Dar kalıp: Ahlakla her iş çözülür
Ne kadar bilgi, hangi konuda bilgi, bilginin boyutları, ... bütün bunlar zamana, şartlara, toplumun ya da kurumların ihtiyaç duyduğu şeylere bağlıdır. Bu yüzden bilgi mutlaka gereklidir. Sorunların çözülmesinde olmazsa olmazların başındadır. Ama nitelik ve nicelikleri daima görecelidir.
Ahlak ve birlik hem
din âlimleri hem din görevlileri, siyasetçiler hem
de konuyla ilgisi olsun olmasın her insan tarafından değerlendirilmiş bir
unsurdur.
Fatih Sultan Mehmet
Han’a göre kendini düşündüğü kadar, başkalarını da düşünme birlik ve başarı
için yeterli ahlak seviyesi olarak değerlendirilmiştir.
Konstantinapol’ü
fethinden önce halk arasında dolaşırken bir esnaftan üç parça erzak istemiş.
Birini veren esnaf, “şimdi ben siftah yaptım, sıra yan komşumda, diğerlerini
de ondan alıver” diye Fatih’i bir başka dükkâna yönlendirmiş. Orada da aynı
tepkiyle karşılaşmış, siftahını yapan esnaf üçüncü bir esnafa göndermiş, “o
arkadaşım da siftahını yapsın” demiş.
Kültürümüzde
diğerkâmlık olarak geçen bu ahlaki değeri, Fatih Sultan Mehmet Han güçlü bir
birlik unsuru olarak değerlendirmiş, “arkamda böyle sağlam bir birlik olduğu
sürece her şeyi başarırım” diyebilmiştir.
Afrika’dan köle
ticaretinin başlamasının hemen arifesinde bir Müslüman kabile reisinin gençlere
verdiği ahlak dersinden çok etkilenmiştim.
Coğrafyanın
etkisinden olsa gerek kabile reisini dinleyenlerin üzerlerinde kıyafet
denilebilecek pek bir şey yoktu. Üstünü başını değil, karnını değil, kalbini
zengin etmeyi hedefledikleri besbelliydi.
Kendilerine göre iyi
bir ahlaki eğitim almış gençlerin birçoğu, köle avcıları tarafından yakalanıp,
başta Kuzey Amerika olmak üzere pek çok yere götürüldü.
Köle olarak
satıldılar. Kızların hem emeklerinden hem de etlerinden faydalandılar. Sağlıklı
olanlarını çiftleştirip yeni doğan çocuklarını yüksek fiyatlara sattılar.
Karıyı kocadan, çocuğu anadan ayırıp ayrı ayrı sattılar.
İnsaf sahibi bir
insan, kölelik tarihini okursa, insanların nasıl yeryüzünün en acımasız, en
kahredici varlıkları olduğunu anlarlar.
Fatih’in çok işine
yarayan ahlak, Afrikalı gençlerin hiçbir işine yaramamış gözüküyor. Onlar,
köleleştirilerek sadece ahlaklarını kaybetmediler. İnsana ait ne değerleri
varsa hepsini birden kaybettiler.
Elbette bu örnekleri
vermemizin sebebi, “ahlakla her iş çözülür”
dar kalıbından bakanlara bir cevap vermek içindir.
Demek ki ahlak, tek
başına yeterli değilmiş.