Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
06 Ekim 2020

Dar kalıp: Din birleştiricidir

Bazen üstüne basa basa bazen defalarca aynı konular yazılıp işlenmelidir. Her konunun değişik hikmetlerini bulmak ve gelecek yılların planına katkı sunmak için tekrar tekrar gündem yapılmalı.

Çünkü düştüğünüz yer, ayağa kalkacağınız yerdir. Çünkü özünüzü kaybettiğiniz yer, arayıp bulacağınız yerdir. Çünkü ne kendiniz ne de ülkeniz hayrına sizin birlik kurmaktan başka bir şansınız yok.

İnsanların dilinde ve gönlünde zor zamanlarda bir söz var.

“Din, en büyük birleştiricidir.”

Pek çok insan böyle düşünmektedir. Din ortak değerdir. Öyleyse en büyük birleştiricidir.

“Yanlış söyledim. Din birleştirici demek istemedim. Hak din birleştiricidir demek istedim. İslam birleştiricidir.”

Bak ilk Müslümanlara. Kendini düşündüğü kadar başkalarını da düşünmek ne demek?!

Göçten sonra Medineli Müslümanlar, Mekkeli Müslümanlara her şeylerini açmışlar. Hatta en ileri noktaya taşımışlar ve başka Müslümanların nefslerini kendi nefslerine tercih etmişlerdir. Kendileri aç kalmış, açıkta kalmış ama muhacirleri doyurmuşlar, barındırmışlardır.

Alın işte! Size eşsiz bir birlik örneği.

Ancak bu birlikten çok kısa bir süre sonra yaşanan Cemel Vakası’nı nasıl değerlendirmeliyiz? Geleceği şekillendirmek için ne gibi ibretleri alınmalı?

656 yılında gerçekleşen biraz önce bahsettiğimiz Mekkeli ve Medineli Müslümanlar arasında geçen bir savaştan bahsediyoruz. Daha dün kendi nefsini, kendi imkânlarını kardeşine sunan, “göç etmiştir, her şeyini geride bırakmıştır” diye kol kanat gerenlerle kol kanat gerilenler arasında yapılan en üzücü savaşlardan sadece birisi. Tevatürler farklı olmasına rağmen iki taraftan da onar bin kişi öldürüldüğünü biliyoruz.

Birbirlerine karşı o kadar merhametli, o kadar cömert olan kendi nefsini kendi imkânlarını tam anlamıyla kardeşinin hizmetine veren kişilerin arasını bozan nedir?

Yine bu muhteşem birlikten çok kısa bir süre sonra yaşanan Sıffin Savaşı’nı nasıl anlamalıyız?

Dini yaşamlarında en takva en ileri gördüklerimizin arasında 657 yılında geçen bir savaş olarak hatırlıyoruz. Hangisini takip etsek kurtuluruz diye bildiğimiz, dinin en büyük uluları vardır. Hikâyelerini, menkıbelerini anlattığımız veya dinlediğimiz nice Sahabe nice Tabiin var. Burada da tevatürler farklı olmasına rağmen öldürülenlerin toplam sayısının 70 bin kişi olduğunu biliyoruz.

Şimdi hangi gerekçeyi sunacaklar? Hani birleştiriciydi? Bu kadar korkunç bir tablo nasıl ortaya çıktı?

Din gerçekten birleştiricidir. Hak din zaten birleştiricidir. Ama dini tek başına yeterli bir birleştirici unsur olarak ele alırsanız, hiçbir yere varamazsınız.

Dar kalıplardan bakarsanız Yüce Allah’ın kitabını bile boşa çıkarırsınız. Daha geniş düşüneceksiniz. İnsan nefsini hesaba katmadan hangi birlik, hangi birleştiricilik?