Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Ekim 2015

Dahilde İşlemede Uygulama Yanlışlığı

Bu hafta bir uzmanlık konusunu ve aynı zamanda önemli bir sorunu değerlendirmek istedim: Dahilde İşleme Rejimi (DİR)

DİR, ihraç edilecek ürünlerin üretiminde kullanılmak şartıyla; ithal edilen veya yurt içinde temin edilen hammadde, yarı madde, yarı mamul ve benzeri alımlar için çeşitli muafiyetler sağlayan bir ihracat teşvik sistemidir.

16.04.2001 tarih ve 2001/2325 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihraç edilecek ürünlerin imalinde kullanılacak maddelerin tesliminde sektörel ayrım yapılmaksızın 3065 sayılı KDV Kanunun (11/1-c) maddesinde düzenlenen tecil-terkin kapsamında işlem yapılabileceği karara bağlanmıştır.

Bu sistemin uygulanabilmesi için alım yapanların KDV mükellefi olması ve dahilde işleme izin belgesine sahip bulunması gerekiyor.

Mevcut uygulamada sistem şöyle çalışıyor:

-Malı satan, faturada KDV'yi hesaplar ancak belirlenen usul çerçevesinde KDV'yi tahsil etmeden beyan eder.

-Malı alan, aldığı malı üretimde kullanır ve imalat sonundaki ürünü ihraç eder veya başka bir dahilde işleme izin belgesi kapsamında ihraç kayıtlı olarak yurtiçi satar.

-Malı alan dahilde işleme belgesinde yazılı izin süresi doldurduktan sonra Yeminli Mali Müşaviri tarafından rapora bağlanır.

-Malı satan aynı rapora istinaden vergi dairesine müracaat ederek faturasında hesaplayarak beyan ettiği ancak tahsil etmediği KDV'nin kendisine iadesini ister.

Çok ayrıntılı bir konu olmakla beraber kısaca serüvenini anlattığım DİR, her zaman böyle işlemiyor.

Şöyleki;

Dahilde işleme belgesine sahip mükellefler özellikle yurt içindeki alımlarda çeşitli sebeplerden dolayı KDV ödeme yolunu tercih edebilmektedir.

Böyle bir durumda DİR kapsamında olmasına rağmen "malı satan kişinin" ihraç kayıtlı teslim kapsamında iade talep etmesi durumu ortadan kalkıyor.

Buna karşılık malı alan ve bu malı üretimde kullanarak imal ettiği ürünü ihraç eden ihracatçının iade hakkı doğuyor.

Ancak bu durumda; ihracatçı KDV iadesini nasıl isteyecek?

Belgesindeki izin süresini doldurduktan sonra DİR kapsamında mı ihracatçı iadesini isteyecek?

Yoksa; ihracat kapsamında mı iadesini talep edecek?

Bununla ilgili net bir yol gösterici idari düzenleme mevcut değil.

Vergi daireleri, DİR kapsamında KDV'nin ödenerek yapılan alımlara ait ihracatlarda da vergi iadesinin dahilde işleme belgesinin kapatılması sırasında yapılacağı yönünde işlem yürütmektedir.

Vergi dairelerinin bu tutumu ihracatçıları zor durumda bırakıyor. Ve kanaatimce bu uygulama doğru ve hakkaniyetli değil.

Ülkemizde ihracat birçok yönden desteklenerek teşvik edilmektedir.

DİR kapsamındaki alımlara ait KDV iadesinin yine DİR kapsamında ihracatçıya ödenmesi, vergi iadesinin en az 1 yıl ihracatçıya geç ulaşması anlamına geliyor.

Ancak bu, ihracatın teşviki mantığına pek uymuyor. Hatta pek değil, hiç uymuyor.

Hem ihracatçının mağduriyetinin giderilmesi hem bu yıl düşüş gösteren ihracatımızın teşvik ve desteklenmesi bakımından;

Maliye Bakanlığının durumu ihracat iadesi kapsamında değerlendirmesi ve vergi dairelerinin bu yönde işlem yapmalarına ilişkin idari düzenleme yapması doğru olacak ve bu sorunu çözecektir.

İhracatçılarımız, konuyla ilgili bu çözüm şeklini dört gözle bekliyor.