Daha fazla alçalmayalım
DAHA neleri görecek yaşayanlarımız? Olmazların olduğu, zeki yaratıkların akla muğayır tutum ve davranışlarının insanlığı olabildiğince savurduğu günlerden geçiyoruz.
Din ,akıl ,vicdan,iz’an ,ahlak,duygu gibi temel insanî kavramlar birer birer yok edilmiş.
Sureti insan bir güruh, olmaz denen şeyleri gözlerimizin içine bakarak olduruyor. Omurgasız yaratıklar giderek dünyamızı yaşanmaz ve utanılası bir mekân haline getirme çabasında ışık hızı ile yol almaya devam ediyor.
Dünyaya meydan okuyorlar!
Karınca incitmez yaftalılar, hayvan hakları savunucuları, feminist, çevreci, doğa koruyucu sıfatlı insan müsveddeleri dün Bosna’da, bugün ise Ortadoğu’da insan sıfatına hiç yakışmayan herzelerle kol kola tüm dünyaya meydan okuyorlar.
Dünya zindeleri birbiri ile kol kola şimdi de Müslümanları top yekün yok edecek. Küfür tek millet evrensel algısına ne kadar güzel hizmet ediyorlar.
Modern dünya bu yeni tip yaratıkları büyük bir zevkle izliyor. Plânlı projeli postmodern insanlık, nereye kadar devam eder? Daha ne kadar mazlumun ahı gerekir bu ucubenin sonu için? Akl-ı selim, er ya da geç devreye girecek. Fıtratımızda var olan, hücrelerimizin içindeki küçük çekirdeklerde saklı duran insana ait cevherler bu gidişe elbette dur diyecek.
Birlik ve beraberlik şart
Elimizle dilimizle düzeltemediğimiz şeyler elbette olmaya devam edecek. Birlik ve beraberliğimiz devam ettiği sürece düşmanlar ne kadar çok olursa olsun yenilmeye mahkûmdur. Hak; bâtılı her zaman zâil eder. Yeter ki hakkın ve doğrunun yanında yer alalım.
Ülkemiz; devleti ve milleti ile mazlumların sesini duyan, onlara kulak veren, kol-kanat geren bir durumdadır çok şükür. Bakmayın siz sağdan soldan çıkan çatlak seslere.
Devletimiz tüm organları ile dünya zindelerine yaptıkları yanlışları anlık olarak en şiddetlisi ile şamarı yapıştırıyor. Bu şamarları yağmur sanmaya devam etseler de er ya da geç zekâlarının onları sürüklediği gayya çukurunu görerek can derdine düşecekler.
Bizi içerden zayıflatmaya çalışan şer odakları ekonomik veya sosyal bir yerimizden kanatmaya devam ederek başarılı olacaklarını sanıyorlar. Bir ölüp bin dirildiğimizin canlı şahidi olan tarihin tekerrüründen de ders almadan bu eylemlere daha ne kadar devam ederler bilemem. Ancak korktukları başlarına gelecek. Rabbim o günleri görmemizi nasip eylesin.
Herkesin hesabı kendine!
Hesap günü herkes kendi hesabını vermek durumunda. Orada hâkim savcı avukat yok. Kendi azalarımızın şahitliği ile hesabımız görülecek. Dünyamızı yaşanmaz hale getirenlerin acımasız zulümleeine tepkimizde ne kadar samimi, ne kadar yapmacık duruyoruz? Bunun şahidi içimizdeki saklı benlerimiz olacak.
Dünya zindeleri öteden beri savunduğumuz yere doğru yavaşta olsa yaklaşıyor. Son pişmanlığın para etmediğini elbette görüp günah çıkartmaya çalışacaklar.
Ama bu onların cehennemden kurtulmalarına yetmeyecek. Cayır cayır yanacaklar. Zalimler için yaşasın cehennem evrensel gerçekliği olmasa bu dünyanın bu kadar çivisinin çıktığı günlerde yaşamak gerçekten zor olurdu.
İyi ki imanımız var. İyi ki son dine inanarak hayatımızı devam ettiriyoruz. Müslüman olmanın başka meziyetlerinden de nasiplenmemiz gerekiyor. Hak yememek, yetimi gözetmek, elimizin altındakilere adaletli davranmak, mevki ve makamlarımızı dünyalık hesaplar uğruna kullanmamak, rüşvet ve adam kayırıcılıkla iş yapmamak gibi daha bir çok meziyetlerle de insanlığımızı şereflendirmeliyiz.
Servet şehvet ve şöhret bu üçlü ile mücadelede Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Deveyi yardan uçurmaya bir tutam ot yetiyor.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle.