Dolar (USD)
32.56
Euro (EUR)
34.87
Gram Altın
2437.30
BIST 100
9645.02
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

29 Aralık 2013

CUNTANIN SARIKAMIŞ KATLİAMI

Sarıkamış Harekatı,1914-1915 kışında 22 Aralıkta başladı, 17 Ocakta sona erdi. 25 gün sürdü. Resmi kayıtlara göre 109.274 gencimiz katledildi.

1908 yılında meşru Devlet Başkanı Abdülhamid'i deviren CHP zihniyetli cunta, ülkeyi yönetemeyip krize sürükledi. Paraya ihtiyaç vardı.

Almanlar 5 milyon altın borç vermeyi kabul ettiler, ama bir şartla..

Almanya yanında I. Dünya Savaşına katılmamız kaydıyla...

Savaşa cunta liderlerinden Enver' in emrivakisi ile girildi..

Enver inkar ettiyse de, sonradan savaşı başlatan gemilere, Rus limanlarını bombalama emrini, bizzat Enver' in verdiğinin belgesi, Genel Kurmay atase arşivlerinde bulundu.

Savaşa girerken Meclisten onay alınmadı. Padişaha da haber verilmedi. Hem Meclis hem Padişah devre dışı bırakıldı. Savaşa girildiğinden, Padişah sonradan haberdar edildi.

Ruslara cephe açılarak Rus kuvvetleri Sarıkamış' a kaydırılacak, Almanlar Rus cephelerinde rahatlatılacaktı. Mehmet, Hans' a kurban ediliyordu.

Alman hayranı Enver, cephe komutanlığına atadığı hocası Hasan İzzet Paşa'nın, "kışın o bölgede savaş yapılamayacağı" uyarılarını dinlemedi. Hatta hocasına "Hocam olmasan seni idam ettirirdim!" dedi.

Cepheye sürülen askerler;

"Düşman ülkesi viran olacak,

Türkiye büyüyüp Turan olacak!

Seferberlik vardır yazdı ilanlar

Koşunuz orduya gürbüz aslanlar

Türkoğlu değildir evde kalanlar" şiirleriyle pohpohlandı.

Sarıkamış'ın son günü Enver'in önüne kayıp listesi getirildiğinde "nasılsa ölmeyecekler miydi" dedi.

Kayıplarımızın çoğunluğu donma, az kısmı ise tifo, tifüs ve açlık nedeniyleydi. Çarpışabilenler çok azdı.

Asker diz boyu karlı ormanlar içindeydi. Sürekli kar fırtınası vardı.

Askerler hemen öleceklerini biliyor, kesintisiz Kur'an okuyor, donarak susuyorlardı.

Soğuktan etleri dökülüyordu. Çıldırmış, karları kemirenler vardı. Uçurumlardan yuvarlanıyor, tüfekleri dizlerinin arasında donup kalıyorlardı. Üzerlerini kar kefen gibi örtüyordu.

Savaş sonrası bölgedeki köpekler insan eti yemekten yamyamlaşmış, karınları yerde sürünüyordu.

Soğuktan toprak kazılıp defin yapılamadığından şehit cenazeleri üst üste yığılıyor, yığınlar yüz metrelerce uzanıyordu..

Köy evlerine, şehit cenazeleri odun yığınları gibi istif edilmişti.

Dağlar, araziler hiç savaşmadan donan şehitlerle doluydu, uzaktan karla kaplı ormanlar hissi veriyorlardı.

Savaş sonunda Enver İstanbul'a döndüğünde "Sarıkamış Katliamı" için sansür emri verdi. Sansür 90 yıl sürdü. Halen sansür ve çarpıtma sürmektedir.

Sarıkamış katliamından, savaşın ertesinde bir İstanbul gazetesinde birkaç gün yayın yapıldıysa da gazete ebedi olarak susturuldu.

Enver ve cunta yargılanmamak için 1 Kasım 1918 Cumartesi gecesi saat 23.00'de bir Alman istimbotu İstanbul'dan kaçtılar.

Sarıkmış bir kahramanlık destanı değildi, bir faciaydı, bir katliamdı.

Cuntaların, çetelerin, darbelerin ülkeye maliyetini anlamak için Sarıkamış' ın üzerini örten karların, buzların kalkması gerekiyor.

Sarıkamış mazlumlarının ahları yerde kalmamalı!

Cuntaların, çetelerin kirli çamaşırları ortaya serilsin ki günümüz cuntalarına geçit verilmesin!