Dolar (USD)
35.32
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2962.49
BIST 100
9973.68
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
26 Temmuz 2019

Danışıklı Döğüş

“İran İslam! İnkılabı”nın kontrollü bir batı operasyonu olduğu, arif olanların malumudur. Şu anda sosyal medyada kısmen işin içyüzü anlatılmaya başlandı. Gelecek günler, bu işin aslını daha net bir şekilde ortaya çıkaracaktır. Şia’nın kurucusu bir Yahudi olan Abdullah bin Sebe’ olduğu gibi tarih boyunca yolunu açan, gelişip serpilmesine vesile olan da yine haçlı Siyonist ittifakıdır.

Aksi halde, net bir şekilde 5-6 tanesi hariç, ashabı kiram’ın (Rıdvanullahi aleyhim ecmaîn) geri kalanını tekfir edip onlara lanet okuyan, “Müminlerin anneleri” Efendimiz Resulullah (sav) ın eşlerine fahişe diyecek kadar kin ve nefret içeren bir din” ümmet içinde nasıl tutunup varlığını sürdürebilsin. İşte şu anda Şia gerçeği %10 ancak İslami kamuoyu tarafından bilinmiyorken nasıl da karizmasını yitiriverdi.

Hâlbuki Irak’ın altın tepsi içinde İran’a verilmesi, Suriye ve Yemende yaşanan mezalim öncesinde, İran ve Şia’nın gerçek yönünü gündeme getiren bir aydın veya mütefekkir, içimizdeki Şia severler tarafından linç ediliyordu. En vasat İslami anlayışa sahip olanlar bile “Ümmet birliği” ve “İslam kardeşliği” mavalıyla hemen Şia’nın savunmasına geçiyorlardı.

Şia’yı hele de sahabeye lanet eden Humeyni’yi eleştirmek, “ateşten gömlek” giymekti. Hemen “Amerikancı” “Rabıtacı” vb. yaftaları yapıştırıverirlerdi. Düşene biliyor musunuz? İran devrimin yaptıran ABD ve diğer batılı derin güçler. Ama siz İran’ı eleştirirseniz, Amerikancı ve İslam düşmanı sayılıyorsunuz. Çünkü İran Şii devrimine “anti amerikano” boyası çok kalın çekilmişti. Yetmedi, bu boya da olabilecek en yoğun bir şekilde “Ümmet birliği” ve İslam Kardeşliği” perdesiyle kamufle edilmişti.

İşte son bir yıldır ABD ile İran arasında kıyasıya bir mücadele varmış gibi gösteriliyor. İki taraf da karşılıklı olarak birbirlerine karşı okkalı demeçler yayınlıyorlar. Salvoların bini bir para… Ama neticeye bakıldığında, bunun bir danışıklı döğüş olduğu hemen anlaşılacaktır. Dünyanın dikkatleri bu salvoların toz dumanına çekilirken, arka planda ezeli ortaklar malı götürüyorlar.

Şunu asla unutmayalım ki, İran ve batılılar, ezeli stratejik ortaklardır. Çünkü batılılar tarih boyunca ümmeti içerden tırtıklayacak kripto yapılanmalarla işbirliği içine girmişlerdir. Dolayısıyla bu stratejik ortaklarıyla taktik gereği düşmanmış gibi görünmelidir ki, açık vermesin. Yani ABD ve İran’ın medyaya yansıyan horoz döğüşleri, aslında bir danışıklı döğüştür. Hatta bazen bu danışıklı döğüş kimi zaman zaruret halini alır. Ta ki ezeli ortaklar, ezeli düşman gibi görünsünler. Böylece perde gerisinde işlerini kotarabilsinler.

Evet, aynen böyle... ABD ezeli düşmanlarına medya üzerinden dost gibi görünürken, ezeli ortaklarına da düşman gibi görünür. Çünkü ABD ve diğer batılı ülkeler, dünya kamuoyunda karnelerinin ne kadar kara olduğunu iyi biliyorlar. Dolayısıyla medya üzerinden kime dost gibi görünürlerse onları komu oyunda zora düşürmüş olurlar. Ama kime de düşman gibi görünürlerse, onlar kamuoyunda puan kazanmaya başlar.

Hatırlayınız… İran devriminden sonra ABD nin İran’ın azılı düşmanı olduğu medyaya bolca servis edilip durdu. Halende edilmektedir. Ama mısırdaki halk devriminden sonra, Merhum Şehid Başkan Mursi ve ihvanın, el altından ABD ve İsrail’le temaslarda bulunduğu medyaya fısıldanıp duruldu. Hâlbuki durum tam tersineydi. Ama atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti.

İşte İran da, son 15 yıldır ümmete ihanetini epey açık etti. Dolayısıyla yerlerde sürünen karizmasını kısmen kurtarmak için, ABD ile film icabı horoz döğüşü yapması gerekmektedir. Bu döğüşün içine kısmen silah bomba karışsa da bu hakikat değişmez. Esasen ABD nin İran’a ambargoları da ayrı bir konudur. Yani ABD: “Nen ormanın kralıyım. Benden benim şirketlerimden ve benim izin verdiğim şirketlerden başkası İran’la alış veriş yapmayacak.” demektedir. Çünkü geçmişteki ambargolarda ABD ve İsrail’in şirketleri hiç kısıtlamadan İran’la ticaretlerini devam ettirmişlerdi.

Yıllardı ülkemize maddi manevi kayıplar verdiren nice solcu örgütler, “KAHROLSUN AMERİKA” “KAHSOLSUN EMPERYALİZM” diye sloganlarla yeri göğü inletmiyorlar mı? İşte bu örgütlerin hemen hepsi ABD veya diğer batılı ortakları yani küresel derin güçler tarafından fonlandılar ve halen de fonlanmaktadırlar. Evet, “Vay anasını sayın seyirciler” dedirten nice filim fırıldaklarla işler kotarılmaya devam ediyor. Subhaneke... Bihamdike... Esteğfiruke...