Dolar (USD)
35.37
Euro (EUR)
36.41
Gram Altın
3039.86
BIST 100
9916.07
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Ağustos 2020

Dağda PKK  şehirde ‘dostları’…

Hem Eren Bülbül’ü şehit eden teröristin cenaze törenine katılanın destekçisi hem de Şehit Eren Bülbül’ün kabrini ziyaret ediyor.

Nasıl bir yüzsüzlük bu?

Eren Bülbül, 11 Ağustos 2017 Trabzon- Maçka’da şehit edildi.

Eren’in annesi Ayşe Bülbül, Kurban Bayramı’nda oğlu Eren’in kabrine giden İBB Başkanı E. İmamoğlu’na soruyor: Eren'imi şehit eden PKK'nın başını ziyaret edenin keyfi mi geldi?

" Üç yıldır niye beni arayıp sormadı ? Kemal Kılıçdaroğlu'nun hanımı ve Ekrem İmamoğlu'nun hanımı; Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etmesi çok koydu. Benim Eren'imi kim şehit etti? Kırk yıldır yaşadığım kapının önünde Eren'imi şehit verdim. PKK şehit etti. Eren'imi şehit eden PKK'nın başını ziyaret edenin keyfi mi geldi "

Ayşe Bülbül, İmamoğlu’na soracaklarım var diyor:

"Soracaktım ki ona benim yavrumun, on beş yaşındaki bir çocuğun şehit olması size hiç mi üzüntü vermedi ? Bakacaktım ne diyecekti. Yanında oturup soracaktım ona. Şu yavruya buraya gelip bakınca, senin duygun nedir ? Onun şimdiye kadar gelmemesinin nedenini soracaktım. Şimdiye kadar neden gelmediniz ? Benim tek üzüntüm keşke Selahattin Demirtaş'ı cezaevinde ziyaret etmeseydiniz.

Ben yolları, kapıları bekleyen bir anayım.

Kapılarda bekliyorum. Eren sağ olsaydı da bugün yaşasaydı. Kurban kesmeseydik milletin kapılarında et isteyip, yiyecekti benim yavrum. Eren'siz geçen beş bayram çok buruk geçiyor"

Ve bir babanın feryadı…

On dokuz yaşında dağa kaçırılan Ömer Gökçe'nin, Taşlıçay’da çiftçilik yapan babası Salih Gökçe de “ Şehirde HDP, dağda PKK ikisi de aynı.” diyor.

Katil ve tecavüzcü PKK’nın yandaşları…

Ama kadına şiddete de karşılar (!)

Diyarbakır’da evlat nöbetindeki aileleri görmeyenler, duymayanlar, Mardin’deki namussuzluğu örtmeye çalışıyorlar.

Birlikte tiyatro seyrediyorlar…

Terörist Bese Hozat, genel ve mahalli seçimlerde siyasî danışman pozisyonundaydı. Onu ‘Demokratik Güç Birliği’ olarak dinlemişlerdi.

Üst akıl, aynı yapıyı Suriye’de ‘Demokratik Güçler Birliği’ adıyla kurdu.

Terör örgütünden kurtarılan P.S’nin anlattıkları malumun ilanı..

" Çocukların nasıl kandırıldığını, ellerine nasıl silah verildiğini, o korkan çocukların nasıl ölüme gönderildiğini gördüm. O çirkin ve alçak yüzü ortaya çıktı. Tecavüzleri gördüm. Bu gerçekten çok kötüydü.

Mardin’deki tecavüzcü de dağdakiler de aynı gübreliğin beslemeleridir. Evlatları dağa kaçırılmış aileleri görmezden geliyorlar.

Evlat nöbetindeki Ayşegül Hanım:

"Oğlumu onlara bırakmayacağım, mücadele etmeye devam edeceğim. Kanser hastasıyım, üç yıldır bu hastalıkla mücadele ediyorum. Tek oğlumdu. Fakirlikle büyüttüğümüz evlatlarımızı niye yüreğimizden koparıp götürüyorlar? Başka annelere sesleniyorum, gelin hep beraber oturup mücadeleyi devam ettirelim. Ölü ya da diri evlatlarımızı istiyoruz. Kesinlikle kalkmayacağız."diyor.

Salih Gökçe, evladını kurtarmak için Suriye’ye, “YPG/ PYD terör örgütü değildir; kendi topraklarını koruyan silahlı örgüttür.” diyen terör baro(n)larına gider. Nafile…

Baba Gökçe:

"… Buradan HDP'ye sesleniyorum. Ben yedi ay Diyarbakır'da kaldım. Bir insan iki gün insanın evinin önüne gelirse insan dayanamaz 'Neye geldin?' der. HDP milletvekilleriyle hepsiyle konuştum. Ben oğlumu HDP'den istiyorum. Şehirde HDP, dağda PKK hiçbir farkları yok. Diyorlar ki 'Kürtlerin savunucusuyuz' ben onları Kürtlerin savunucusu olarak görmüyorum. Eğer Kürtlere destek veriyorlarsa dağdaki çocukları getirsin. HDP çocuklarımızı bize teslim etsin." diyor.

Mardin’deki tecavüzcünün dağda ve şehirlerdeki dostları …

Gezi olaylarında Kabataş İskelesi’nde üzerine işedikleri başörtülü hanımdan kaset soranlar, Eren’in annesi Ayşe Bülbül’den de kaset isteyebilirler, Bir adım sonrasında da cinayetetiyatro’ diyebilirler, evlat nöbetindekilere attıkları ‘ajan’ iftirasını Ayşe Bülbül’e de atabilirler.

Dilleri her şeye dönenlerden her şey beklenir.