D. Ü. Tıp Fakültesi Hastaneleri''nin başarısı
Akraba ve tanıdıklar çok olunca hastalarımız da fazla olur ve dolayısıyla yolumuz sık sık hastanelere düşüyor. Bu sıklık aynı zamanda gittiğimiz hastane, hasta ve hasta yakınları ile ilgili gözlem yapmamıza da imkân tanıyor.
Doğrusu, uzun yıllar boyunca Diyarbakırlılar Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanelerinin yönetiminden yana dertliydiler. Bir hastanede doktor kadrosu iyi olduğu halde hastane kötü bir imaja sahip ise şüphesiz orada hekimlik sorunu değil, yönetim sorunu var demektir.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 2016’da Prof. Dr. Talip Gül’ü Rektör olarak ataması ile birlikte dikkatlerimizi bu hastanelere çevirdik:
Bu hastaneler nasıl düzelecek? Düzelecek ise hangi anlayışla düzelecek? Bu kadar tahribattan sonra düzelme kolay olacak mı?..
Son 1 yılda şahsımın ve yakınlarımın sağlık sorunlarından dolayı Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanelerine sıkça gidip geldaik. Başta ACİL SERVİS, KARDİYOLOJİ ve ÇOCUK HASTANESİ olmak üzere hastaneler her yönüyle güzelleşiyordu. Bölüm Başkanlarının, doktorların, servis görevlilerinin hasta ve refakatçilerle diyalogları son derece samimiydi. Bizi sevindiren bu güzel gelişmeleri yazmamak olmazdı.
Bu hastanelerin durumunu ve gelişmeleri resmi rakamlarla, sağlam verilerle öğrenmek gerekiyordu. Randevu talebim kabul edildi ve geçtiğimiz Perşembe günü D.Ü. Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Hastaneleri Başhekimi Prof. Dr. Ali Kemal Kadiroğlu ile görüştüm. Sohbet esnasında Sayın Kadiroğlu’nun kurduğu cümleler aradığım cevabı da içeriyordu. Çünkü:
“Ekip,
Tüzük,
Toplantılar,
Kararların uygulanması,
Liyakat,
Tavsiyelere duyduğumuz ihtiyaç,
Kamu yararı,
Milletimizin üzerimizdeki hakkı,
İki günün eşit geçmesi,
Sorumluluk bilinci,
Duanın gücü”ne olan itimat gibi kelimeler sohbette en çok kullanılan sözcükler arasındaydı.
Şunu anladım:
Uzun yıllar “idare” edilen hastaneleri “yönetme” imkânı doğmuş. Kafanız karışmasın; “idare etmek” ile “yönetmek” aynı şey değil. İdare etmede kayırma, “bizimki olsun”, liyakati geçerli kriterler arasına almama ve “Bugünü de kazasız belasız atlattık” anlayışı hakim iken, yönetimde, “tüzük, mevzuat ne diyorsa o”nun gereği yapılır ve profesyonellik, bilim, istişare, liyakat, mesleki gereklilikler esas alınır.
Hal böyle olunca en çok şikâyet konusu olan beyin göçü de geri dönüyor. Prof. Dr. Ali Kemal Kadiroğlu, “Rektörümüz Prof. Dr. Talip Gül Hocamızın öncülüğündeki çalışmalarımız neticesinde bir yıldır dışarıdan DÜ Tıp fakültesi Hastaneleri’ne gelmek için müracaat eden uzman ve akademisyenlerin varlığı bizi mutlu ediyor” diyor.
Bu güzellikler Hastanelere İSO 9001 gibi kalite belgelerini kazandırıyor. SKS’de 89,6 gibi harikulade bir seviyeyi yakalamak çok şeyi özetliyor.
“Bütün bunları başta Sayın Rektörümüz, doktorlarımız ve personelimizle başardık ve tabi ki dualar sayesinde…” diyor Başhekim Ali Kemal Kadiroğlu.
Sadece Diyarbakır değil, bölgeye ve yurt dışına hizmet veren bu hastaneler şifa dağıtıyor. Şifa dağıtırken de 5 TL’ye alınabilecek cihazı 35 TL’ye almıyor. İhalelerde gösterdikleri dirayet ile kamu zararının önüne geçiliyor.
İşte D. Ü. Tıp Fakültesi Hastanelerinin bazı faaliyetleri:
1. 2018 Yılında Yeni Açılan Branşlar :
* Palyatif Bakım Merkezi
* Pet/Ct Cihazı
* Girişimsel Radyoloji
* 4 Yeni Göz Ameliyathane
* BT Cihazı
2. 2019 Yılında Açılması Planlanan Branşlar:
* Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi (Tescili alındı)
* Girişimsel Nöro Radyoloji/İnme Merkezi.
* Tüp Bebek Merkezi,
Kapasite Artışı Yapılacak Branşlar:
* Nöroloji Kliniği İmmünoterapi İnfüzyon, tedavi odası 10 yatağa çıkarılıyor.
* Organ Nakli Kliniği, yatak sayısı 15’ten 24’e çıkarılıyor.
* Kardiyovasküler Cerrahi Kliniği
(Yeni Öğretim Üyesi Kadro Tahsisi)
* Çocuk Göğüs Yoğun Bakım Ünitesi, yatak sayısı 7’den 14’e çıkarılıyor.
* Medikal Onkoloji (3 Nolu Klinik)
* Kardiyoloji Kliniği (3 Nolu Klinik)
2017’ye göre bu yıl;
Klinik hasta sayısında 4 bin, yatak doluluk oranında %5, yoğun bakım hastasında 6 bin artış kaydedilmiş. Ayakta hasta sayısında 90 bin, yatış sayısında 12 bin, ameliyat sayısında 3 bin artış kaydedilmiş.
D. Ü Tıp Fakültesi Hastanelerinin sadece bölgeden, Irak’tan değil, Azerbaycan, Özbekistan ve Kırgızistan’dan hasta kabul ederek “sağlık turizmi” başlatması gerçekten de güzel.
