğu sorunun yanıtına gelelim. Her şey bitti mi? Tehlike geçti mi?

Bu sorunun yanıtını bulmak için karşı bir soru sormak gerekiyor:

Sizce bu kadar kolay biter mi?

Türkiye gibi bir ülkenin peşini bırakırlar mı?

Tabii ki bırakmazlar. Devam edecekler. Şimdilik dağıldılar. Ama birleşip yine deneyecekler. Ta ki bizler yılana, teslim olana kadar.

Biz teslim olursak ne olacak?

Emperyalistler Suriye'yi, Irak'ı bölüşmeye başlayacak. Sonra sıra bize gelecek. Önce bizi küçük küçük parçalara ayırıp sonra önümüze iki seçenek koyacaklar.

  • Güçsüz, tepkisiz, maşa olarak yaşa.
  • Yok ol.

Sizin tercihiniz ne?