Daha çok hasta daha çok hastalık
Dostlar hekimlik mesleği sanatı ile icra edildiğinde başarılı sonuçları ile yüz güldürüyor. Sadece kitaplarda yazılanlarla meslek icra edilmeye kalkılırsa hastalığın tedavi edilmesi gibi bir gerçek karşımıza çıkar ki, sonuçta genellikle hastanın tedavisinde başarısız oluruz.
Yılların verdiği tecrübe ile mesleğe ilk girişimizde öğretilen hastalık yok, hasta var algısının gerçekliği ile her gün yüzleşen bir hekim olarak hastalarımızı iyi okuyamadığımız için bugünkü kaotik durumla karşı karşıyayız.
Un var, su var , şeker var ama doğru dürüst helva yapamıyoruz. Helva yapmak için aynı zamanda sanatkar olmak da gerekiyor.
Diplomalı reçete memurları ordusu ile bir yere kadar hastalarımıza çare ve çözüm üretebiliyoruz. Bir yerden sonrası için biraz düşünmek gerekiyor.
Sistem her gün yeni hastalıklar üreterek işimizi zorlaştırıyor. Klasik kitaplarımıza giren o kadar çok hastalık türetildi ki, hangi birisini öğrenelim ve çözüm üretelim. Zaten üretilen çözümlerde kısa bir süre sonra çözümsüzlük üretmeye başlıyor.
Peki hekimlerimiz ne yaparsa bu engebeli koşudan hastalarımızı karlı çıkartır dersiniz?
Kimsenin incinmesini istemeden acizane kanaatimi aktarmak istiyorum. Hastalarımızı iyi okumalı sebepler ve sonuçlarla ilgili detaylara ve dehlizlere rahatça girerek her hastada farklı seyrettiği için kişiye özel hastalığı bulmalıyız.
Daha üniversite sırasında iken hekimlerimiz , bu mesleğin olmazsa olmazı olan psikiatri,psikoloji ve iletişim alanında ciddi bir eğitime tabi tutulmalı ve mesleki eğitim bu omurga üzerine dokunarak doktorluktan hekimliğe doğru geçişi sağlanmalı.
Bu şekilde teçhizatı sağlam bir hekim ancak her hastada farklı seyreden hastalıkları birbirinden ayırt ederek çözümün bir parçası olabilir. Hastanın anlattıklarını iyi okuyup dokuyarak şifa hedefini on ikiden vurma şansı yakalayabilir.
Bu gün böyle olduğunu iddia edecek değilim. Sonuç nedir? Daha çok hastane , daha çok doktor, daha çok bütçe ve daha daha devam eden bir zincir.
Bu zinciri birkaç yerinden kırmadığımız sürece bizi ve hastalarımızı boğmaya devam edecek. Buna ne bütçe ne doktor ne de ilaç dayanır.
Zaten de dayanmıyor. Sağlığa son on yılda ayrılan bütçenin hesabını bilen yok. Sonuç ortada. Daha çok hasta ve daha çok hastalık.
Son çıkarılan acil yönetmeliğinin çare olmayacağını söylememizin bir kıymeti harbiyesi olmadı. Zaten beklemiyorum da . Çünkü 1 kasım seçimlerinden sonra bu mesele halledilecek denmiş ve inanmıştım ama hala körler sağırlar birbirini ağırlar kabili ipe un sermekle meşgulüz.
Niyetimizin bağcı dövmek olmadığı apaçık meydanda. Anlayana dinleyene biz içerden bir hekim olarak doğru bildiğimizi söyleyerek hem vatandaşlık görevimizi yapmış oluyor hem de üretilecek bahanelerin önünü kesiyoruz. Sağlık ve mutluluk dileklerimle.