Daha insani yargısal düzenlemeler yolda
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, geçtiğimiz günlerde Kanal 7 ekranlarında yayınlanan ve Gazeteci Mehmet Acet’in sunduğu “Başkent Kulisi” programına konuk oldu. İnfaz yasasından tutun da süresiz nafaka konusuna, vatandaşın hayatını kolaylaştıracak yargı reformlarına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Şunu bir hukukçu olarak dile getirebilirim ki şahsımı en çok heyecanlandıran konu “Lekelenmeme Hakkı” ile ilgili yapılan düzenlemeye ilişkin ortaya çıkan sonuçlar oldu.
***
Çamur at, izi kalsın devri geride kaldı
“Lekelenmeme Hakkı” ile ilgili iki yıl önce yürürlüğe giren yasa sayesinde bugüne kadar 160 bini aşkın kişi hakkında yapılan şikâyet ve ihbarlar soyut ve asılsız görüldüğünden muhatap kişi hakkında şüpheli sıfatı verilmeden dosya kapatılmıştır. Bu sonuçları itibarıyla mükemmel bir gelişme. İşte özlenen hukuk devleti budur. Adam kavga ediyor. Eşiyle tartışıyor. Seçimlerde rakip olduklarını FETÖ’cü diye ihbarlıyor. Geçmişte intikam veya tasfiye amaçlı “FETÖ’cüdür veya PKK’lıdır” gibi iftira içerikli her dilekçe, muhatabına mutlaka karakol veya savcılıkta ifade verdirmeye yetiyordu.
Yani daha önce her önüne gelen verdiği bir dilekçeyle istediği kişi hakkında soruşturma açılmasına, şüpheli sıfatını kazanmasına sebep olabiliyordu. Evinden alınan kişi, işi yoksa masum olduğunu çevresine inandırsın. Artık o devir geride kaldı. Dileyen, dilediği kişi hakkında şüpheli sıfatını kazandıramıyor. Soyut ve delilsiz ihbar ve şikâyetler soruşturma konusu edilmiyor. Bu yolla insanların GBT’si, savcılık ve emniyet kayıtları da lekelenmiyor.
***
İnfaz yasası kamu vicdanını yaralamayacak
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, bir toplantıda yaptığı konuşmayla infaz düzenlemesiyle ilgili yapılacak olan düzenlemenin çerçevesini; “Kamu vicdanını rahatsız etmeyecek, suçluların cezasını çektiği, ceza adalet sisteminin amacına uygun, ölçülü ve adaletli bir infaz rejimi üzerinde çalışıyoruz.” ifadeleriyle çizmişti. Yani bir tarafta Sayın Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi insanların vicdanını rahatsız etmeyecek, bir tarafta da 300 bine dayanan cezaevlerinin doluluk durumuna çözüm getirecek bir düzenleme yolda. Tabi bu çerçeveyi son tahlilde meclis çizecek ve kararı verecektir. Mevcut düzenlemede 18 aya kadar hapis cezası alan kimi suçlular, infaz ve denetimli serbestlik düzenlemelerinden dolayı hiç ceza yatmamış gibi sadece giriş-çıkış yapmaktadırlar.
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül açıklamalarında özellikle “Cezaevine girmeyen kişi hakkında toplum nezdinde “yaptığı yanına kar kaldı” algısının oluştuğunu; küçük suçlar cezasız kalınca, büyük suçlara kapı aralanmış olduğunu; yapılacak olan düzenlemenin kesinlikle af olmayacağını; suç işleyen kişinin bir gün dahi olsa cezaevine gireceğini ve yaptığı yanına kar kalmayacağını; salıverilen kişi, yanlış yaptığında yine cezaevine girme tehlikesiyle karşı karşıya olacağını” vurgulayarak infazla ilgili yapılacak düzenlemenin genel çerçevesini çizdi.
***
Süresiz nafaka ve boşanma davaları zulme dönüştü
Süresiz nafaka meselesi birçok mağduriyete sebep veriyor. İnsanlar evleniyor. Başarısız evlilikler yapıyor ve sonunda bir ömür boyu nafaka ödemek zorunda kalabiliyor. 3 ay evli kalmış bir eş, duruma göre 333 ay bile nafaka ödemek durumunda kalabiliyor. Nafaka hakkı kimi durumlarda bir zulüm, bir sömürü aracına dönüşüyor. Bakan Gül, “Süresiz nafaka konusunda her iki tarafı da mağdur etmeyecek bir düzenleme üzerinde çalıştıklarını, belli bir olgunluğa getirdiklerini ancak bu konunun özellikle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile birlikte ortak bir akıl ile yani bir mutabakat ile çözülmesinin gerektiğini” dile getirdi. Görülen o ki öteki tarafı da mağdur etmeyecek bir çalışma Adalet Bakanlığınca yapılmış. Nihai şekli de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca yapılacak görüşmeler sonucunda belirlenecek.
Bunun yanında boşanmak isteyenlerin de boşanamaması da ayrı bir sorun. Bu tür davaların da süresinin kısalması için çalışma içerisinde oldukları bilgisi de Bakan Gül tarafından dile getirildi. Boşanma davaları yıllar sürünce, ayrı evlerde hayatlar kurulunca doğal olarak başkalarıyla gayri resmi de olsa evlenen hatta çocuk sahibi olan binlerce insanın yaşadığı sorun da bu yolla çözüme kavuşacak. Yıllarca süren boşanma davaları da artık daha kısa bir sürede son bulacak.